Ukrayna Büyükelçisi'nin 'propagandasında' Donbass
Ben ve benim gibi birçok kimse bürokrasiyi karşımızda görmek için o salonlara gelmiyoruz. Merakla beklenen filmin öncesinde belki de "katkılarından dolayı" formaliteden yapılan konuşmalar belli bir süre sonra büyük bir uğultuya dönüşüyor. Biz aslında söylenenleri duymuyoruz. Bunda hayatımızın her aşamasında paçalarımızdan akan/akıtılan bürokrasinin de etkisi var.
ANKARA - Ankara Sinema Derneği'nin düzenlediği Gezici Film Festivali 24'üncü kez Ankaralı sinemaseverlerle buluştu. 2018 yılındaki Cannes Film Festivali'nde Belirli Bir Bakış kategorisinde açılış filmi olan ve bu alanda Sergei Loznitsa'ya en iyi yönetmen ödülünü kazandıran Donbass filmi de festival kapsamında izleyicilerle buluştu. Gezici festivalde "Ukrayna Büyükelçiliği"nin katkılarıyla izlediğimiz, katkılarıyla diyorum festival yönetimi böyle duyurdu, Donbass üzerine birkaç sözüm var.
'YAŞASIN UKRAYNA, YAŞASIN TÜRKİYE'
Genellikle film izleyicilerinin sinema salonlarında yerlerini almadan önce filme dair asgari bilgiye tahammülü vardır. Filmin öncesinde herhangi bir yönlendirmenin alerji yaptığı bu anlarda Ukrayna heyetinin teşrifleriyle Donbass'ı izlemek üzere koltuklarda izleyiciler yerini aldı. Önce film tanıtıldı. Ukrayna Büyükelçiliği'nin katkılarıyla festivalde gösterildiğinin altı kalın kalın çizildi. Teşekkürler edildi. Sonrasında Ukrayna Ankara Büyükelçisi Andrıı Sybıha sahneye geldi. Gösterilen filmde yer alan hikayelerin "gerçek yaşanan"ların ancak bir bölümü olduğunu vurgulayan Sybıha "Yaşasın Ukrayna, yaşasın Türkiye" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Filmin ardından neden bu salonun propaganda alanına dönüştürüldüğünü çok iyi anlamakla birlikte konuşmanın ardından birçok izleyici gibi şaşkın bir şekilde etrafıma baktım. Alkışların ardından şöyle bir soru hasıl oldu kafamda. Zorunda mıydık? Hakikaten filme emek veren, katkı sunan birisi salonda değilken, filmin ortaya çıktığı ülkenin Ankara Büyükelçisi'nin filmden önce bizlere filme dair bilgi vermesine, bir üst aşama, yönlendirmesine katlanmak zorunda mıydık? Elbette değildik. Kapı da oradaydı ve çıkabilirdik.
'BİZ ASLINDA SÖYLENENLERİ DUYMUYORUZ'
Burada festival yönetimine birkaç rahatsızlığımı dillendireyim. Çok zor şartlarda bütün imkansızlıkların içerisinde festivali sürdürmeye çalıştığınızı tahmin edebiliyorum. Fakat ben ve benim gibi birçok kimse bürokrasiyi karşımızda görmek için o salonlara gelmiyoruz. Merakla beklenen filmin öncesinde belki de "katkılarından dolayı" formaliteden yapılan konuşmalar belli bir süre sonra büyük bir uğultuya dönüşüyor. Biz aslında söylenenleri duymuyoruz. Bunda hayatımızın her aşamasında paçalarımızdan akan/akıtılan bürokrasinin de etkisi var.
Ukrayna temsilcisinin gövde gösterisinin ardından sözü tekrar festival temsilcisi alıyor. Bu aşamada görevlilerin en ön sıradaki Ukraynalılara arka sıradaki boşluklara gitmeleri ricası ve ısrarının diğer izleyicilere yapılmamasını da nezaketsizlik ve özensizlik olarak algılıyorum. (Sevgi Can Yağcı Aksel hocam ne güzel demişti,"Hayatımızda çok eksik olan iki şey aklıma geliyor: Özen ve nezaket" diye). Bizimki de boyundu ve bizimki de gözdü fakat salonda hissettirilen hiyerarşide alt sıralarda kaldık.
KARA MİZAHIN OLDUĞU PROPAGANDA FİLMİ
Buradan filme uzanalım. Türkiye'de 14 Aralık'ta Başka Sinema aracılığıyla vizyona girecek Donbass, Doğu Ukrayna'nın Donbass bölgesinde yaşanan savaşı konu ediniyor. Filmde çatışmaların yaşandığı bölge "işgal toprakları" olarak tarif edilirken belli başlı bir hikaye kurgusunun yerine parçalı ama kendi içerisinde geçişlerin sağlandığı bir anlatı tercih edilmiş. Birçok küçük hikaye karşılıyor izleyeni ve ince ayrıntılarla hikayeler birbirine bağlanıyor.
Rus yanlılarının ve milislerinin yönetime karşı başkaldırdığı topraklarda yaşanan sefalet, yolsuzluk, propaganda ve soygunlar öyle bir titizlikle işleniyor ki filmi izleyen sıradan Ukraynalının damarlarından akan kanın milliyetçilikle pompalandığını hissedebiliyorsunuz. Bu haliyle kara mizahı içerisinde barındıran bir propaganda filmiyle karşı karşıya kalacağınızı söylemeliyim.
'PASAPORTUNUN İÇERİSİNDE PARA UNUTMUŞSUN'
Büyükelçinin Ukrayna'da yaşanan gerçeklerin yer aldığını söylediği filmde tek taraflılığı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Doğu ile Batıyı ayıran kontrol noktasında görevli Ukraynalı askerlerin, sınırdan geçiş için rüşvet vermeye kalkan bir kişiye, "Pasaportun içerisinde para unutmuşsunuz" demesinin ardından "işgal bölgesi" olarak nitelendirilen Doğu'daki askerlerin bir parça et için otobüsteki yolcuların arasında dolaşmasına tanıklık ediyorsunuz. Doğu'daki Rus yanlılarının rüşvet aldığına, halkın mallarını gasp ettiğine dönük birçok ayrıntıyı film sunarken rüşvet almayan "onurlu" Ukraynalıların olduğunu da göstermekten geri durmuyor.
Filmin alt metininde bölgede yaşanan sorunların yansıtıldığı ya da iki tarafın da savaşmanın getirdiği hatalarının görünür olduğu bir anlam da çıkabilir elbette. Bunu bulmak isteyen birkaç küçük ayrıntıda görecektir. Fakat filmde Ukrayna perspektifi Doğu'da o kadar tek gözden geziniyor ki filmin başka bir bakış açısına ihtimal vermemek gibi bir gayesi olduğuyla yüzleşiyorsunuz ve tek taraflılığın yarattığı rahatsızlığı hissediyorsunuz. Öteki mahallenin düzenbazlıklarını, Rus yanlılarının topluma yaşattıkları baskıyı başlangıçtan bitişe kadar yansıtırken beri tarafın ( Batı Ukrayna'nın) akıbetinin ne olduğuna ilişkin Doğu'daki titizliği de filmde göremiyorsunuz.
OSCAR'I GÖĞÜSLEYEBİLİR
Bu aşamada filmin dilinin tek taraflılığına es verip, Ukrayna sinemasının en önemli örneklerinden olduğunu da söyleyip hakkını teslim etmem gerekiyor. Hikayelerin kurgulanışı, teknik anlamdaki sinematografik unsurlar ve oyunculuklar açısından kusursuz denilebilecek bir film izleyicileri bekliyor. Cannes'daki ödülün sadece siyasi bir mesaj ve tarafgirlikle verilmediğine de inanmak istiyor insan ve yer yer ikna oluyor.
Öte yandan Donbass Ukrayna'nın Oscar adayı filmi de oldu. Önümüzdeki günlerde Rus karşıtlığını yansıtan filmin Oscar'da yarışacağına belki de yabancı dilde en iyi Oscar ödülünü alacağına tanıklık edebiliriz. Şimdiden Oscar için de bu filmi kaydetmekte yarar var. (DUVAR)