7. Koğuş'ta dram üstüne dram!

Mehmet Ada Öztekin'in son filmi "7. Koğuştaki Mucize" dün vizyona girdi. Başrolünde Aras Bulut İynemli'nin yer aldığı film, Güney Kore yapımı Miracle in Cell No.7'den uyarlanarak Türk izleyicisine seslenmeyi amaçlıyor.

Google Haberlere Abone ol

Çeşitli televizyon dizileri ve Mahmut ile Meryem, Kaybedenler Kulübü, Martıların Efendisi gibi filmlerin yönetmen koltuğunda gördüğümüz Mehmet Ada Öztekin'in son filmi "7. Koğuştaki Mucize" 11 Ekim'de izleyicilerle buluştu. Öztekin, birçok reklam filmi, video klip, kısa film, film ve dizide gerek senarist gerek yönetmen olarak görev yaptı.

1983'te sıkıyönetim yıllarında bir Ege kasabasında geçen "7. Koğuştaki Mucize", cezai ehliyeti olmayan ve haksız yere hapse atılan Memo ile kızı Ova’nın adalet arayışı ve kavuşma hikayesi üzerine kurulu.

Aslında Türk sinemasında görmeye alışık olduğumuz bu senaryo, bir Güney Kore filmi olan Miracle in Cell No.7’dan uyarlandı. Film uyarlanırken filmlerin konusu ve adıyla ‘birebir’ aynı olmaması istendiği için adı “7. Koğuştaki Mucize” olarak değiştirilmiş. Bana kalırsa hikayesiyle tam olarak Türk izleyicisine hitap eden, dramı vurgulayarak izleyiciye vermesiyle, gişe rekoru kıran duygusal filmlere yaklaşan bu film, kendini bu dram üzerine inşa ediyor.

"7. Koğuştaki Mucize" genç bir kızın aynaya bakarken televizyonda idam yasasının kaldırıldığı haberini dinlemesiyle başlıyor. Filmin başındaki sahnenin ardından, geriye dönülerek geçmişte yaşananlar anlatılıyor. Film girişte olağan seyrinde ilerlerken, hikayeyi doruk noktasına ulaştıracak olay ile yani yarbayın kızının ölümü üzerine hikayenin tüm gidişatı farklı bir yönde şekillenmeye başlıyor.

'TÜRK SİNEMASI SALYA SÜMÜK AĞLATMA ANLAYIŞINDAN VAZGEÇMİYOR'

Gelelim filmin hikayesinin anlatılış şekline... Her ne kadar karakterler hikayeleriyle beraber güzel bir şekilde işlense de film yapış yapış Orta Doğu dramı ve klişelerle dolu, gişe kaygısıyla çekilmiş bir yapım olarak gösteriyor kendisini. Fragmanda da izleyiciye gösterildiği şekilde Türkiye izleyicisi için vurucu tüm noktaları içinde barındırıyor film; şive, akli dengesi yerinde olmayan, kendini ifade edemeyen bir başrol ve tek başına kalmış küçük bir kız... Sahnelerde kullanılan müzikler her ne kadar başarılı olsa da maalesef filmin, izleyiciyi “salya sümük ağlatma” anlayışından kurtaramıyor.

Oyunculuklardan da bahsedecek olursak, Aras Bulut İynemli yönetmenin Martıların Efendisi ve Mahmut İle Meryem filmlerinde de yer alarak yönetmenin beğendiği oyunculardan. Filmde mükemmel denecek bölümlerden biri İynemli’nin oyunculuğu kuşkusuz. İynemli'ye, Sofiya Aksongur, İlker Aksum, Mesut Akusta, Deniz Baysal, Yurdaer Okur, Sarp Akkaya, Yıldıray Şahinler, Deniz Celiloğlu, Gülçin Şahin Kültür, Ferit Kaya, Cankat Aydos, Hayal Köseoğlu, Doğukan Polat ve Serhan Onat gibi oyuncular eşlik ediyor. Aynı zamanda hem kurguyla hem de diğer oyuncuların başarılı performanslarıyla da yalnızca İynemli’nin karakterinin ön plana çıkartılması ve tek adam üzerine kurulu bir film olması engellenmiş. Oyunculuklar ve kurgu çok iyi şekillerde dengelenmiş. Tüm bu unsurların yanında hapishane ortamının karanlık görüntüsünün yanında dışarısının cıvıl cıvıl görünmesi gibi ışık kullanımındaki sert geçişler de yapımın ışık kullanımı konusunda gayet başarılı olduğunu gösteriyor.

"7. Koğuştaki Mucize" geçtiği zaman aralığından dolayı sıkıyönetim dönemine, dönemde yaşanan yargılamalar ve sorgulamalara, delil karartmalarına, ast-üst ilişkisine de çok belirgin şekilde olmasa da vurgulamalar yapıyor. Fakat dönemin şartlarındaki sıkılığa rağmen nasıl oluyorsa verilen idam kararında askerler, hapishane müdürleri ve mahkumlar vicdanlarının sesine kulak vererek kendi içlerinde bir plan yapıyor ve 'emirlerinden çıkamadıkları üstleri' dahil, kimse bu durumun farkında olmadan, planlarını 'tereyağından kıl çekercesine' gerçekleştiriyor. Bunun yanında filmin çok fazla dram ve klişeye boğulmuş taraflarının dışında diğer bir eksik ise bazı konuların bir yere bağlanmayarak açıkta kalması. Filmin mutlu sonla bitirilme çabası için senaryoda yapılan saçmalıklara rağmen mutlu sonun ilerleyen senelerinde ana karaktere ne olduğunu bile izleyiciye verilmiyor.

Beyazperdeye dram üstüne dram yansıtılırken, belli sahnelerde de bu dram komedi sahneleriyle çevreleniyor. Büyük ihtimalle oyunculuklardan kaynaklansa da, sinemada görmeye alışık olduğumuz bu senaryo izleyicide merak uyandırmayı başaracak gibi görünüyor.

Son yıllarda vizyona giren filmlerle kıyaslandığında büyük bir izleyici kitlesine ulaşacağını düşündüğüm "7. Koğuştaki Mucize", izleyiciyi “salya sümük ağlatmayı” amaçlamasının yanında izleyiciye “yaşarken, hayatımızdaki en önemli şey ne?” sorusunun da cevabını aratıyor.