Sinop Nükleer Güç Santrali davasına İzmir'den çağrı: Nükleere inat, yaşasın hayat
EGEÇEP, İzmir Barosu ve Gaziemir Belediyesi, Sinop'ta yapılmak istenen nükleer santrale karşı açılan davanın 28-29 Mart'ta görülecek karar duruşmasına çağrıda bulundu.
İZMİR - EGEÇEP, İzmir Barosu ve Gaziemir Belediyesi, Sinop'ta yapılmak istenen nükleer santrale karşı basın açıklaması düzenledi. Gaziemir'de bulunan ve İzmir'in Çernobil'i olarak bilinen nükleer atık alanında düzenlenen açıklamaya çeşitli kurumlardan temsilciler de katılırken, açıklama sık sık “Nükleere inat yaşasın hayat” sloganları atıldı. Grup adına açıklama yapan EGEÇEP Eş Sözcüsü Seval Ekşici, Sinop’ta kurulması planlanan Nükleer Güç Santrali (NGS) için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı çok sayıda kurum, kuruluş ve bireyin Samsun 2 ve 3'üncü İdare Mahkemelerine dava açtığını hatırlattı.
KARAR DURUŞMASI 28-29 MART'TA GÖRÜLECEK
Bu mahkemelerce atanan bilirkişilerin Sinop NGS ÇED raporuna olumsuz görüş bildirdiğini belirten Ekşici, tarihi karar duruşmasının 28 ve 29 Mart tarihlerinde Samsun’da görüleceğini söyledi. 2018'den bu yana yaşanan süreci anlatan Ekşici, bugün Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşla birlikte dünyanın, Zaporijya NGS ve Çernobil NGS’ye yapılan saldırılar ile nükleer santrallerin tüm canlıların yaşamı ve çevre için oluşturacağı tehlikenin bir kez daha farkına vardığını söyledi.
Ekşici, “Çernobil ve Fukuşima’da yaşanan felaketler, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın ardından, nükleer santrallerin gerekliliği sorgulanıp, nükleer santraller konusunda tedbirler alınmaya başlanmıştır. Ülkemizde ise siyasi iktidar, nükleer lobilerin de desteğiyle 'yerli, milli ve temiz enerji' söylemi, gerçeği yansıtmayan 'artan enerji talebinin karşılanması, enerji maliyetlerin düşürülmesi, dışa bağımlılığın sona ermesi' gibi mantık dışı açıklamalarla kamuoyunu yanıltmıştır” dedi.
'BU PROJELER İÇİN AYRILAN KAYNAKLAR HALKIN İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA KULLANILSIN'
Ülkenin enerji ihtiyacını karşılamaktan çok nükleer güce sahip olma arzusuyla hareket eden siyasi iktidarın, ülkeyi en büyük felakete taşımakta olduğunun farkına varamadığını vurgulayan Ekşici, “Bizler, siyasi iktidarın yönetememe krizini nükleer santrallarla çözemeyeceğini, nükleer santralların bir seçenek değil, 1970’lerden kalan bir anlayışla siyasi bir tercih olduğunun altını çiziyoruz. Acilen Akkuyu NGS inşaatının durdurulmasını ve Sinop NGS projesinin derhal iptal edilmesini, NDK’nın kapatılmasını istiyoruz. Ülke ekonomisinde bu projeler için ayrılan kaynakların halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasını; eğitim, bilim ve teknolojiye yatırım yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
'TÜM YAŞAM SAVUNUCULARINI KARAR DURUŞMASINA BEKLİYORUZ'
Tüm bunlara ek olarak, İzmir’in Çernobil’i olarak nitelendirilen Gaziemir’deki nükleer atıklarla bile baş edilemediği dikkate alındığında endişelerinin daha da arttığını dile getiren Ekşici, son olarak şunları kaydetti;
“Yapılacak enerji planlaması ile üniversiteler, meslek odalarının ve toplumun görüşleri alınarak kamu esaslı, uygulamasında sakınca barındırmayan doğru alternatiflere yönelinmesini, bu konuda acil yasal düzenlemeler yapılmasını istiyoruz. Siyasi iktidarın yerli ve yabancı enerji lobilerinin kar hırsı uğruna, doğanın talan edilmesine, kamusal alanların elimizden almasına izin vermiyoruz. Kapitalist sistemin rant odaklı nükleer projelerini meşru kılmak adına bilimin ve halkın sesine kulaklarını tıkayan, kamu yararı gütmeyen politikaları kınıyoruz. Sinop NGS’ye ilişkin hukuksuz süreç sonlandırılana kadar mücadelemizden asla vazgeçmiyor; yaşamlarımıza, insanlığın varlığına, çocuklarımızın yarınlarına sahip çıkıyoruz”
Ekşici, tüm nükleer karşıtlarını ve yaşam savunucularını 28- 29 Mart'ta Samsun İdare Mahkemesi’nde açtıkları davaların karar duruşmasına çağırdı.
'BURADA ADIM ATMAYANLARIN SİNOP'TA NELER YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNEMİYORUM'
Açıklamada konuşan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Gaziemir'deki atıkların yıllardır temizlenmediğine dikkat çekerek, “Buradaki atıkların temizlenmesi ile ilgili adım atmayanların Sinop'a neler yapabileceğini düşünemiyorum” dedi.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Karababa da “10 seneden fazla bir zaman geçmesine rağmen bir adım atılmadı. 10 bin 509 metreküplük alanda radyoaktif madde bulunuyor. Bu alanın temizlenmesi için çalışmalar yürütüldü. Alanın burnunun dibinde insanlar yaşıyor, çocuklar okula gidiyor. Bütün bunlar bilinirken hala etkin bir girişim olmaması utanç verici bir durum. Anayasal hakların çiğnendiğinin göstergesidir” diye konuştu. (DUVAR)