Sisdağı'nı savunan halka jandarma engeli: 'Sandık Gölü'nü katlediyorlar'

Sisdağı'ndaki doğal şelale etrafına yapılmak istenen bungalov tesisine karşı çıkan yöre halkının alana girişini jandarma engelledi. Eylem yapan yöre halkı, Sandık Gölü'nün katledildiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

TRABZON - Trabzon ile Giresun sınırındaki Sisdağı Yaylası'nda yer alan Sandık Gölü çevresine yapılmak istenen bungalov tesisine karşı yöre halkı eylem yaptı. İnşaat alanına girmek isteyen eylemcileri jandarma ekipleri izin vermedi.

Trabzon-Giresun sınırında bulunan Sisdağı Yaylası'nın doğal güzelliğini koruyan ender yerlerinden olan ve Sandık Gölü mevkiindeki 7 dönümlük alanda bungalov tesisi için North Enerji Turizm şirketine kiralanması üzerine bölgede çalışmalar bir süre önce başlatıldı. Alanı şeritlerle kapatan şirket Sandık Gölü'nün yanı başına 11 bungalov, restoran ve satış yeri yapmak için inşaata başladı.

Yöre halkı, yaylanın tek doğal kalan alanın yapısının bozulmaması ve endemik bitki türlerinin yok olmaması için karşı çıktığı ve imza topladığı tesis projesi için bugün eylem gerçekleştirdi.

Göl etrafında basın açıklaması yapmak için şirket yetkilileri ile tartışan yöre halkı alana çekilen şerit ve tabelaları sökerken duruma jandarma müdahale etti. Jandarma ekiplerinin inşaat alanına girmesine izin vermediği Sisdağı sakinleri göl çevresinde basın açıklaması yaparak projenin durdurulmasını talep etti.

'ATALARIMIZIN KOLLADIĞI YERLER RANT ALANINA DÖNÜŞECEK'

"Sandık Gölü'ne dokunma, Çepnileri kızdırma", "Atalarımızın Anılarını Yok Etmeyin", "Doğa Katliamını Durdurun" ve "Turizm Yatırımı Bahane Sis Dağını Ranta Kurban Etme" yazılı dövizler taşıyan yöre halkı adına basın açıklamasını okuyan Nusret Özendi, Sisdağı'nın incisi Sandık Gölü ve çevresinin katledildiğini söyledi.

"Anayasal hakkımız olan ormanın içerisine Jandarma Komutanlığı tarafından izin verilmeyerek sokulmadık" diyen Özendi, "atalarından miras olan Sandık Gölü'nün bir avuç rantçının keyif sürmesi için betonlaşmasına razı olmayacaklarını" dile getirdi.

Doğal mirası koruyup yaşatmakla mükellef olduklarını belirten Özendi, "Çam ağaçları, zifin çiçekleri, çalı çileği, diken çileği, yabani böğürtlen, sarı kantaron çiçeği, kekik, aslan pençesi, sümbül çiçeği ve daha birçok endemik bitkinin olduğu, yöre halkının buluşma yeri, mutluluklarını paylaştıkları, deresinde serinledikleri, çileğini toplayıp, ormanlarında yürüdüğü manzarayı keyifle izleyebildiği bu yeri, sermaye sahipleri rant projesine çevirip ceplerini doldurmak istiyorlar" dedi.

Sandık Gölü çevresinin bireysel ilişkilerle hukuka uygun olmayan bir şekilde orman arazisinden mesire alanına çevrildiğini kaydeden Özendi, şunları söyledi: 

"Bu alanda yapılan inşaatlarla endemik bitkileri ve doğal güzelliği yok edecekler. Yöre halkının ücretsiz özgürce girdiği mesire alanı bir şirketin özel mülkü haline gelecek. Atalarımızın koruyup kolladığı yerler rant alanına dönüşecektir. İnsanlarımız kendi yaylasında yabancı muamelesi görecek. Elimizde kalan doğal güzellikleri korumak istiyoruz. Bilindiği üzere son dönemde çarpık yapılaşmaya Cumhurbaşkanımız da dikkat çekmiş, bu kötü gidişatı düzeltmek adına süreçlere müdahil olmuştur. Bu projeye izin verenleri ve bu projeyi uygulayanları bu yanlıştan bir an önce dönmeye davet ediyoruz."

'FİRMALARIN RANT HIRSI DOĞAMIZIN GELECEĞİNİ YOK EDİYOR'

Özendi, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Sisdağı'nda yayla turizmi, Sisdağı katledilmeden de gelişebilir, geliştirilebilir. Sisdağı pazar yeri atıl bakımsız bir halde. Turizm yönünde bir şey yapılacaksa hak sahipleri ile birlikte oradan başlamalı. Kimse bizden sadece rant amaçlı doğal güzelliklerin tahrip edilmesine göz yummamızı beklemesin. Yetkilileri duyarlı olmaya, bu sürece dur demeye, dozerleri bir an önce buradan indirmeye çağırıyoruz. Uzungöl'ün içler acısı halini hepimiz görüyoruz. Bundan ders almalıyız. Başka yerleri de turizm adı altında çöplüğe çevirmemek gerekiyor. Biz bu yolda mücadelemizi sürdüreceğiz ve bölge halkının bu ortak alanının, bu doğal güzelliğin turizm adı altında ranta kurban gitmesine izin vermeyeceğiz.

Burası hakkında kararlar alınırken, projeler yapılırken hiçbir muhtara ya da bölge halkına danışılmadı. Süreç bürokratik ve ticari ilişkilerle yaptım olduya getirilmek isteniyor. Ancak biz Anayasa'nın 56. maddesinin de bize verdiği bir hak ve ödev olarak çevremizi korumaktan ve ona sahip çıkmaktan geri durmayacağız. Doğal yaşamı ve ekosistemi tahrip edecek bu proje derhal iptal edilmelidir. Firmaların doymak bilmez rant hırsı, hepimizin gözleri önünde ülkenin ve doğanın geleceğini yok ediyor. Tüm yetkilileri bilim insanlarının, çevre gönüllülerinin, yöre halkının ve doğanın sesine kulak vermeye, bu insanlık suçuna dur demeye davet ediyoruz."

Basın açıklamasının yöre halkı dövizlerle göl etrafında fotoğraf çekilerek alandan ayrıldı.