Sivil toplum örgütlerinden 'etki ajanlığı'na ilişkin ortak çağrı

Kamuoyunda 'etki ajanı' olarak bilinen yasa teklifine yönelik, 44 sivil toplum örgütü ortak açıklama yayımladı. Açıklamada, tüm milletvekillerinin yasa teklifine ret oyu vermesi için çağrı yapıldı.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 'Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' başlıklı yeni torba yasa paketinde yer alan ve casusluk yasalarında değişiklik öngören yeni yasa teklifine ilişkin 44 sivil toplum örgütü tarafından ortak bir açıklama yayımlandı. Yapılan açıklamada, "Türk Ceza Kanununa 339/A maddesiyle eklenmesine ilişkin 16. maddesini derhal reddetmeye çağırıyoruz. Yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde sivil toplumun ülkede özgürce faaliyet yürütme becerisine yönelik önemli bir tehdit oluşturacaktır" denildi.

Kamuoyunda ‘etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifinin yürürlüğe girmesi halinde, sivil toplum örgütlerinin meşru faaliyetlerinin ciddi ölçüde engellenmesine ve kriminalize edilmesine yol açacağının ifade edildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Meşru sivil toplum faaliyetlerini suç kapsamına alıyor. Yasa teklifi, sivil toplum örgütlerinin, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetlerini suç kapsamına alma riski taşımakta ve uzun süreli hapis dahil ağır cezalar öngörmektedir."

Ortak açıklamadan öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle:

 'SON DERECE GENİŞ VE MUĞLAKTIR'

 "Yasa teklifinin mevcut halinin olası suistimallere karşı yeterli güvence veya etkili hukuk yolu içermemesinden ve hangi belirli fiillerin suç teşkil ettiğine ilişkin açık ve net kriterler getirmekte yetersiz kalmasından kaygı duymaktayız. “Stratejik çıkar”, “talimat”, “organizasyon” ve “devletin iç veya dış siyasi yararları” gibi kavramlar son derece geniş ve muğlaktır."

 'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ RİSK ALTINA GİRECEKTİR'

 "Yeterince açık tanımlanmamış veya aşırı geniş kapsamlı yasalar keyfi uygulamaya veya suistimale yol açabilir ve bu nedenle devlet yetkilileri tarafından muhalif olarak görülen kişileri hedef almak veya ülkedeki insan hakları ihlallerini belgeleyen örgütler gibi sivil toplum örgütlerini kriminalize etmek için araçsallaştırılabilir. Yasa teklifi yürürlüğe girerse, sivil toplum örgütleri, gazeteciler, insan hakları savunucuları da dahil olmak üzere herkesin bilgi talep etme ve edinme hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkı ihlal edilme riski altına girecektir."

'ANAYASASI İLE İÇ HUKUKUNA DA AYKIRIDIR'

"Yasa teklifi ceza hukukunun temel bir kavramı olan öngörülebilirlik ilkesini de içeren suçta ve cezada kanunilik ilkesini ihlal ettiğinden, uluslararası hukuk ve standartların, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Türkiye’nin Anayasası ile iç hukukuna da aykırıdır."

'RET OYU VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ'

"Türkiye yetkililerine hem Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan uluslararası hukuk uyarınca, “ulusal güvenliğin” muğlak veya keyfi kısıtlamalar getirmek için bahane edilemeyeceğini ve ancak yeterli güvenceler ve etkili hukuk yolu mevcut olduğunda konu edilebileceğini hatırlatmaktayız. Siracusa İlkeleri’nde ifade edildiği üzere, insan hakları ihlallerinden sorumlu olan bir devlet, bu tür ihlallere yönelik itirazları bastırmak veya halkına karşı baskıcı uygulamaları devreye sokmak için ulusal güvenliği bir gerekçe olarak öne süremez. Tüm milletvekillerini bu yasa teklifine ret oyu vermeye çağırıyoruz."