YAZARLAR

Siyaset sahasında köpek dalaşı

Sosyal medyadan başlayıp mahkemeye taşınan kavga evet, 2028 kavgası. Sosyal medyadaki çarpışmayı alevlendirenin ise kimse farkında değil, biz söyleyelim: İş başka yerlerdeki hareketlilikten kaynaklanıyor efendim. Bakınız dış basına, İmamoğlu aşağı, İmamoğlu yukarı… İktidar çevresini öfkelendiren asıl işte bu dışarıdan içeriye gelen rüzgâr ey okur…

Evvela üzerimize farz olanı yerine getirelim; nice nice hayırlı, kutlu, mutlu bayramlarımız olsun Ey sevgili okur. Devamen, mesleki olarak üzerimize farz olan vazife icabı haberlere geçelim: Duyduk duymadık demeyin, cumhurbaşkanlığı yarışı bayramın ilk günü itibarıyla alenen tüm şiddetiyle başlamış bulunuyor. Yarış ne kelime, adlı adınca savaş; zamanın ruhuna uygun ve dijital çağın gereği olarak sosyal medyada başladı. Hem de küfür kıyamet ve daha ilk seansta mahkemelik olarak başladı savaş. Hayırlısı…

X -Twitter- mesajlarıyla kavganın fitili ateşlendi. İBB Başkanı İmamoğlu’nun kampanya ekibinden birinin “Jet yakıtı satmışlar” mesajında Bayraktar kardeşlerin ön planda yer aldığı Filistin Mitingi fotoğrafını kullanması, 2028’in müstakbel cumhurbaşkanı adayı olarak adı geçen damat Selçuk Bayraktar’ın ağabeyi Haluk Bayraktar’ı harekete geçirdi. Ağabey Bayraktar, İsrail’e jet yakıtı mesajının sahibi üzerinden İmamoğlu’na açtı bayramlık ağzını,Ekrem İmamoğlu'na sesleniyorum: Tasmalı köpeklerini saldırtmayı bırak.”

Sayın Cumhurbaşkanımızın hısımı ağabey Bayraktar’ın “Yalandan başka söyleyecek lafın varsa, mertçe yüzümüze söyle de cevabını verelim” sözleriyle açıktan çarpışmaya çağırdığı İmamoğlu cephesinin cevabı İBB sosyal medya hesabından geldi. Onlar da mesaj sahiplerini yalan ve iftirayla suçladı:

“Haluk Bayraktar isimli kişinin sosyal medya platformu X paylaşımında İBB ve Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik yalan ve iftiralara yer verildiği görülmüştür. Haluk Bayraktar isimli kullanıcı hakkında, bu asılsız iddialarından dolayı, hem kişisel hem de kurumsal hukuki süreç başlatılacaktır.”

Hemen söyleyelim, Bayraktar da “iftiracıları mahkemeye vereceğini" söylemişti:

 İmamoğlu – İBB cephesi ise seçim sürecini hatırlatarak, “Ramazan ayında bile iftira ve kumpastan geri durmayanların, bayramda da aynı kötülüklere devam etmesine şaşırmıyoruz” dedikten sonra “Bu şahıs ve benzerleri” ifadesiyle hısım Bayraktar’ı dezenformasyonla, toplumu kutuplaştırmakla suçluyordu: “sosyal medyada dezenformasyon yaparak, içindeki kin ve nefreti toplumu kutuplaştırmak için kullanıyor.” 

Neredeyse birbirinin tıpkısının aynısı gibi görünen mesajlara bakınca içime bir kurt düştü sevgili okur: İki tarafın metin yazarları, sosyal medya hesaplarını yönetenler, iletişim danışmanları aynı kurum ya da kişiler olmasın sakın? Acaba?

Bu arada Bayraktar – Baykar Ailesinin tepesinin tasını attıran, jet yakıtı mesajını yazan iletişimci işin “tasmalı köpek” küfrüyle kalmayacağını anlamış olacak ki, kariyerini inşa ettiği, ekmeğini kazandığı sahayı anında terk etti, sosyal medya hesabını kapattı, kayıplara karıştı. Zaten o bir figür, hatta Baykar adına söz alan hısım Bayraktar da kısmen öyle. Asıl kavga 2028’in muhtemel cumhurbaşkanı adayları arasında cereyan ediyor: Ekrem İmamoğlu ve Selçuk Bayraktar için start verilmiş bulunuyor, bizden söylemesi.

TASMANIN MENŞEİ

“Tasmalı köpek” lafı bizi yıllar yıllar öncesine götürdü ey sevgili okur. Sayın Cumhurbaşkanımız, o zaman henüz başbakandı ve evet o zaman başbakanlık sistemi vardı memleketimizde. Yıl 2012, AKP İl Kongresi’nde biz gazetecilere “Sizi o tasmalarınızdan kurtardık” diyerek şok etkisi yaratmıştı Sayın Başkan. Bir değil iki kez tasma vurgusu yapmışlardı. “Daha düne kadar üniformalılar yazdıklarınızdan dolayı azarlıyorlardı. Onların karşısında selam durup ‘şak’ yapıyordunuz... Şimdi ise boyunlarında uluslararası tasmaları taktılar.” Yani asker vesayetinden kurtulmuştu gazeteciler, fakat bu sefer de “dış güçler” tasması gelmişti 2010’larda. Şükür ondan da kurtulduk artık.

Efendim herkes tasma lafına takılmıştı o vakit. Fakat asla hepimizi kastetmiyordu o vaktin başbakanı, o vaktin ve bu vaktin AK Parti Genel Başkanı. Bakın, tasmadan, af buyurunuz köpekten önce “Medyada da akbabalar var” tespitini yapmışlardı kendileri. Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın ifadesiyle “bir kısım medya” mensubu, köpekten de beter, akbaba idi. Tekraren af buyurunuz, leşçi… 2012’deki medya savaşından tam 12 yıl sonra bu sefer hısım için kalem oynatanlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın o konuşmasından ilham almış olabilir belki de… Bakınız, bayramın ilk günü “tasmalı köpek” denen kişi de şimdiki zamanın gazetecisi sayacağımız bir kısım sosyal medya kullanıcısı. Tesadüf mü?

SOSYAL MEDYA BAHANE, İŞ BAŞKA YERDE

Sosyal medyadan başlayıp mahkemeye taşınan kavga evet, 2028 kavgası. Sosyal medyadaki çarpışmayı alevlendirenin ise kimse farkında değil, biz söyleyelim: İş başka yerlerdeki hareketlilikten kaynaklanıyor efendim. Bakınız dış basına, İmamoğlu aşağı, İmamoğlu yukarı… Çarşaf çarşaf. İngiltere merkezli Financial Times gazetesinin 6 Nisan’da “İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Erdoğan’a karşı durdu” başlıklı haber analizi, “Masasında hem Kuran hem de Nutuk var” başlığıyla iç basında yer aldı. Gazete İmamoğlu’yla kapsamlı bir röportaj yayınladı, onun da çevirisi yine içeride manşetlere çıktı. İktidar çevresini öfkelendiren asıl işte bu dışarıdan içeriye gelen rüzgâr ey okur…

The Economist, Ekrem İmamoğlu'nun seçim değerlendirme yazısı, 10 Nisan 2024

Kavga sosyal medyada kopmuştu ki bir dış rüzgâr daha gelmesin mi İmamoğlu cephesinden! Bu sefer kendisi klavye başına geçmiş, The Economist dergisine seçim değerlendirme yazısı yazmıştı. “Halkı önceleyen yeni bir siyasi ahlak, popülizme galip gelecek” diyordu, “Türkiye artık seçeneksiz değil. Türkiye’nin rotası yeniden demokrasiye doğru sağlam bir şekilde yöneldi” diyordu, diyordu da diyordu. Gerek Financial Times gerek The Economist’te laf dönüyor dolaşıyor, doğrudan ya da dolaylı Cumhurbaşkanımıza geliyordu. Hedef 2028.

SEÇİM ÖNCESİ KÖPEĞİ SAHAYA SÜREN KRALİÇE

Taraflar kapışadursun, kimsenin farkına varmadığı, herkesin es geçtiği 2028’in bir diğer potansiyel cumhurbaşkanı adayını biz burada açıklayalım ey sevgili okur. Muhtemel adaylığını ilk kez duyacaksınız ama hepiniz tanıyorsunuz onu. Üstelik o varken ne Sayın Cumhurbaşkanımız sahadaydı ne İmamoğlu ne damat Bayraktar… Gencinden ihtiyarına, kadınından erkeğine, en ücra köyden kasabaya, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm yurtta milyonların hislerine tercüman oldu, onların gönlünde taht kurdu yıllarca. Sağcısı da solcusu da sevdi onu. Zengini de fakiri de. Herkesin bildiği ve eşinin de özellikle vurguladığı gibi, “siyaset üstü bir kişilik”. Aslında siyasete dahil, partiler üstü durmaktaydı Cumhurbaşkanlığı sistemine kadar.

Tütün Kraliçesi Sevim Emre

Yine kıymetli eşleri hanımefendinin belirttikleri üzere “İstese Cumhurbaşkanı olurdu” şimdiye kadar, çoktan. Ama o sanatıyla var olmayı seçmiş, politikaya gereğinde perde arkasından, dışarıdan müdahil olmuştu üst akıl olarak, akil olarak. Mesela Kadir İnanır 2015’de “Bu kan dursun” çağrısı yaptığında devreye giren, gerekli yerleri arayıp Sedat Peker’e “oluk oluk kan akıtacağız” dedirten kimdi? (Erk Acarer, Aslan Avı, sf 118)

2028’in potansiyel adayını anlamışsınızdır artık. Evet, Orhan Gencebay. Nereden anlıyoruz potansiyel adaylığını? Yerel seçimlerde, İstanbul’da doğrudan sahaya çıktı. “İstanbul’un Muradı” için kolları sıvadı, şarkı yaptı. İmamoğlu’nun karşısındaki Murat Kurum’la birlikte sahne aldı.

Peki, bunu eleştirenler nasıl cevabını aldı, hatırla ey okur. Kısmetse müstakbel muhtemel first leydi, eski Tütün Güzeli, güzellik kraliçesi Sevim Emre Hanımefendi’ye kulak veriyoruz: “Eşim siyaset üstü bir kişilik. İstese Cumhurbaşkanı bile olurdu. Bunun particilikle alakası yok... Köpekler havlasın boş verelim.

Sevim Emre, Orhan Gencebay

Görüyorsunuz ki hısım Bayraktar’dan önce köpeği siyaset sahasına süren, Gencebay Ailesi. Bayraktarlar gibi Gencebaylar da aile boyu tam saha pres, tam saha müdafaa taktiğiyle çalışıyor. Yarış amansız. Dünün Orhan Abisi alenen taraf olarak siyasete soyununca kendi sözleriyle vurulsa, “kula kulluk edene yazıklar olsun” diye eleştirilse de 2028 için aksiyon alması kimseyi şaşırtmayacaktır, bizden söylemesi.