Sokak hayvanları taslağına tepki: Ötanazi yapmayacağız
Sokak hayvanları yasa taslağına tepki gösteren Antalya VHO Başkanı Murat Karabayoğlu, “Meclisten karar çıksa bile ötanazi yapmayacağız. Hipokrat’tan bugüne hekimlik değerlerimize aykırı" dedi.
DUVAR - Son günlerde Türkiye’nin başlıca gündem maddelerinden biri olan sokak hayvanları taslağı Meclis'e ulaştı. Yasa taslağının en çok tartışılan kısmı, sokak köpeklerinin uyutulmasının önünü açan madde oldu.
SOKAK HAYVANLARI YASA TASLAĞINDA NELER VAR?
Taslakta yer alan maddelerin bazıları şöyle: “Belediyeler, barınaklardaki köpeklerin fotoğraflarını sahiplendirme ilanı olarak yayınlayacak. Köpeklerin ilanının yayınlanmasının ardından sahiplenilmesi için 30 gün süre verilecek. Sahiplendirme süresi içinde, sahiplendirilemeyen köpekler uyutulacak. Köpeklerin uyutulması ardından barınaklara yeni köpekler alınacak. Sahiplendirilen köpeklere çip takılarak, sahibinin köpeğe karşı sorumluluklarını yerine getirip getirmediği takip edilecek.”
“Türkiye'de 4 milyon civarında sahipsiz köpek olduğu tahmin ediliyor. Gelişmiş hiçbir ülkede olmayan bir başıboş köpek sorunumuz var” diyerek partisinin hazırladığı taslağa değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevzuattaki değişiklikle sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini planlıyoruz. Sahipsiz hayvanlar kısırlaştırılıp aşılanacak ve sahiplerine verilecek. Bunu başarabilirsek bir sonraki adıma da ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz” dedi. Ancak taslaktaki ‘uyutma’ maddesi nedeniyle konuya ilişkin açıklamalar hayvan hakkı savunucularını ikna etmedi.
MİTİNGE ÇAĞRI: BİR AĞACI NASIL KORUDUĞUMUZU UNUTMAYALIM
Taslak, yurt genelinde tepkiyle karşılandı. Birçok ilde eylemler düzenlendi, itiraz başvuruları yapıldı, sosyal medyada üzerinden 'birlikte mücadele' mesajları paylaşıldı. ‘'Öldüren değil yaşatan yasa istiyoruz’, ‘Hayvanlar için meydanlarda ol, ses ol’, ‘Birlikte yaşamak mümkün’ sloganları ile 2 Haziran’da İstanbul’da yapılacak ‘Adalet Mitingi’ne destek çağrıları yapıldı. Mitinge çağrı yayınında, “Bir ağacı nasıl koruduğumuzu, depremlerde nasıl tek yürek olduğumuzu unutmayalım. Hayvanlar için bir araya gelelim. O gün bugündür” denildi.
Taslağa tepki mesajlarında, öldürücü barınak koşullarına da dikkat çekildi. Birçok şehirde hayvanlara doğal yaşam alanları sağlayabilecek nitelikte barınakların olmadığı, bakım evlerinin de bu ihtiyacı karşılayacak altyapı ve kadrolara sahip olmadığı dile getirildi.
‘ÖTANAZİ YAPMAYACAĞIZ, ETTİĞİMİZ YEMİNE AYKIRI’
Antalya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Murat Karabayoğlu, sahipsiz hayvanların bakım evine götürüldükleri 30 günün sonunda sahiplenilmemeleri durumunda uyutulmalarını öngören yasa taslağına karşı olduklarını belirterek, “Veteriner hekimler olarak meslek yeminimize bağlı kalacağız, biz bu yasa çıksa da ötenazi yapmayacağız, öldürmeyecek yaşatacağız" dedi.
Türkiye genelindeki 56 Veteriner Hekimler Odası’nın ortak bir bildiriye imza attığını hatırlatan Karabayoğlu, şunları söyledi: “Ötanazi sadece veteriner hekimler tarafından uygulanabilir ve sağlıklı hayvana uygulanırsa bu katliamdan başka bir şey değildir. Hayvanların itlafı etik ve vicdani değildir. Hipokrat’tan günümüze evrensel hekimliğin değerleriyle de bağdaşmaz. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü, evcilleştirilmiş bir tür olan köpeklerin topluma bağımlı olduğunu, sahipsiz oldukları durumlarda dahi sağlık ve refahlarını sağlamanın etik bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyor.”
‘NEDEN KISIRLAŞTIRMA YERİNE ÖTANAZİ?’
Planlı kısırlaştırma yerine vicdani olmayan ve daha maliyetli olan ötanazinin neden tercih edildiğine anlam veremediklerinin altını çizen Karabayoğlu, çözüm için şu önerilerde bulundu: “Tüm büyükşehir belediyelerinde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve ilçe belediyelerinde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulmalı ve bu birimlerde nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdamı sağlanmalı. Bakım evlerinde hayvan kapasitelerini karşılayacak sayıda veteriner hekim, hayvan sağlığı yardımcı personeli ve işçi kadrosu olmalı. Barınaklar ve bakım evleri için standartlar net olarak belirlenmeli. Yardımcı personellere, hayvanlar konusunda eğitim verilmeli.
Veteriner Fakülteleri ve serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma çalışmalarında destek alınmalı. Denetimsiz ticari satışların ve kontrolsüz üretimin önüne geçilmeli. Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokaktan sahiplenilmesi özendirilmeli, sahiplenilmesi halinde kimliklendirilmesi ile ilgili zorluklar ortadan kaldırılmalı. Hayvan sahiplenme şartları yeniden düzenlenmeli. Sokağa terkedilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Önemli bir sokak hayvanı kaynağı olan kırsal yerleşim alanları ile tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalı. Devlet bu konuda destek vermeli.”
‘ENGİZİSYON MAHKEMELERİ GİBİ BİR VAHŞET’
Hayvan Hakları İhlalleri ile Mücadele Derneği Başkanı avukat Tunahan Gök de bir hukuk devletinde sağlıklı hayvanları uyutarak öldürme kararının uygulanmasının hiçbir şartta mümkün olmadığının altını çizerek şöyle konuştu: “Eğer hukuk devletinden bahsediyorsak korunması gereken en temel hak yaşam hakkıdır. Herkes hayvanları sevmek zorunda değil ama biz bir arada yaşamaya, her canlının yaşam hakkına saygı duymaya mecburuz. İnsanlık olarak borcumuz var. Meclisten hayvanların uyutulması kararı çıkarsa biz buna izin vermeyeceğiz. Ortaçağın engizisyon mahkemeleri gibi bir vahşet bu. Biz halk olarak vergi veriyoruz. Bu kararı kabul etmeyeceğiz. Direneceğiz.”
YAŞAM HAKKI SAVUNUCULARINA ÇAĞRI
Tüm yaşam hakkı savunucularına birlikte mücadele çağrısı yapan Gök, “Bu kabul edilemez girişime karşı yaşam hakkı savunucularının birlikte hareket etmesi lazım. Biz hayvan hakları savunucularının yasaları bilip tek tek uyguluyor hale getirmek istiyoruz. Suç duyurusu başvurularında nasıl hareket etmeleri, nelere dikkat edilmeleri gerektiğini anlatıyoruz. Gönüllüler hayvan hakları hukukçularına güvensinler. Toplumun en sessiz kesiminin hakları için uğraştığımız için kameralarınız yanınızda olsun, video çekin, kayıt altına alın, kanıt elde edin, şiddeti önleyin ama mümkün olduğunca kavga etmeyin diyoruz” dedi.
‘KIRSALDAN BAŞLAYIP BİLİMLE ÇÖZELİM’
Hayvanlara yaşam hakkı tanımamanın sadece hukuka değil yüzlerce yıllık Anadolu geleneğine de aykırı olduğunu vurgulayan Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu topraklarda dünyanın ilk hayvan hastanesi kuruldu. Bu topraklarda Mevlana doğdu. Bu topraklarda Osmanlı’dan Türkiye'ye kuşların suyunu, kedi köpeklerin mamasını düşünen halklar yaşadı. Biz ne ara bu kadar vicdansız olduk? Halbuki popülasyonun azaltılmasının vahşi olmayan yolları var. Bizim zamanında yapmadıklarımızdan kaynaklanan bu sonucun çözümü için yöntemler var. Profesörler, veterinerler, uzmanlar bir araya gelecek, bilimle gideceğiz, bu işi rasyonellikle çözeceğiz. Kısırlaştırmadan verim almak için bir uygulama haritası çıkarılacak, kırsala öncelik verilecek. Çünkü kırsalda çözemediğimiz sürece bu iş çözülmeyecek, daha da artacak.”
’TASARI TARTIŞILIRKEN, BİRÇOK İLDE KÖPEKLER TOPLANDI’
Alfa Arama Kurtarma Derneği Kurucusu Demet Yarlıgaç ise, “Taslakla ilgili açıklamalarda sokak köpeklerinin bakım evlerine götürüleceği söyleniyor. Biz ekip olarak gün içinde 6-7 barınak geziyoruz. Türkiye’deki birçok barınağa gittik. Halleri içler acısı. Uyutmanın önünü açacak tasarı tartışılırken, şehirlerdeki köpekler toplandı ve barınaklara götürülüp kafeslere dolduruldu. Kimse bu hayvanların bakım evlerinde tutulacakları söylemlerine kanmasın. Bu canlar, bakım evi diye ölüm kamplarında ölüme terk edilecek. Tepkiler nedeniyle belki uyutulmayacaklar ama açlıktan, hastalıktan ölecekler. Yaşamak her canlının hakkı. Bunu ısrarla konuşup anlatmamız gerekiyor. Yaşam hakkını savunan herkese sesleniyoruz, muhakkak şikayetçi olsunlar, gerekli başvuruları yapsınlar" diye konuştu.