SOL Parti'den Kartal mitingine çağrı: Bu iktidar bu ülkenin tepesinde bir dakika bile durmamalı

SOL Parti, ülkenin üç farklı noktasında planladığı "Devrimci Demokratik Cumhuriyet" mitinglerinin son ayağını yarın İstanbul'da gerçekleştirecek. Parti, tüm İstanbulluları mitinge davet etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, "Devrimci Demokratik Cumhuriyet" mitinglerinin yarın İstanbul kartal Meydanı'nda yapılacak olan üçüncü ve son ayağına tüm İstanbulluları çağırdı. İşleyen, "Türkiye büyük bir çöküşle karşı karşıya. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve rejim için final yaklaştı. Bu iktidar ülkenin tepesinde bir dakika daha durmamalı, her bir saniye yeni bir felaket demektir. Seçim ricacısı olunarak bir şey başarılamaz. Bu iktidarı seçime mecbur etmenin yolu da örgütlü mücadeleden geçiyor” dedi.

SOL Parti, ülkenin üç farklı noktasında planladığı "Devrimci Demokratik Cumhuriyet" mitinglerinin son ayağını yarın İstanbul'da gerçekleştirecek. Kartal Meydanı'nda yapılacak miting saat 13:00'te başlayacak.

SOL Parti’nin mitinge çağrı amacıyla düzenlediği basın toplantısına, partinin Başkanlar Kurulu üyeleri Önder İşleyen ve İlknur Başer, MYK Üyesi Deniz Demirdöğen ile İstanbul İl Başkanı Leyla Koç Üzüm katıldı.

'TÜRKİYE TARİHİ BU KADAR AĞIR BİR KRİZ GÖRMEDİ'

Toplantıda konuşan Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer, “Pandemi sürecinde tüm dünya hem hastalıkla hem sağlık hizmetine, eğitime erişememekle hem yoksulluk ve işsizlikle inim inim inledi. Özellikle Türkiye’de yaşayan emekçi, yoksul halkımız, gençler, çocuklar, kadınlar inim inim inledi. Ve eve kapandık çoğumuz. Etkisizleştirilmeye çalışıldık. Oysa pandemiyi doğuran koşullar, sağlık sistemini iflas ettiren koşulların hepsinin arkasında 2002 yılından itibaren iktidar olmuş AKP, MHP bloğu gözüküyor” dedi.   

"Türkiye tarihi bu kadar ağır bir krizi görmedi" diyen SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen de şöyle konuştu:  

TÜRKİYE BÜYÜK BİR ÇÖKÜŞLE KARŞI KARŞIYA: Türkiye büyük bir çöküşle karşı karşıya. Bahçeli’den başka destekçisi kalmayan AKP’nin ülkeyi 20 yılın sonunda getirdiği nokta büyük bir çöküş. Bugün de giderayak bu çöküşü büyütüyor, adeta ‘Benden sonrası tufan’ diyerek hep birlikte son vurgunlarını yapıyorlar. Geceyi akaryakıt kuyruklarıyla tamamlayıp her sabaha cebimizdeki paranın biraz daha değer kaybettiği günlere başlıyoruz. Şeker bulunamıyor, gıda kotaları var… Bakın Erdoğan, kimi zaman gençlere ‘Siz bilmezsiniz’ diye seslendiği ne varsa 20 yılda bu ülkedeki insanlara, gençlere yaşattılar. 21. yüzyılın Türkiye’sinde açlık var, kıtlık var, yokluk var.

HER SANİYE YENİ BİR FELAKET DEMEKTİR: Bu iktidar ülkenin tepesinde bir dakika daha durmamalı, her bir saniye yeni bir felaket demektir. Seçimleri bekleyelim ve seçim anında her şeyi değiştireceğiz diye toplumu pasifize ederek, seçim ricacısı olunarak bir şey başarılamaz. Önümüzdeki süreçte seçim de dahil, eğer bir şey isteniyorsa bu kazanılmak zorunda. ‘Bu iktidar nasıl olsa değişecek’ diyen, bekleyen bir yaklaşımla bu ülkeyi kurtaramayız. Bu iktidarı seçime mecbur etmenin yolu da artık örgütlü mücadeleden geçiyor. Önümüzdeki dönemin temel siyaseti bu tek adam rejimine son vermektir. Tüm muhalefetin dayanışma içinde, diyalog içinde hareket etmesine ihtiyaç var. Bu bir memleket meselesidir. Bir partinin, hareketin, birilerinin çıkarının ötesinde memleketin çıkarıdır.

TÜM KESİMLERE MÜCADELE ÇAĞRISI: Tüm muhalefeti, emek örgütlerini, demokrasi güçlerini örgütlü toplumsal seferberliğe, mücadeleye çağırıyoruz. SOL Parti, umut ve cesareti sokak sokak, meydan meydan örgütlemeye devam ediyor. Yarın Kartal Meydanı’ndaki umut ve cesaret yürüyüşüne tüm halkımızı çağırıyoruz. Türkiye tarihinin gördüğü en güçlü iktidar bu ülkeyi teslim alamadıysa, kendi karanlık rejimini istediği biçimde hayata geçiremediyse bunun bir nedeni var; tüm zorbalıklara rağmen sokaklarını terk etmeyen, direnen insanlardır. Kadınlardır, geleceği çalınan gençlerdir, Tekel işçileridir, Gezi’yi dolduran milyonlardır...

TEK ADAM REJİMİNE SON VERMEK HEPİMİZİN SORUMLULUĞU: Tek adam rejimine son vermek bugün hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu çok önemlidir, ancak ülkenin içinden bulunduğu sorunların çözümü için asla yetmez. Türkiye ancak devrim niteliğindeki değişimlerle çözülebilecek bir sorun yumağıyla karşı karşıya. Cumhuriyet’in tüm ilerici birikimleriyle birlikte tüm kurumları tasfiye edilmiş durumda. Halkın sosyal kazanımları yok edildi. Resmi muhalefet, şimdi büyük sorunlar karşısında, rejimi 2002-2010 aralığına döndürmeye yönelik bir gerici restorasyon projesi izliyor. Böyle bir politika ile ülke düzlüğe çıkarılamaz; o yüzden öncelikle sol bir siyaset çizgisinin güçlendirilmesine ihtiyaç var. Halkın örgütlü gücünün, sosyalist SOL’un örgütlü gücünün geliştirilmesi için mücadele etmeliyiz. (ANKA)