Son 11 yılda 19 bin 454 maden arama ruhsatı: Her biri ekokırım projesi

Türkiye'de son 11 yılda 19 bin 454 maden arama ruhsatı verildiği ortaya çıktı. Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan "Kâr şirketlere, zarar ve risk ise halka. Her biri birer ekokırım projesi" dedi.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2005-2021 yılları arasında kurulan maden şirketlerinin AK Partili vekil, bakan veya parti yöneticilerine ait olduğu, şirket hisselerinin ise amca, dayı, yeğen gibi ikinci derece yakınlıktaki akrabaların üzerine kaydedildiği iddialarını Meclis gündemine taşıdı.

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Tanrıkulu, 2005-2021 yılları arasında kurulan maden şirketlerinin hükümete yakın kişilerle ilişki içerisinde olup olmadığını, maden ruhsatı için yapılan müracaat sayısını ve bakanlık tarafından düzenlenen arama ruhsat sayısını sordu.

MADEN RUHSATI İÇİN 20 BİN 320 MÜRACAAT YAPILDI

Tanrıkulu’na yanıt veren Bakan Dönmez, 2012 ile 2021 tarihleri arasında maden ruhsatı alınabilmesi için yapılan müracaat sayısının 20 bin 320 olduğunu belirtirken, 2010 ile 2021 yılları arasında düzenlenen arama ruhsat sayısının ise 19 bin 454 olduğunu söyledi.

Tanrıkulu’nun önergesinde bakanlığın maden şirketlerini ne sıklıkla denetlediğine yönelik sorular da yer aldı. Tanrıkulu’nun, “2005-2021 yılları arasında kurulan maden şirketleri yılda kaç defa denetlenmiştir?”, “Yapılan denetimlerde hangi şirkete ne kadar para cezası kesilmiştir” sorularına karşılık 2015 ile 2021 yılının eylül ayı sonuna kadar 45 bin 905 sahanın denetlendiğini belirten Bakan Dönmez, “Bu denetimler neticesinde toplam 1 milyar 280 milyon 357 bin 115 TL idari para cezası uygulanmıştır” yanıtını verdi.

'KORUMUŞ ALANLAR, SU KAYNAKLARI, ORMANLAR CİDDİ TEHDİT ALTINDA'

Türkiye'deki Maden Kanunu'nun 1985 ve 2004 yıllarında ciddi değişikliklere uğradığını, böylece kamu madenciliğinden vazgeçildiğini ve maden ruhsatı sayısının arttığını belirten Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, hükümetin maden politikasına ilişkin şunları söyledi:

"TEMA tarafından hazırlanan raporlara göre Kazdağları’nın yüzde 80’i, Artvin’in yüzde 71’i, Muğla’nın yüzde 59’u, Erzincan-Tunceli’nin yüzde 52’si metalik madencilik için verilen arama ve işletme ruhsatları ve ihalelik maden alanları ile kaplanmış durumda. Bu oranlar çok yüksek. Dünyanın hiçbir yanında böyle bir madencilik anlayışının olduğunu tahmin etmiyorum. Korunmuş alanlar, su kaynakları, meralar, tarım alanları, ormanlar ciddi bir madencilik tehdidi altında. Çok uluslu şirketler ve yerli işbirlikçi şirketler ülkemizin yer altı kaynaklarını talan etmek için adeta yarışa girmiş durumda. Yürürlükteki maden yasasına göre de yapılan madenciliğin hiçbir kamu yararı yok. Kâr ve kazanç şirketlere, zarar ve risk ise halka. Her biri birer ekokırım projesi"

‘DENETLEMELER GEREĞİNCE YAPILSA DURUMUN DAHA DA VAHİM OLACAĞI ORTAYA ÇIKACAK’

Maden projelerinin ekosistem üzerinde ciddi zararlar yarattığının şirketlere kesilen cezalardan da anlaşıldığını dile getiren Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Maden alanları Çevre Etki Değerlendirmesi taahhütlerine göre zaman zaman denetlenmekte. Denetleme görevini de üstünden atmaya ve özelleştirmeye çalışan kamu, bu konuda çıkarılan yönetmeliğin STK’larca dava edilmesi ve davanın kazanılması sonucunda sözde denetleme görevini sürdürüyor. Sezgin Tanrıkulu’na verilen yanıtta yaklaşık 45 bin sahada denetleme yapılmış. Demek ki en az 45 bin maden sahası var. Bu denetimlerde de 1 milyar 280 milyon 357 bin 115 TL para cezası kesilmiş. Ciddi para cezaları kesilmiş olması, şirketlerin işlerini düzgün yapmadığı ve çevresel etki değerlendirme raporlarında sundukları taahhütlere uymadıkları anlamına geliyor. Bu durumda çevre için ciddi zarar ve kirlilik ortaya çıktığı anlaşılıyor. Kaldı ki tüm madenlerin denetlenip denetlenmediği ve denetlemenin de ne derecede ciddi yapıldığı bilinmiyor.  Denetlemeler tüm madenlerde gereğince yapılsa durumun daha da vahim olacağı ortaya çıkacaktır."

MADEN ŞİRKETLERİ İLE HÜKÜMET ARASINDAKİ İLİŞKİ SORULARI YANITSIZ KALDI

Tanrıkulu’nun Bakan Dönmez’e sorduğu “2005 ile 2021 yılları arasında kurulan maden şirketlerinin hükümete yakın kişilerle ilişkili olduğu iddiası doğru mudur? İddia doğru ise bu şirketler hangileridir”, “AK Partili vekil, bakan ve parti yöneticisine ait olduğu iddia edilen maden şirketlerinin denetlenemediği iddiaları doğru mudur?” ve “Hükümete yakın şirketlerin katılmış olduğu ihaleler hangi usulle yapılmıştır” soruları ise yanıtsız kaldı.