Sosyal demokratlar, işçi sınıfını kaybetti: İşçiler ve işsizlerin yeni partisi faşist AfD

Almanya’da sandık çıkış anketlerine göre işçi kesiminin yeni partisi faşist AfD oldu. Peki, işçiyi korur gibi görünüp varlıklı kesimi ihya edecek AfD, nasıl oldu da işçi sınıfından bu kadar oy aldı?

Sosyal demokratlar, işçi sınıfını kaybetti: İşçiler ve işsizlerin yeni partisi faşist AfD
AfD Eşbaşkanı ve federal başbakan adayı Alice Weidel. (Fotoğraf: Reuters)
Google Haberlere Abone ol

İki Almanya birleştiğinden beri seçime katılım bu kadar yüksek olmamıştı. En son 2021 yılındaki genel seçimde yüzde 76,4 olan katılım oranı, pazar günü 82,5’e çıktı. Bu kadar yüksek bir orana 38 yıl önce henüz iki Almanya’yı bölen duvar yerli yerinde dururken yapılan Federal Meclis seçimlerinde ulaşılmıştı. 

Katılımın yüksek olmasında şu aralar Almanya’da yaşanan ve popülist partiler tarafından beslenen korku ikliminin etkisi var elbette. Ama halkın korkularına seslenenler sadece Sahra Wagenknecht’in kendi adını verdiği popülist sol partisi Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ile faşist parti Almanya için Alternatif (AfD) olmadı. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve muhafazakar Hıristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri kendi meşreplerince, seçim propagandasının merkezine “Almanya’nın geleceği tehlikede” söylemini koydu. 

Anketlere göre de seçmenlerin gündeminin başında 1- göç politikasından duyulan memnuniyetsizlik, 2 - yaklaşık iki yıldır resesyonda olan Almanya’da yaşanan ekonomik durumun yarattığı endişe, 3 - Ukrayna savaşının Almanya’ya olumsuz etkileri vardı. 

Sandık çıkış anketlerine göre seçmenlere, “Oyunuzun rengini hangi konu belirledi?” diye sorulduğunda yüzde 18’le ilk iki sırada iç güvenlik ve sosyal güvenlik yer aldı. Bunu yüzde 15 ile göç ve ekonomik büyüme izledi. 

AfD OYLARINI İKİYE KATLADI

Sonuç olarak Almanya büyük oranda sandığa gitti ve ortaya çıkan sonuca göre katılımın yüksek olmasından en çok AfD yararlandı. Göçmen karşıtı parti daha önce seçime katılmayanların çoğunu kazanmayı başardı, oylarını bir önceki seçime kıyasla ikiye katladı. Sandık çıkış anketlerine göre AfD’nin 2021’e kıyasla oylarındaki artış 10,40 puan. Parti yüzde 20,80 oyla Federal Meclis’te ikinci parti konumuna yükseldi. Bir eyalet liderine mahkeme kararıyla 'faşist' denebilen, içlerinde Nazizm yanlılarının olduğu aşırı sağ bir parti, böylece İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez oylarını rekor düzeyde artırarak Federal Meclis’e girdi. 

Bir diğer kazanan ise seçimlere az bir süre kala oylarını artıran Sol Parti (Die Linke) oldu. Partinin ocak ayında oyları yüzde 4 civarındaydı, bu sonuçla barajın altında kalacaklardı. Ancak, son hafta kazandıkları ivmeyle yüzde 8,77’lik oranla parlamentoya girdiler. 

CDU/CSU ise Federal Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana, en kötüsü 2021’de olmak üzere, ikinci en kötü sonucunu aldı. Önceki genel seçime kıyasla oylarını 4,32 puan artıran Birlik, yüzde 28,52 oyla meclis sıralarına birinci parti olarak yerleşti. 

SPD ise Federal Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana en kötü sonucunu aldı. 9,29 puan kaybeden parti, aldığı yüzde 16,41’lik oyla Federal Meclis’e üçüncü parti olarak girdi. Başbakanla seçime giren bir parti Almanya’da böylece ilk kez üçüncü oldu. Trafik ışığı koalisyonunun SPD’li Başbakanı Olaf Scholz, başbakanlığın kendisine verdiği doğal krediyi de kullanamadı.

İŞÇİ SINIFINDA HAVA DEĞİŞTİ

Seçimde kaybedeni SPD için bir diğer hezimet ise işçi sınıfını kaybetmek oldu. Kendini 'işçilerin partisi' olarak gören SPD bu unvanı faşist AfD’ye kaptırdı. Sandık çıkış anketlerine göre, halihazırda çalışan işçilerin yüzde 38’i AfD’ye oy verdi. Bu gruptan CSU/CDU yüzde 22, SPD yüzde 12, Sol Parti yüzde 8, Yeşiller yüzde 5, BSW yüzde 5, FDP yüzde 4 oy alabildi. 

Sosyal demokratlar, işçi sınıfını kaybetti: İşçiler ve işsizlerin yeni partisi faşist AfD - Resim : 1

Oy verdiği sırada işsiz olan grupta da AfD öne çıktı. İşsizlerin yüzde 34’ü AfD’yi seçti. Bu grupta CSU/CDU yüzde 16, SPD yüzde 13, Sol Parti yüzde 13, Yeşiller yüzde 8, BSW yüzde 6, FDP yüzde 3 oy aldı.

Sosyal demokratlar, işçi sınıfını kaybetti: İşçiler ve işsizlerin yeni partisi faşist AfD - Resim : 2

AfD ÇALIŞAN KESİMİN TAMAMINDA OYUNU ARTIRDI

AfD’nin çalışan kesim arasındaki toplam oyu ise yüzde 22, önceki seçime kıyasla partinin bu kesimde oyları 11 puan arttı. AfD halihazırda çalışan işçiler arasında oyunu 17 artırdı ve böylece bu kesimde oyu yüzde 38 oldu. İşsizler arasında ise oyu 17 puan artarak 34’e çıktı. 

Partinin emeklilerden aldığı oy yüzde 13. Önceki seçime kıyasla 6 puanlık artış var. Maaşlı yöneticiler de dahil olmak üzere ‘çalışan’ kesimde ise AfD’nin oyları yüzde 10 artarak yüzde 21’e çıktı. Serbest çalışanlar arasında ise AfD oylarını yüzde 12 artırarak yüzde 21’e çıkardı. 

SOSYAL DEMOKRATLAR, YEŞİLLER VE LİBERALLER İŞÇİLERİ KAYBETTİ 

Bu rakamlar bir önceki genel seçimin yapıldığı 2021’de alınan oy oranlarıyla karşılaştırıldığında işçi sınıfının oy tercihlerinin ne kadar değiştiği daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. 

SPD’nin bir önceki seçime göre halihazırda çalışan işçiler arasında oy kaybı 14 puan, işsizler arasında ise 10 puan oldu. Bu seçimde emeklilerden yüzde 24 oy alan SPD’nin bir önceki seçime kıyasla bu grupta oy kaybı da 11 puan düzeyinde.

Yeşiller'in ise bir önceki seçime göre halihazırda çalışan işçiler arasında oy kaybı 3 puan, işsizler arasında 9 puan oldu. Emeklilerden yüzde 9 oy alan Yeşiller'in, bir önceki seçime kıyasla bu grupta oy kaybı 1 puan. Liberal parti FDP de işçi sınıfını kaybedenler arasında. FDP halihazırda çalışan işçiler ve işsizler arasında oy kaybı 5’er puan oldu. FDP emeklilerin de yüzde 3’ünü kaybederek, onların sadece yüzde 4’ünün oyunu alabildi. 

SOL PARTİ İŞÇİ OYLARINI ARTIRDI

Sosyal demokratlar, Yeşiller ve liberaller açısından kayıpla kapanan tablo Sol Parti için kazançla kapandı. Sol Parti'nin çalışan kesim arasındaki toplam oyu yüzde 9. Önceki seçime kıyasla bu kesimde solcular oylarını 4 puan artırmış oldu. 

Halihazırda çalışan işçiler arasında ise partinin oyu 3 puanlık bir artışla yüzde 8 oldu. İşsizler arasında ise oy oranı yüzde 13; bir önceki seçime kıyasla artış 2 puan düzeyinde. 

Maaşlı yöneticiler de dahil olmak üzere ‘çalışan’ kesimde ise Sol Parti oylarını 4 puan artırarak, toplamda yüzde 9 oy aldı. Serbest çalışanlar arasında ise oy oranı yüzde 7; bir önceki seçime kıyasla artış oranı 2 puan Sol Parti emeklilerin yüzde 5’inin oyunu aldı, 1 puan artış kaydedildi. 

AfD’NİN PARTİ PROGRAMI İŞÇİ DÜŞMANI VE ZENGİN DOSTU

Sandık çıkış anketlerine göre işçi sınıfında durum bu. Şimdi asıl sorulması gereken soru şu: AfD işçi sınıfına ne vaat etti?

Aslında işçi sınıfına iyisini vaat etmek bir yana, AfD çalışan kesim için tam bir kabus program sundu. Örneğin AfD, işsizlik yardımlarını kısıtlamayı hedefliyor. Almanya’daki mevcut yasalara göre, en az 12 ay zorunlu sigortaya tabi olarak çalışan herkes işsizlik parası almaya hak kazanıyor. Bu destek, iki yıl çalışma karşılığında bir yıl boyunca ödeniyor.

AfD ise bu süreci ciddi şekilde zorlaştırmayı planlıyor. Partinin önerdiği değişikliklere göre, işsizlik maaşı alabilmek için gereken sigorta süresi üç yıla çıkarılacak. Üstelik bir yıl süreyle işsizlik maaşı almak için, mevcut yasadaki gibi iki yıl çalışmış olmak yeterli olmayacak; bunun yerine 15 yıl boyunca çalışmış olma şartı aranacak.

Bu değişiklikler özellikle sık sık işsiz kalma eğiliminde oldukları için 50 yaş üstü bireyler için ağır sonuçlar doğurabilir. Mevcut yasaya göre, bu yaş grubundakiler dört yıl çalıştıktan sonra iki yıla kadar işsizlik yardımı alabiliyor. Ancak AfD'nin önerdiği yeni düzenlemeye göre, işsiz bir kişinin iki yıl boyunca işsizlik parası alabilmesi için 39 yıl boyunca çalışması gerekiyor.

Ayrıca, üç yıldan az süre sigorta primi ödeyenler veya altı aydan uzun süredir işsiz kalanlar bir kuruş bile alamayacak. Bu, özellikle işten ayrılmaları durumunda sosyal güvenceden yoksun kalacak genç işçiler için ciddi bir tehdit. Dahası, altı aydan fazla işsiz kalan herkes zorla çalıştırılacak; bu da işçileri iş değiştirme özgürlüğünden mahrum bırakarak tamamen işverenlerin insafına terk edecek.

AfD’nin hedefi yalnızca işsizlik yardımlarıyla sınırlı değil. Parti, temel güvence ve vatandaş gelirini de daraltmayı planlıyor. İşsizlik sigortası, 'kendi işsizliğine neden olan' kişileri kapsamayacak. Bu da kötü çalışma koşulları nedeniyle istifa edenlerin hiçbir yardım alamayacağı anlamına geliyor.

Her ne kadar işçi sınıfının temsilcisi gibi kendini tanıtsa da AfD'nin ekonomik programı, Almanya’daki en zengin kesimin yükünü azaltmayı hedefliyor. Taslak seçim programı üç temel vergi indirimi öneriyor: gelir vergisi, kurumlar vergisi ve dayanışma ek ücretinin kaldırılması.

Ayrıca, şirketler için birçok teşvik sunuluyor. Kurumlar vergisinin düşürülmesinin yanı sıra, mevcut düzenlemeler 'asgari seviyeye' indirilecek. Örneğin, şirketlerin yeniden kullanılabilir ambalaj kullanmasını teşvik eden Ambalaj Yasası yürürlükten kaldırılacak. Tedarik Zinciri Yasası da aynı akıbeti paylaşacak. Yani, piyasa kârlı olduğu sürece çevreyi veya insanları sömürmenin önünde hiçbir engel kalmayacak.

AfD’nin programı, çevreyi kirleten şirketler kadar miras yoluyla servet kazanan varlıklı kesimleri de koruma altına alıyor. Parti, şu anda zaten askıya alınmış olan servet vergisinin ve mevcut veraset vergisinin tamamen kaldırılmasını istiyor.

Bu düzenlemelerden en çok zenginler faydalanacak. Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi'nin (ZEW) yaptığı bir hesaplamaya göre, yıllık brüt geliri 40 bin Euro’nun altında olan haneler AfD’nin programından yalnızca yüzde 1,7 oranında fayda sağlıyor. Oysa yıllık brüt geliri 250 bin Euro’nun üzerinde olan haneler yüzde 7,7 oranında daha fazla gelir elde edecek. Bu da yüksek gelir grubunun, düşük gelir grubuna göre dört kat daha fazla kazanç sağlayacağı anlamına geliyor.

IRKÇI VE ANTİ-FEMİNİST AJİTASYON İŞE YARADI

Peki, işçiyi korur gibi görünürken programı aslında varlıklı kesimi ihya edecek neoliberal bir kabus olan AfD, nasıl oldu da işçi sınıfından bu kadar fazla oy almayı başardı?

Bu tablo, AfD’nin manipülasyon ve dezenformasyon stratejisinin etkili olduğunu gösteriyor. Parti, klasik popülist söylem araçlarını kullanarak sokağın, kahvelerin dilini konuştu: “Almanya çöküyor” dedi, “Bu göçmenler haksız yere işe alındı” diye bağırdı.

“Elitler yukarıda siyaset yapıyor, iklim sorunlarıyla uğraşıyor, cinsiyet eşitliği için hak etmeyenlere ayrıcalık tanıyor ama bizi düşünmüyorlar” diyen kesimlerin korkularına doğrudan hitap etti ve bu endişeleri araçsallaştırdı.

Korkulara hitap eder, onları açığa çıkarırsanız mantık devre dışı kalır ve insanlar sadece duygularıyla hareket etmeye başlar. AfD de tam olarak bunu yaptı: Kendini statükoya karşı gerçek bir alternatif olarak sunarken, ırkçı ve anti-feminist ajitasyonla işçi sınıfının desteğini kazanmayı başardı.

Sosyal demokratlar, işçi sınıfını kaybetti: İşçiler ve işsizlerin yeni partisi faşist AfD - Resim : 3