Sosyal medya hesaplarımızı kapatmalı mıyız?
Jaron Lanier'ın 'Sosyal Medya Hesaplarınızı Hemen Şimdi Kapatmanız İçin On Argüman' isimli çalışması, Çağrı Peker çevirisiyle Garaj Yayınları tarafından yayımlandı.
Beste Nâsır
Sosyal medyanın artık neredeyse çoğunlukla bilinçsizce ve/veya rastgele paylaşımların yapıldığı ortam haline geldiği günümüzde hepimizin aklında dolanır durur bazen “Acaba sosyal medya hesaplarımızın tamamını ya da birkaçını kapatsak mı?” sorusu. Bir yandan yine içinde bulunduğumuz bu çağda birbirimizle iletişim kurabilmemizin belki en kolay ve en hızlı yolu olarak karşımızda duruyor sosyal medya ama bir yandan da yine belki de birçok başlık altında toplanabilecek tehlikelerle karşı karşıya bırakıyor hepimizi. İşte bu sakıncalı, tehlikeli noktalardan bazıları, hatta tam olarak sayısıyla da ifade etmek istersek on tanesi, Jaron Lanier'ın 'Sosyal Medya Hesaplarınızı Hemen Şimdi Kapatmanız İçin On Argüman' isimli Garaj Yayınları etiketiyle okurla buluşan kitabında gözlerimizin önüne seriliyor.
Lanier'ın kitabında sosyal medyanın hepimiz için oluşturduğu ya da oluşturabileceği bu sakıncalı noktalardan on tanesi; sosyal medyanın hepimize özgür irademizi kaybettirebileceği, günümüzde artık her alanda kendisini çok daha açık bir halde gösteren çılgınlıklara, bilinçsizliklere, düşünememe halinin artık bütün alanlara sıçramasına direnebilmenin bir yolunun da sosyal medyayı kullanmayı bırakmak olabileceği, sosyal medyanın yine hepimizi bazı yollarla “insan olma” halinden giderek uzaklaştırabileceği, sosyal medyanın gerçeğin izini kaybettirip herkesi ve her şeyi sahteleştirebileceği, sosyal medyanın hepimizin söylem(ler)inde anlam ve tutarsızlık problemleri yaratabileceği, her alanda ve her zaman çok önemli olan “empati potansiyelimiz”i sosyal medyanın yok bile edebileceği, yine çağımızda çok yaygın haliyle gördüğümüz “mutsuzluk” halinin sosyal medyada karşılaştıklarımızla daha da büyüyebileceği, sosyal medyanın yine hepimizi ekonomi bakımından da hiç istemeyeceğimiz bir durumda bırakabileceği, yine hepimiz için her zaman çok önemli bir alan olan siyaseti sosyal medyanın yapısal açıdan uygun olmadığı için olanaksızlaştırabileceği ve sonuncusu da sosyal medyanın hiçbirimizi ruhsal anlamda veya psikolojik anlamda tatmin edemeyebileceği olarak sıralanıyor.
Peki gerçekten herkes için böyle olabilir mi?
Lanier, sosyal medya hesaplarımızı kapatabilmemizin hepimiz için daha doğru olabileceğini işte bu on argümanı ve bu argümanları destekleyici düşüncelerini ortaya koyarak ileri sürüyor. Kitabın tamamı özenli okunduğunda Lanier'ın bu on argümanını ortaya koyarken ve onları destekleyici fikirlerini hepimizle paylaşırken ikna edici olduğunu düşünebiliriz ama sosyal medyanın hepimiz için bütün bu on argümanı da kesin olarak meydana getireceğini söyleyebilir miyiz? Yine sosyal medyayı, kullandığımız her platformda da aslında olması gerektiği gibi, çok değerli hocam İoanna Kuçuradi'nin sıklıkla vurguladığı bir ilke olan amacının bilincinde ve işlevi yerine gelecek halde kullanmayı deneyebilir miyiz ya da bütün platformları amacının bilincinde ve işlevi yerine gelecek halde kullanmayı biliyor muyuz, eğer bilmiyorsak da öğrenebilir miyiz? Bu soruların doyurucu cevapları, bu platformların tamamını kullanırken hepimize sağlıklı sınırlar koyabilme olanağı verebilir ve Lanier'ın bu on argümanını her birimizin kendi adımıza tartışmaya, sorgulamaya açabilmemiz için yol gösterici olabilir.
Kendi adıma ifade etmek istersem, sosyal medyanın Lanier'a göre, hepimiz için oluşturabileceği sakıncalar için ortaya koyduğu bu on argümanın içinde Lanier'a katıldığım argümanlar kadar yine Lanier'a katılmadığım argümanlar da var. Yine yeri gelmişken ifade etmek istersem, Lanier'a katıldığım argümanlar arasında sosyal medyanın hepimizde ruhsal anlamda veya psikolojik anlamda pek çok açıdan tatminsizlik oluşturabileceği, yine sosyal medyanın hepimizi yaşadığımız her an ilgilendirecek olan siyaseti imkansız hale getireceği, sosyal medya paylaşımlarımızın yine sosyal medya platformları içinde yer aldığı için hiçbirimize ekonomik bakımdan katkıda bulunmayacağı, günümüzde artık her alanda kendisini çok daha açık bir halde gösteren çılgınlıklara, bilinçsizliklere, düşünememe halinin artık bütün alanlara sıçramasına direnebilmek için seçebileceğimiz bir yolun da sosyal medyayı kullanmayı bırakmak olacağı ve yine sosyal medyanın hepimizde düzeyleri farklılaşabilse de bağımlılık yaratması ve bir anlamda özgürce, belki daha faydalı zamanlar geçirebilmemizi engellemesi, hatta belki de başkaları dolayısıyla yine bir bakımdan özgürce ve bir anlamda da tam olarak istediğimiz paylaşımlara yer veremememiz varken; Lanier'a katılmadığım argümanlar arasında da sosyal medyanın hepimizi bazı yollarla “insan olma” halinden giderek uzaklaştıracağı, yine sosyal medyanın gerçeğin altını oyarak herkesi ve her şeyi sahteleştireceği, sosyal medya sayesinde hepimizin söylediklerinde anlam ve tutarsızlık sorunları oluşacağı, hepimiz için her alanda ve her zaman çok önemli olan “empati kapasitemiz”in sosyal medya kullanımıyla birlikte yok olacağı ve son olarak da çağımızda çok yaygın haliyle gördüğümüz “mutsuzluk” halinin sosyal medyada karşılaştıklarımızla daha da büyüyeceği var.
Lanier'a katıldığım argümanları ve Lanier'e katılmadığım argümanları sıralarken göz önünde bulundurduğum kriterlerden ilki, yukarıda da söz ettiğim gibi, kullandığımız bütün sosyal medya hesaplarımızda aslında benim de dikkat etmemiz gerektiğini düşündüğüm bir ilke olan kullandığımız hangi sosyal medya hesabı ya da hangi sosyal platform olursa olsun o sosyal alanın amacının bilincinde ve işlevi yerine gelecek halde kullanılıp kullanılmadığıdır ve tabii bunun da her sosyal platform için hem tek tek hem de o sosyal alanın aslında kullanım amacının ve işlevinin ne olması gerektiği hakkındaki bilgiye dayalı olarak değerlendirilmesi gerekir. Yine argümanları sıralarken göz önünde bulundurduğum başka bir kriter de, sosyal medya platformlarını kullanırken yaşadığım kişisel deneyimlerim. Kendi deneyimlerim de hayata bakışımın ve tabii sosyal medya platformlarına bakışımın da çok büyük bir parçasını oluşturuyor.