Duvar yazarları Galatasaray - Fenerbahçe derbisini değerlendirdi

DUVAR - Süper Lig’in 9’uncu haftasında oynanan Galatasaray – Fenerbahçe derbisi golsüz sona erdi. Galatasaray'ın 73'üncü dakikada 10 kişi kaldığı karşılaşma golsüz sona erdi. Galatasaray'ın ev sahipliği yaptığı karşılaşmayı Duvar yazarları Onur Salman ve Volkan Ağır değerlendirdi.

ONUR SALMAN: HALA YABANCI SINIRLI MI OLSUN DİYORSUNUZ

Yabancı sayısının sınırsız bırakılması gerektiğine bir kez daha ikna olmadınız mı? Son yılların en sakin, sadece futbol odaklı Galatasaray-Fenerbahçe derbisi olmadı mı sizce de? Sert fauller olmadı mı oldu. Tartışma çıkarabilecek pozisyonlar? Yok diyemezsiniz. Peki kavga? İşte o olmadı. Yani kırmızı-sarı-lacivert kombinasyonunun, son yıllarda maalesef ki bizi aşina bıraktığı o anlamsız gerginlikten eser yoktu. Çünkü henüz sahadaki oyuncular, tribünlere kendilerini sevdirmek için yan yollara sapmaya gerek olmadığını bilecek cinsten oyunculardı.

Geri kalan her şey öngörülen gibi oldu. Galatasaray daha etkindi. Fenerbahçe sakin kalıp kontra ve büyük hata pususundaydı. Ama tempo sorununu aşamadı. Rakibi 10 kişi kaldığında bile. Derbi yine kırmızı kartsız bitmedi. Cüneyt Çakır’ın yönettiği bir derbi daha berabere bitti. Bir dünya derbisi (!) daha böylece bitti.

VOLKAN AĞIR: GALATASARAY SAHAYA 8 MAÇTIR KAZANDIĞI SİSTEMLE ÇIKMADI

Ligin ilk 8 haftasını kayıpsız geçerek ligde 22 puanla zirvede bulunan Galatasaray, 8 puan fark attığı ezeli rakibi önünde kazanmaya daha çok yakın olan takım olarak çıktı maça. Sarı kırmızılıların alamet-i farikası önde baskı ve ileri hızlı çıkış, takımı bugüne kadar taşımıştı ancak ekibin derbide ne yapacağı esas merak edilendi. Fenerbahçe'nin de kötü geçirdiğini söyleyebileceğimiz 8 haftanın ardından yükselişe geçme sinyalleri verdiği döneme denk gelen derbide puan kaybetmesi, sarı lacivertlileri şampiyonluk yolundan biraz daha uzaklaştırabilecekti.

Galatasaray 0 - 0 Fenerbahçe

Fenerbahçe takımının en iyi savunmacısı Skrtel, Galatasaray'ın iyi baskısı karşısında top yapabilen oyuncu olması nedeniyle Roman'la yer değişti. Galatasaray da ise takımın en önemli asist ayağı Garry Rodrigues yoktu fakat transferi uzun süre beklenen ve takımın en yetenekli oyuncusu Feghouli sahadaydı. 8 maçtır kazandığı sistemle sahaya çıkmayan Galatasaray'ın neden 3'lü dizilimle sahada olduğunu anlamak ise zordu. Fakat bunun biraz da Tudor'un korkusunun dışa vurumu olduğunu belirtmek gerek. İlk yarısında Galatasaray baskısını paslarla yıkmakta zorlanmadı Fenerbahçe. Gomis'in araya girdiği bir pozisyonla yakalanan pozisyon dışında çok fazla heyecan veren karşılıklı pozisyonlar olmadı. Fenerbahçe'nin de çok fazla yaratıcı olamadığını söylememiz lazım ancak bunun nedenlerinden biri olarak Galatasaray'ın sezonun başından bu yana ilk yarılardaki faul sayısında ilk kez 13'e ulaşmasını söyleyebiliriz. 3 tane gördüğü sarı kart da cabası. Bu kartlardan birini de topu tepki göstermek için yere vuran Younes Belhanda gördü.

Sezon başından bu yana performansı eleştiri konusu olan Belhanda, maç öncesi beklenti yaratan oyunculardandı. Bugüne kadarki performansıyla tatmin ettiği taraftarlar oldu, olmadı. Ben Belhanda'nın Galatasaray'ı sırtlayacak bir seviye üste taşıyacak bir oyuncu olmayacağını düşünmekteydim bugüne dek. Bugünkü maçta da yaptığı aldatmaca, takımı maçın son 20 dakikasında yalnız bıraktırdı. Maç öncesi ben farklı bir 10 numarayım diye açıklama yapan Belhanda, yeterli bir 10 numara olmadığını kanıtladığı gibi iyi bir 10 numara olmadığını da kanıtladı. Alınan sonucun tüm sorumlusu elbette Belhanda'da ya da onun bu hamlesi değil ancak kalan 20 dakikada takımını yalnız bırakması kabul edilemez.

İlk sekiz haftada kazandıklarının avantajıyla sahadan yine de memnun ayrıldığını söyleyebiliriz Galatasaray'ın. Fenerbahçe ise Galatasaray'dan bir puan alarak toparlanma sürecini uzattı. Galatasaray'ın önümüzdeki haftalardaki performansı düşüşe geçebilir. Fenerbahçe bu hafta alınan 1 puanla arayı kapatacak güce ve morale bu haftadan sonra daha kolay erişecektir.