Patrick Keddie: 'Southgate yüzünden yelek satışları arttı!'
Southgate, önceki koçlara göre çok daha fazla düşünen ve aklı öne çıkaran biri. Bence onun detaylı çalışması, sakin tavrı takıma da yavaş yavaş yansıdı. Tecrübelerini çok iyi aktardı, özellikle takımı penaltı atışlarına nasıl hazırladığını gördük. Penaltı atışlarından kazanılan o zafer, İngiltere için Dünya Kupaları'nda bir ilkti...
DUVAR - Dünya Kupası'ndan önce genç ve yetenekli kadrosuyla beklenti yaratan ancak geçmişteki hüsranları yüzünden fazla bel bağlanamayan İngiltere 1990'dan sonra finale ilk defa bu kadar yakın. Uzun zamandır Türkiye'de yaşayan the Guardian, the Huffington Post gibi önemli medya kuruluşları için serbest muhabirlik yapan ve “The Passion” isminde Türkiye futbolu hakkında bir kitabı da olan Patrick Keddie, İngiltere Milli Takımı'nın performansını ve geleceğini değerlendirdi. Analizlerinde önemli detaylar dikkat çekiyor.
Turnuvadan önce İngiltere takımından beklentin neydi? İngiltere'nin şu andaki başarısı beklentilerini karşıladı mı?
Geçmişte beklentilerim daha fazlaydı, daha çok heyecanla beklerdik turnuvaları, takımın sonuna kadar gideceğine inancım da daha fazla olurdu ancak can acıtıcı bir şekilde hayal kırıklığı yaşardık. Bu sefer beklentilerim yeteri kadar düşüktü, gruptan çıkar ve son 16'da elenirdik diye düşünüyordum. En iyi yapabileceğimiz bu olurdu çünkü genç, tecrübesiz ve çok azı gerçekten birinci sınıf oyuncular.
Her neyse, turnuvadan önce İngiltere'nin geçmiş turnuvalara göre daha akıcı, kendinden emin bir hücum futbolu oynayacağımdan emindim. Çünkü şu anda elimizdeki yepyeni takım hızlı oyunculardan kurulu ve etkileyici bir teknik direktöre sahip. Belki final yolu takım için grubu ikinci sırada bitirerek biraz daha kolay oldu ancak yine de güçlü ve küçümsenen rakiplere karşı gayet iyi oynadılar. Bu kadar gol atmalarını ve penaltılarla kazanmalarını ya da İsveç gibi zorlayıcı bir takımı yenmelerini beklemiyordum.
Southgate'in başarısının sırrı nedir?
Daha önce turnuvalarda İngiltere genelde yetenekli ve burnu büyük oyunculardan kurulu ve bir şekilde korkudan yerinde donakalan, gerçek bir oyun planı ve kimliği olmayan bir takımdı. Sahada rahat görünmüyorlardı. Bazı oyuncular meziyetlerinden çok saygınlıklarından dolayı seçiliyorlardı takıma.
Bu İngiltere takımı farklı bir his veriyor. Apaçık bir arkadaşlık var takımda, medyadan gizlileri saklıları yok çok rahat ve mütevazılar. Garet Southgate'in takımı oynatma açısından belli başlı prensipleri var. Takımın dengesi çok iyi, formda ve saygınlıklarına göre değil de sisteme uyan oyuncular seçti, liyakate önem verdi. Her bölgesinin düzgün çalıştığı bir takım izlenimi veriyor.
Southgate, önceki koçlara göre çok daha fazla düşünen ve aklı öne çıkaran biri. Bence onun detaylı çalışması, sakin tavrı takıma da yavaş yavaş yansıdı. Tecrübelerini çok iyi aktardı, özellikle takımı penaltı atışlarına nasıl hazırladığını gördük. Penaltı atışlarından kazanılan o zafer, İngiltere için Dünya Kupaları'nda bir ilkti. İngiltere taraftarları için büyük bir duygusal boşalma ve kırılma anıydı. Eski kötü tecrübelerin yükünü takımın omuzlarından aldı ve bu, Euro 96'da penaltıyı kaçıran Southgate için çok önemli bir günah çıkarmaydı. Şimdiden ulusal bir kahraman oldu ve bu yüzden yelek satışlarında artış yaşandı!
Duran toplardan bu kadar gol olmasını bekliyor muydun?
Hayır, Video Asistan Hakemin etkisini küçümsemişim. Çok daha fazla penaltı çalındı ve serbest vuruşlarda rakip defans oyuncularının rakiplerini sarıp yakalama oranını azalttığından ceza sahasında belki de daha fazla alan verdi hücum eden takıma. İngiltere'nin duran toplarda organizasyon üzerinde çalıştığı açık bir şekilde belli oluyor. Rakiplerini iyi deliyorlar. Bir çizgi kurup ondan sonra bir anda farklı alanlara yönelerek rakip savunmanın adam adama savunma yapmasını engelliyorlar.
Sence, hangi oyuncu İngiltere adına bu turnuvada parladı ve takımın başarısında en çok etkisi olan oyuncuydu?
Harry Kane tam bir lider ve uğurumuz, İngiltere'nin en iyi oyuncusu ve golleri çok kritikti, özellikle Tunus maçındakiler. Jordan Pickford kendisine dair endişelerin doğru olmadığını ve yeteneğini gösterdi. Birkaç yıl içinde dünya üzerindeki en iyi kalecilerden biri olarak gösterilebilir. Harry Maguire'ı izlemekten büyük keyif aldım. Oyunu kuruşu, topa dokunuşu, hükmedişi, atağa çıkışı ve duran toplardaki başarısı harika. Sterling'in bitiriciliği hiçbir zaman müthiş olmadı ancak rakip savunmaları genişletmekte, açmakta, alan bulmakta çok önemli işler yaptı. Trippier istikrarlı bir oyun gösteriyor sağ kanatta ve yaptığı ortalar inanılmaz. Kyle Walker'ın savunmacı yanı ve pasları Guardiola ile geçirdiği sezonlar sonrasında çok gelişti. Sözün özü tek bir oyuncu sayamıyorum öne çıkan. İngiltere takım olarak gelişme gösterdi ve birçok oyuncu öne çıkıp etkileyici oynadı.
Birkaç yıl önce İngiltere futbolunda başarısızlıkların ardından altyapı sistemi tartışılıyor ve eleştiriliyordu. Şimdi ne değişti de bu kadar çok yeteneğe sahip bir takıma sahipsiniz?
Bu zor bir soru ve basit bir cevabım yok. İngiltere milli takımının birçok oyuncusu genç ve uzun süre zor dönemlerden geçtiler. Sık sık kiralık verildiler, Harry Kane Millwall'da kiralıktı, Jordan Pickford profesyonel liglerde oynamıyordu, Dele Alli MK Dons'taydı vesaire. Bu zorlayıcı tecrübeyi edindikten sonra Tottenham ve Liverpool'da onlara güvenen teknik direktörlerle çalışacak kadar da şanslıydılar.
Ayrıca, Gareth Southgate İngiltere 21 yaş altı takımında bazı başarılar elde etti ve gelecek vaat eden oyunculara şans vermeye niyetli biri, daha önceki hocalara göre.
İngiliz futbolunun en parlak jenerasyonu değil bu takım. Beckham yok, Gerrard yok, Owen yok, Terry yok, Lampard yok... O yıllardan bu yana ne değişti?
'Altın Jenerasyon' deniyordu o döneme. Çok önemli hatıralar bıraktılar. David Bechkam'ın Yunanistan'a attığı firikik golü, Michael Owen'ın Arjantin karşısındaki golü, Gerrard'ın Almanya'yı 5-1 yendiğimiz maçtaki golü... Rooney İngiltere Milli Takımı'nın en çok gol atan oyuncusu, bu büyük bir başarı. Ancak teknik direktörlerin hiçbiri takımı birleştirecek bir yöntem bulamadı. Southgate bunlardan çok farklı bir yaklaşıma sahip. Sistemine uyan oyuncuları, kulübünde yüzde 100 fit olanları aldı. Rooney ve Joe Hart'ı almamak gibi zor ama gerekli kararlar verdi.
Tottenham 50 yıldır lig şampiyonluğu kazanamıyor ama milli takımla Tottenham'ın başarılı yılları arasında bir paralellik görülüyor. Bunu nasıl açıklarsın? Bu bir tesadüf mü? Çok sayıda yerli oyuncu oynatmaları etkili mi?
Tottenham taraftarı olarak bu konuda taraflı olacağım belki ama Tottenham'ın başarılarıyla milli takımın başarıları arasında bir paralellik var. Şu anda Tottenham ağırlık oyunculardan kurulu bir takım var, çünkü yetenekli çok sayıda İngiliz oyuncuya şans veren bir takım. Bu da takıma kulüpteki arkadaşlık ruhunu getirdi ve Kane ile Dele Alli ne kadar Tottenham'daki kadar iyi bir ikili oyun iletişimi kuramamışlarsa da, Tottenham'dakilerin oyun anlayışlarının sahaya yansıdığını görebiliriz. Takımda Liverpool ve Manchester City'li oyuncular da var. Başarılı milli takımlar genelde çoğu aynı takımlarda oynayanlardan kurulu olduklarında başarıya ulaşır. Bence Pochettino, Klopp ve Guardiola da İngiltere Milli Takımı'nın başarısında, milli takımdaki oyunculara kattıkları nedeniyle önemli role sahipler. Milli takımın kontra atak oyunlarındaki hızın yüksekliği, verimli presleri ve topla daha fazla oynamaları bu hocaların oynattığı oyunların yansımaları.
Diğer yandan başka bir parallelik kurarsak, Tottenham, kritik zamanlarda tecrübesizliğine yenik düşer, hangi maç olursa olsun! Umarım bu İngiltere'nin başına gelmez!
Peki futbol(!) eve dönüyor mu? Dönmezse İngiltere Milli Takımı'nın geleceğinde ne görüyorsun?
Bu söylem aslında bir espri olarak başladı ama bir mantraya dönüştü ve şu anda birçok İngiliz taraftarın kupayı kazanacağımıza inancı arttı. Diğer yandan insanlar İngiltere'yi desteklerken er ya da geç kalp kırıklığı yaşayacaklarından emindirler.
İngiltere iyi oynuyor ama açıkçası oyun tarzlarında yetenek, beceri açısından kısıtlı kaldıkları yerler de var. Savunma kırılgan, açık oyunda çok fazla şans yaratamıyorlar, topu çok hızlı ileri taşıyamıyorlar, tam anlamıyla elit bir takım tarafından test edilmediler. Hırvatistan çok kritik bir maç olacak bu yüzden. İngiltere eğer çıkabilirse finalde Fransa'ya karşı favori olmayacak ama bu, futbol ve her şey mümkün. Açıkça bu İngiltere'nin Dünya Kupası'nı kazanması için eline geçen en önemli şans İtalya 90'dan bu yana.
Kazanamazlarsa da, çok keyif veren bir yolculuktu bu ve İngiltere taraftarları, uzun zaman sonra takımlarıyla gurur duyabilirler. Ben hâlâ yarı finale çıktıklarına inanamıyorum, rüya gibi bir durum bu. Şu anda İngiltere zor bir zamandan geçiyor. Brexit kararı nedeniyle politik atışmalar yaşanıyor ve İngilizlik üzerine tartışılan da bir kriz var. Bazı Brexit karşıtları politikalarını İngiltere milli takımı üzerinden Brexit'e bir alternatif olarak gösteriyor, bazı gaza getirilmiş çirkin güçler de bu takımı geçmişe takıntılı olmayan modern İngiltere'nin alternatif yüzü, farklılıklarıyla barışık görüyor. Southgate'in nezaketi ve zekası da bazılarınca, birçok politikacımızın davranış biçimi olan burnu büyüklüğe alternatif olarak kabul görüyor.
Ama politika bir yana, bence bu Dünya Kupası, İngilizlere ihtiyacı olan coşkuyu, onuru sonu gözyaşlarıyla bitecek olsa da yaşattı. Bu turnuva İngiltere için sıçrama tahtası olacak ve bence geleceğimiz de parlak.