Ferhat Arıcan: Cimnastikte devlerle yarışıyoruz
Milli cimnastikçi Ferhat Arıcan, Avrupa Artistik Cimnastik Şampiyonası'nda bronz madalya kazandı. Henüz cimnastik kültürünün Türkiye'de yeterli seviyeye ulaşmadığını söyleyen Arıcan, “Ancak artık dünya cimnastiği bizden çekinmeye başladı. Rusya, İngiltere, Ukrayna gibi cimnastiğin ekol ülkeleri bizleri rakip olarak görüyor” diye konuştu.
DUVAR - Türkiye, cimnanstikte birçok ilki Ferhat Arıcan ile yaşadı. 25 yaşındaki milli sporcu, Dünya Şampiyonası finaline kalan ve 2016 Rio Olimpiyatları'na giden ilk ve tek cimnastikçi olarak tarihe adını yazdırdı. Beden eğitimi öğretmeninin keşfiyle bu spora başlayan Arıcan, küçük yaşta Dünya cimnastik literatürüne zorluk derecesi yüksek hareketler kazandırdı. Bunların 1’i atlamada, 2’si ise parelel aletinde... Artistik cimnastikçi, bu sayede 'Dünya cimnastik literatürüne 3 hareket kazandıran tek Türk unvanını' aldı. En son Polonya'nın Szczecin kentinde düzenlenen Avrupa Artistik Cimnastik Şampiyonası'nda Avrupa üçüncüsü olarak bronz madalya kazanan Arıcan, paralel aletinde 15.033 puan aldı. Böylece Türkiye tarihinin 3. madalyasını da Türkiye'ye kazandırmış oldu. Yabancı sporcular tarafından 'Muhteşem Süleyman' lakabı takılan artistik cimnastikçinin şimdiki hedefi Ekim'de yapılacak olan Dünya Şampiyonası'nda madalya kazanarak Olimpiyat Oyunları'na gitmek. Arıcan ile başarılarını, hedeflerini ve artistik cimnastiğin inceliklerini konuştuk.
Bu spora Beden Eğitimi öğretmeninizin keşfiyle başlamışsınız. Birçok yetenekli gençte olduğu gibi... Cimnastiği size dersten öteye taşıtan ve sizi bugünlere getiren sebepleri bizimle paylaşır mısınız?
Cimnastiği dersten öteye taşıtan en etken hırslı bir sporcu olmam. Hayatımın her alanında istediğim bir şeyi elde etmek için çok çalışırım. Sporda bu seviyelere gelmemin nedenlerinden biri de hırs. Tabii ki bunların dışında cimnastiği çok sevmem ve tutkumun hiçbir zaman bitmemesi, dersten öteye taşıyan sebeplerin başında geliyor.
'ESKİDEN MADALYAYI DÜŞÜNEMEYEN SPORCULAR, ŞİMDİ ŞAMPİYONLUK HEDEFLİYOR'
Cimnastikte ilkleri yaşamak ve yaşatmanın sizde nasıl bir sorumluluğu var?
Cimnastikte ilkleri yaşatıyor olmak başta çok büyük bir gurur benim için. Gelecek nesillere örnek olmak, cimnastik sporunu yapan genç kardeşlerimin önlerini açmak büyük bir onur. Biliyorum ki aldığım her başarı, bundan sonra arkamdan gelecek olan sporcular için bir ilham kaynağı oluyor. Eskiden madalya almayı düşünemeyen sporcular, şimdi şampiyonluklar hedefliyorlar. İşte en büyük sorumluluğum bu aslında.
'MEDYA, ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI'
Cimnastikçi olduğunuzu söylediğinizde yeni tanıştığınız insanlardan nasıl dönüşler alıyorsunuz?
Cimnastik, ülkemizde tanınmayan bir spor dalı. Başta garip tepkiler geliyor tabii ki. ‘Böyle havada takla falan mı atıyorsun?’, ‘Kaç tane barfiks çekiyorsun?’ gibi garip sorularla karşı karşıya kalabiliyorum. Bu tamamen ülkedeki cimnastik kültürünün olmamasından kaynaklanıyor. Olimpiyat Oyunları'nda en çok izlenen branşı tanımıyorsak bizim spor kültürümüz yok demektir. Futboldan başka hiçbir şey konuşulmuyor. Medyanın bu anlamda elini taşın altına koyması gerekiyor diye düşünüyorum.
'BAŞARI, EN İYİ NETİCEYE ULAŞMAKTIR'
Bugüne kadar onlarca madalya elde ettiniz. Sizin için başarının nasıl bir anlamı var?
Benim için başarı, antrenmanlarda çekilen zorlukların, yorgunlukların, pes etmeden çok çalışmanın ve inancın zaferidir. Başarılı olmak için hedef belirlemek gerekiyor. Bunun için de çok çalışıp harekete geçilmeli. Başarı, en kısa yoldan neticeye ulaşmak değil, en iyi neticeye ulaşmaktır. Günde 6-7 saat antrenman yapıyorum ve emeklerimin karşılığını bayrağımız göklere çekilince alıyorum. O an yaşadığım tüm zorluklar unutuluyor. İşte o zaman yaşadığım duygular başarının en büyük anlamı oluyor benim için.
'KADIN ERKEK OLARAK AYRILMAMALI'
Kadın egemen bir spor dalı seçimi ve olimpiyatlara katılıma kadar varan bir aşkla bağlılık... Çok sorulduğunu tahmin ederek bir kez de bizim için yanıtlar mısınız?
Aslında Türkiye’deki algı bu. Cimnastik, tüm sporların temelidir. Kadın-erkek olarak ayrılmamalı. Cimnastik yapan birey daha sonra her spor branşından başarılı olabilecek yeteneklere sahip olabilir. Tüm vücut koordinasyonu, kuvveti, esnekliği, dengeyi ve hız yetilerinin alındığı tek spor dalı.
Bu spora aşkla bağlı olmazsanız başarı elde edemezsiniz. Çok yoğun bir antrenman tempom var. Yani hayatım cimnastik üzerine kurulu diyebilirim. Bu sporu çok sevmeyen birinin bunlara katlanması gerçekten çok zor.
Yabancı sporcular tarafından 'Muhteşem Süleyman' olarak anılıyorsunuz. Bu lakap nereden geliyor?
2013 yılında Hırvatistan'da Dünya Kupası düzenlenmişti. Orada da ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi çok izleniyormuş. Paralel aletinde finale kaldım ve tam performansıma başlarken bir anons sesi duydum. ‘ Muhteşem Süleyman’ diye. Çok şaşırdım (Gülüyor). Tabii Türkiye'de yaşıyor olmam ve o dönemde Muhteşem Yüzyıl dizisinin popüler olması etkili oldu. Daha sonra tüm sporcular bana 'Muhteşem Süleyman' demeye başladı.
'ÖZ ELEŞTİRİ YAPAN BİR SPORCUYUM'
Cimnastikte kendinizi eleştirdiğiniz veya kendinizde eksik gördüğünüz özellikleriniz var mı?
Kendimi her zaman eleştirip hep daha iyi olmaya çalışıyorum. Çok iyi olduğumu hissettiğimde de hep daha fazla tekrar edip, o hareketleri kusursuz hale getirmeye çalışıyorum. Yani çalışmam hiçbir şekilde durmuyor. Kendime öz eleştiri yapan ve gelişimimi öyle başaran bir sporcuyum.
'HER ZAMAN MENTAL ANTRENMANLAR YAPARIM'
Bu sporda başarı ne gibi kriterler gerektiriyor?
Büyük hayaller kurmak için kendinize izin vermelisiniz. Daha sonra çok çalışarak hayallerinizi hedeflerinize dönüştürmelisiniz. Bu sporda istikrarlı olmak ve doğru planlama yapmak çok önemli.
Fiziksel bir spor olarak gözükse de bir o kadar da zihinsel olarak da kendinizi hazırlamalısınız. Fiziksel olarak ne kadar hazır olursanız olun, yarışma anında psikolojik olarak kendinizi iyi hissetmezseniz başarılı olmanız çok zor. Bunun için ben her zaman mental antrenmanlar yaparım. Bu zihinsel olarak beni rahatlatır ve yarışmalara hazır olmamı sağlar.
Cimnastik hayatta nasıl bir disiplin gerektiriyor?
Disiplin başarının temel çekirdeği. Disiplinin olmadığı yerde başarı da zor görülür. Bir şeyi başarmak istiyorsanız disiplinli olmalı, başarı uğruna birçok şeyden vazgeçmelisiniz. Cimnastik de disiplin gerektiren bir branş. Her gün aynı antrenmanları yapıp, her yaptığımız hareketi binlerce defa tekrar ediyoruz. Disiplinli olmamamız halinde antrenmanlarımızın verimi azalır ve başarıya ulaşmamız çok zor olur.
'NE KADAR KATILIM O KADAR MADALYA ŞANSI DEMEK'
Olimpiyatlara takım olarak gitmek istediğinizi söylemişsiniz. Takım olmanın bireysel yarışmaya göre nasıl avantaj ve dezavantajları oluyor?
Olimpiyatlara takım halinde gitmek, hem Türk cimnastiği hem de Türk sporu için tarihi bir başarı olacak. Olimpiyatlara takım halinde gidilmemesi halinde en fazla 1-2 kişinin kota alabiliyor. Fakat takım olarak gidildiğinde bu beş kişinin Olimpiyatlarda yarışması anlamına geliyor. Yani daha fazla katılım daha fazla madalya şansı demek. Ben inanıyorum ki Olimpiyatlara takım halinde gidildiği takdirde en az 4-5 tane final yapabiliriz.
Ayrıca takım olmak bizim motivasyonumuzu arttırıyor. Takım ruhunu oluşturmak gerçekten çok önemli. Birbirimizi her anımızda desteklememiz bize güç veriyor ve başarılı olmamazı büyük ölçüde etkiliyor.
'RAKİPLERİM DE ŞAŞIRIYOR'
Dünya cimnastik literatürüne “Dünyada 3 harekete sahip ilk sporcu” olarak adınızı yazdırdınız. Bunun sizin için anlamı nedir?
Dünya literatürüne geçip soyadımın ölümsüzleşmesi benim için büyük bir gurur. Madalya almanın dışında onur verici bir olay. Dünya literatürüne girmek bir buluş, keşif gibi bir şey aslında. Dünyada kimsenin yapmadığı bir hareketi yapıp soyadımın ölümsüzleşmesi ve başka sporcuların benim hareketimi yaparken ‘Arıcan’ hareketi yapıyorum demesi, beni gururlandırıyor. Yaptığım hareketlerin zorluk dereceleri de yüksek olduğu için rakiplerimden de farklı tepkiler alıyorum.
Nasıl tepkiler bunlar?
Bir yarışmada İtalyan rakibim yanıma gelip atlama masasındaki ‘Arıcan’ hareketimle ilgili “Ben bu hareketi daha kafamda düşünemiyorum. Sen nasıl böyle bir hareketi yapıyorsun?” diye bir soru sormuştu.
En son Avrupa Artistik Jimnastik Şampiyonası'nda Avrupa üçüncüsü olarak bronz madalya elde ettiniz. Bu derece sizin için ne ifade ediyor?
Avrupa Şampiyonası'nda tarihimizde ilk kez bu madalyayı almış olmam beni çok mutlu ediyor. Özellikle gelecek nesillere örnek olup onlarını önlerini açmak benim için daha büyük bir onur. Eminim ki bundan sonra cimnastik adına daha büyük başarılar gelecektir.
Nasıl bir deneyimdi? Bizimle paylaşır mısınız?
Avrupa'da madalya almış olmam benim için çok önemli bir deneyim ve tecrübeydi. Cimnastik sporu için büyük bir gelişim oldu. Avrupa'da madalya almam, Dünya Şampiyonası ve Olimpiyat Oyunları öncesi, ‘Oralarda da neden madalya alınmasın?’ sorusunu akıllara getirdi.
'DÜNYA CİMNASTİĞİ BİZDEN ÇEKİNİYOR'
Türkiye'de cimnastik dünyaya göre nerede? Önemli gördüğünüz eksikleri bizimle paylaşır mısınız?
Artık başarı Türkiye'de cimnastikte çok üst düzeyde. Dünya Şampiyonası'nda finaller, Avrupa Şampiyonası'nda madalyalar alınıyorsa, hele ki cimnastik gibi bir branşta bu bir gelişim ve başarıdır. Şimdi takım olarak Olimpiyat Oyunları'na gitme hedefimiz var. Eskiden takım olarak yarışmalara katılamıyorken şimdi Olimpiyat Oyunları'na gitmek için çok büyük bir şansımız var.
Şu an tek eksiğimiz Dünya ve Olimpiyat madalyası. Onun dışında ne imkanlarda ne de çalışma koşullarında bir eksiğimiz yok.
Artık Dünya Cimnastiği bizden çekinmeye başladı. Rusya, İngiltere, Ukrayna gibi cimnastiğin ekol ülkeleri bizleri rakip olarak görüyor.
Son olarak gelecekteki hedeflerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Şu an tek hedefim Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları. Bunun öncesinde Avrupa ve Dünya Şampiyonları'nda madalya alma hedefim var. Avrupa'da aldım, şimdi Ekim'de yapılacak olan Dünya Şampiyonası'nda madalya kazanarak Olimpiyat Oyunları'na gitmek istiyorum. Eğer burada madalya kazanırsam Tokyo'da madalya alma şansım çok yüksek olacak.