Ağrı Dağı’nda 6 yaşında bir şerpa

Nepalli bir şerpa babanın ve Rusyalı bir dağcı annenin kızı olan Margoshka ile tanıştırmak istiyoruz sizi. Hayatı dağlarda ve kamplarda geçen minik şerpayı, Ağrı Dağı’ndaki zirve mücadelesinde tanıdık. Ancak hava o kadar soğuktu ki 3 bin 200 metrede rahatsızlandı. Buna rağmen zirveyi son kamp yeri olan 4 bin 200 metreye kadar zorladı ama ondan ötesi başka bir zamana kaldı...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Şerpa, Nepal’in yüksek ve dağlık bölgesinde yaşayan, etnik bir grubun adı. Yüksek irtifaya alışkın olmaları nedeniyle çok az oksijenle yetinebiliyorlar, güçlü olmaları ve soğuğa dayanıklı olmaları sayesinde de Everest’e çıkmak için bölgeye gelen dağcılara taşıyıcılık ve rehberlik yapmalarıyla tanınıyorlar. İşte Margoshka’nın babası Dendi de Nepalli bir şerpa…

Anne Ekaterina Boyko ise Rusyalı bir dağcı… St. Petersburg’da yaşayan Ekaterina, veterinerlik eğitimi vermek için sık sık Nepal, Afganistan, Pakistan, Yemen gibi ülkelere hatta Kuzey Kutbu’na gidiyor ve hem çalışıp hem geziyor. Daha önce 5 bin 600 metrelik Elbruz Dağı’na çıkan, Nepal’de 5 bin 400 metrelik yürüyüşte bulunan, yüksek dağlara çıkmak için bolca seyahat eden Ekaterina, eşiyle de böyle bir seyahatte tanışmış. Baba Dendi, Portekiz’e taşınmış ve şu anda orada taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlıyor. Arada Nepal’de tur rehberliği de yapmıyor değil. Ekaterina, hep birlikte yaşamaları için Ağrı gibi popüler bir dağ olan Elbruz’da ona rehberlik işi ayarlamış ama Dendi bunu istememiş. Margoshka, annesiyle birlikte St. Petersburg’da yaşıyor.

DAĞCILARIN MASKOTU OLDU

2008’den beri rehberlik yapan, 2012’den beri de kokartlı rehber olan İsmet İnan aracılığıyla tanıdığımız ve hikâyesini kendisinden öğrendiğimiz Margoshka, altı yaşında… Anne ve kızıyla Doğubeyazıt’ta minibüste, Ağrı Dağı’na çıkmak için birilerini ararken tanışmışlar. İsmet İnan, 14 kişilik kendi grubu olduğu ve altı yaşında bir çocukla ilgilenmek zor olabileceği için onları başka bir rehbere yönlendirmiş. Ama birlikte yol almaya başlamışlar ve Margoshka kısa sürede bu grubun maskotu haline gelmiş.

Ağrı Dağı ile ilgili herkesin bildiği, duyduğu bir şey vardır ama altı yaşında bir çocuğu görünce, Ağrı’nın dağcılar açısından nasıl bir dağ olduğunu insan merak ediyor. İsmet İnan, bu konudaki sorularımızı yanıtlıyor: “Ağrı Dağı’na çıkış rotası, teknik bir zorluk içermeyen, yürünerek ulaşılan dağlar arasında tanımlanıyor. Yani ip veya diğer kaya tırmanış tekniklerini kullanmaya gerek kalmadan çıkılabiliyor. 4 bin 900 metreden sonra sürekli erimeyen karlı bölgenin (buzulun) olduğu bölümde kazma ve krampon kullanılıyor ve gelen kişilerin kazma krampon kullanmayı bilmesi yeterli oluyor ancak, dağın yüksekliği 5 bin metre üstünde olduğu için hem yüksek irtifaya bağlı vücutta gelişen tepkiler hem de havasının yazın bile dondurucu soğuklara ulaşabilmesi bu dağı ciddi bir dağ haline getiriyor. Tecrübesiz ve dağı ciddiye almayan kişiler için çok riskli hale gelebiliyor. Daha önce temmuz ayında zirve platosunda geri dönüş yolunu bulamadığı için donarak ölen iki kişiyi biliyoruz.”

Anne Ekaterina Boyko ve Margoshka, rehber İsmet İnan ile birlikte…

'ZİRVELERİN KIZI' MARGOSHKA

Daha önce 3 bin veya 4 bin metrelerde başka dağlarda bulunmuş, dağcılık tecrübesi olanların daha rahat zirve yapabileceğini belirten İnan’a, Margoshka’nın aldığı riski anlayabilmek için irtifanın etkilerini soruyoruz: “Yükseldikçe nefes aldığımız havadaki oksijen miktarının azalması ve buna bağlı önce baş ağrısı, iştahsızlık ve uyuyamama gibi belirtilerin görüldüğü ‘Akut Dağ Hastalığı’ gelişir. Tırmanan kişi aşağı inmez ve daha da yükselmeye devam ederse durum daha ciddileşip akciğer ödemi ve ardından beyin ödemi gelişerek kişinin ölümüne neden olur. Yüksek irtifaya bağlı bu sorunların oluşmaması için yavaş yükselmek ve sorunlar başladıysa aşağı inmek tek çözümdür.”

Herkesin yardım etmeye çalıştığı ve sempatiyle yaklaştığı küçük şerpa, kampın gözbebeği oldu.

Margoshka, daha bebekken bu sınırları zorlayanlardan. Ailesiyle ilk kamplarını 4 bin 700 metrelerde yapan minik şerpa, neredeyse 5 bin 900 metrelik Kilimanjaro Dağı’na da tırmanacakmış. Ancak beş yaşından küçük olduğu için hükümet izin vermemiş. Onun yerine Nepal’de 5 bin 400 metrelerde bir dağ geçidine yürümüşler.

Margoshka, daha beş haftalık bir bebekken ailesiyle ilk kampında...

'BEN ŞERPAYIM, YORULMAM'

Oldukça zeki ve yetenekli olan, girdiği ortamlara çabuk alışan, yeni tanışmasına rağmen kimseye yabancılık hissetmeyen, herkesle iyi anlaşan bir çocuk olan Margoshka, İsmet İnan’ın 14 kişilik ekibiyle birlikte 3 bin 200 metreye kadar sorunsuz bir şekilde ilerlemiş. Hem babasından dolayı bir 'şerpa geni' taşımasından hem de annesinin onu daha önce çocuklar için tehlikeli olabileceği kabul edilen noktalara çıkararak deneyim kazandırması nedeniyle, Margoshka’nın vücudunun bu yüksekliklere alışkın olduğunu da belirtmek lazım.

Öyle ki yürüyüş sırasında gruptan birinin, “Nasılsın, yorgun musun?” diye sorduğu soruya Margoshka’nın verdiği cevap şu olmuş: “Hayır, yorgun değilim. Ben bir şerpayım.”

Küçük kız, iki yıl önce annesiyle 4.550 metrede kamp yaparken…

Arada sırada çocuk olmasından kaynaklı sıkıntılar yaşansa da özellikle grupla etkileşime girdiğinde daha çok motive olmuş. Hatta bir kere arkada kaldıkları ve gruptan ayrıldıkları için de ağlamış. Ama tekrar gruba yetiştiklerinde, ağabeyleri ve ablaları ile oynadığı oyunlarla kısa sürede yine mutlu haline dönmüş.

Minik Margoshka, şerpa babası ile birlikte doğada…

ZİRVEYE AZ KALA

Toplamda dağda geçirilen dört gün ve üç gece şeklindeki aktivitenin detaylarını yine rehber İsmet İnan’a soruyoruz: “Birinci gün ana kamp denilen 3 bin 200 metredeki kamp yerine ulaştık ve orada kampta geceledik. İkinci gün yüksekliğine vücudu alıştırmak için 4 bin metrelere çıkıp biraz vakit geçirip geri ana kampa döndük. Üçüncü gün, 4 bin 200 metredeki üst kampa çıkıp orada uyuduk. Bu yükseklikte sorun yaşayanlar zaten zirveye gitmiyor. Benim grubum gayet iyi bir performans gösterdi ve tüm üyelerle 4 bin 200 metredeki kamptan gece saat 01.30’da çıkışa başlayıp 06.30’da zirveye vardı. Yani beş saatte zirveye ulaşmış olduk. Üç buçuk saatte de geriye, üst kampa inip biraz dinlendikten sonra aynı gün Doğubeyazıt’a gittik.”

Anne Ekaterina Boyko, Ağrı zirvesinde…

Herkesin çok sevdiği, sempati duyduğu ve zirve yapabilmesi için yardım ettiği Margoshka ise, maalesef 3 bin 200 metredeki kampta havanın beklenenden soğuk olması ve uyku tulumlarının inceliği nedeniyle biraz üşütmüş. Ağız kenarları yara olup burnu akmaya başlayan minik kız, her şeye rağmen 4 bin 200 metredeki kamp alanına kadar ulaşmış. Rehber İsmet İnan ve gruptakiler burada anneyle konuşarak, Margoshka’nın devam etmemesini, bunun kendisi için tehlikeli olabileceğini söyleyerek onu geri dönmeye ikna etmişler. Gece biraz ağlasa da gündüz aşçı ve genç bir rehber ile kampta kalarak onlarla sorunsuz vakit geçiren kız, zirve yaparak geri dönen annesini ve ekibi büyük bir heyecanla karşılamış. Zirve başka zamana kalsa da Margoshka'nın ilk Ağrı Dağı macerası böylece sona ermiş...