Staj ve çıraklık mağdurlarının talepleri
Staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının yaşadığı adaletsizliğe karşı TBMM, bir çözüm üretmelidir. Tarih, haklı talepler için verilen mücadelelerin mutlaka başarıya ulaştığı örneklerle doludur.
3308 sayılı Meslek Kanunu ile staj ve çıraklık dönemlerinde sağlık ve iş kazası primleri yatırılmasına rağmen, emeklilik primlerinin yatırılmaması gerekçe gösterilerek, geçen yılki EYT düzenlenmesinden yararlanamayan staj ve çıraklık sigortası mağdurları, haklı taleplerini üyesi oldukları Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Federasyonu'nun düzenlemiş olduğu mitingler, basın açıklamaları ve sosyal medya paylaşımları ile duyurmaya çalışıyorlar. Ayrıca siyasi partileri ziyaret ve diyaloglarla sürdürülüyor.
Hükümet ise bu duyurulara ve yükselen haklı seslere karşı duyarsız kaldığı gibi, bu konuda olumlu yanıtlar da vermiyor. İktidar milletvekillerinin ve yetkililerinin son günlerdeki tutum ve açıklamaları staj ve çıraklık mağdurlarının yıllardır umutla bekledikleri emeklilik hayallerinin yıkılmasına neden oldu.
Özellikle CHP'nin 'çırak ve stajyer öğrenci olarak çalışanların sorunlarıyla' ilgili olarak verdiği Meclis Araştırma Önergesi'nin AKP ve MHP'nin oylarıyla reddedilmesi, ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın bir soru üzerine, "Gündemimizde staj mağdurları ve kademeli emeklilikle ilgili bir çalışmamız yok" yanıtını vermesi staj ve çıraklık mağdurlarının büyük tepkisine yol açtı.
Bilindiği üzere Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Federasyonu, kamuoyuna ve yetkililere duyurmak amacıyla birçok basın açıklaması yapmasının dışında son üç ay içinde farklı tarihlerde, İstanbul ve Ankara'da ülke genelinden gelen üyeleriyle büyük katılımlı 3 miting gerçekleştirdi. Bunlardan ilki, 10 Aralık 2023'te İstanbul Kartal Meydanı'nda, ikincisi 21 Ocak 2024'de Ankara Anıttepe'de, üçüncüsü ise 18 Şubat 2024'de yine İstanbul Kartal Meydanı'nda gerçekleştirildi. Bu mitinglerde toplanan binlerce kişi, 'staj ve çıraklık mağduriyetine son verilsin', 'ilk sigorta girişi başlangıç olsun', 'Çocuk yaşta çalıştık, sigortamızı isteriz', 'Derdimiz emeklilik değil, haklarımızın iadesidir' yazılı pankart ve dövizler taşıyıp, "Adalet istiyoruz" sloganını attılar.
Bu üç ayrı mitingde söz alarak konuşma yapan Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Federasyonu Başkanı Murat Bal, ilk mitingde "Bizim ana talebimiz staj ve çıraklık sigortası mağduriyetinin giderilmesidir" dedi. İkinci mitingde son aylarda farklı nedenlerle bulundukları iş yerlerinde iş cinayetinde hayatını kaybeden çocukların adlarını saydıktan sonra şu açıklamada bulundu: "Hani bizim hizmet akdimiz yoktu. Hani biz fiili çalışmıyorduk. Biz fiili çalışırken işte bu kazalara uğradık, vefatlar verdik. TÜİK, on yılın en düşük işsizlik oranını açıkladı. TÜİK verilerinde bizi madem işçi gösteriyorsunuz o zaman işçilikten kaynaklanan özlük haklarımızı da verin". Bal üçüncü mitingdeki konuşmasında ise "Bugün burada yapılan mitingle tekrar sesimizi en gür şekilde duyuracağız. Bu yasayı buradan çıkaracağız" dedi.
25 Şubat'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adana'daki programına ön saflarda katılan staj ve çıraklık mağdurları "çırağa müjde", "staja müjde" sloganları ile seslerini duyurmaya çalıştılar. Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun üzerine ‘’Vereceğiz", ‘’Daha ne müjdeler vereceğiz" yanıtını vermiş, bu yanıt staj ve çıraklık mağdurları arasında gündem olmuştu. En son Sirkeci- Kazlıçeşme raylı sistem açılışında staj ve çıraklık mağdurları, ön saflarda yer alıp slogan atarak seslerini duyurmaya çalışmışlardı.
Diğer yandan TBMM'de CHP'nin vermiş olduğu "çırak ve stajyer öğrenci olarak çalışanların sorunlarıyla ilgili" Meclis Araştırma Önergesi üzerine söz alan AKP Burdur Milletvekili Mustafa Oğuz, yaptığı konuşma ile Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Federasyonu'nun tepkisini çekti. Federasyonun resmi ve sosyal medya hesabından "Milletvekili Oğuz' un gerçekleştirdiği konuşmada devamlı olarak staj ve çıraklık mağduriyetini küçümseyen ve değersizleştiren" ifadeler kullandığı iddia edildi. Ayrıca Mustafa Oğuz'un özellikle hizmet akdinin oluşmamış olduğunu söyleyerek manipülasyon yaptığı açıklandı.
38 yıl önce, 3308 sayılı Meslek Kanunu ile özellikle Almanya'da uygulanan okul- sanayi işbirliği sisteminin bir benzeri Türkiye'de kurulmaya çalışıldı. İşletmeler her zaman stajyer öğrenci ve çırağı ucuz iş gücü olarak gördü. Bu çocuklar, mobbing uygulanarak, iş güvenliği tedbiri alınmadan, tehlikeli ve ağır işlerde çalıştırıldı. Süreç içinde yüzlerce çocuk yaştaki stajyer ve çırak, iş yerlerindeki ihmalkarlıklar sonucu meydana gelen iş kazalarında hayatlarını kaybettiler. Meslek liseleri ve çıraklık okullarından işletmelere yasa gereği gönderilen bu çocuklara, SGK tarafından işe giriş tarihli ve SGK tescil numaralı sigorta kartları verildi ve onlara "sigortanız başladı" denildi. İki sigorta girişinin olduğu bu kartlarla, bugün sayıları 240 bini bulan stajyer ve çıraklar, yıllarca aldatıldı. 2023 Mart'ında, EYT yasasının çıkmasıyla milyonlarca kişi emekli olurken, 8 Eylül 1999 öncesi staj ve çıraklık sigortası başlatılanlar, ne yazık ki EYT düzenlemesinden yararlanamadılar. Yani, iki sigorta girişi olanlar, ciddi seviyede mağduriyete uğradılar. Şimdi eksik 1 günlük farkla staj mağdurlarının pek çoğu, çok uzun yıllar çalışıp ancak emekli olabilecekler.
Staj ve çıraklık mağdurlarının önemli bir kısmı farklı platformlarda, geriye dönük borçlanma yöntemiyle emekliliğe olumlu baktıklarını açıklamaktadırlar. 5510 Sayılı Sigortalar ve Genel Sigortalar Kanunu'nun 41. maddesine göre, sigortalıların borçlanabileceği süreler belirtilirken doğum, askerlik, doktora, ve uzmanlık öğrenimi, avukatlık stajı, hekimlerin asistanlıkta geçen süreleri borçlanma kapsamına dahil edilmiş; aday çıraklık, çıraklık ve staj süreleri bu sürece dahil edilmemiştir. Yine yurt dışından gelenler, geriye doğru borçlanabildikleri halde, 8 Eylül 1999 öncesi staj ve çıraklık mağdurları bundan yararlanmamaktadır. Bu durumda olan staj ve çıraklık mağdurları yasal bir düzenleme ile emekli borçlanması yapabilecek kişilere dahil edilmelidir.
Staj ve çıraklık mağdurlarının temel talebi olarak, emeklilik hesaplamasında staj ve çıraklık sigortalarının başlangıcı esas alınmalı ve bunun için EYT'lilerde olduğu gibi bir yasal düzenleme, acilen yapılmalıdır. İşyerlerinde stajyer ve çıraklar iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı korunmalı ve özlük hakları, standartlara uygun olmalıdır.
Hükümet yetkililerinin staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının sorunlarını bilmemesi mümkün değildir. Özellikle büyük şehirlerden yerel seçimlerle ilgili olarak gelen anket sonuçları, iktidar aleyhine çıkarsa, bu işe el atılacaktır. Çünkü iktidar yerel seçimlerde kaybetme riskini görmediği sürece bu işe olumlu bakmaz. Bazı staj ve çıraklık mağdurları, "iktidarla ters düşmeyelim" anlayışı içinde olabilirler. Fakat bu tutum, şu an yaşanan gerçeklere uygun değil ve yanıltıcıdır. O zaman, hak almak için uzun uğraşılar sonucu verilen bu kararlı mücadelenin nereye konulması gerekir? Bu kadar emek, koşturmaca niçin yürütüldü? İkinci bir EYT olarak bilinen staj ve çıraklık mağdurlarının talepleri, mücadeleleri kamuoyunca olumlu karşılanmaktadır ve artık bunun bir karşılığı vardır. Geçmiş yıllarda “seçim kaybedilse bile EYT sorunu çözülmeyecek" söylemine karşı EYT'liler yıllar boyu kesintisiz süren mücadeleleri ile bazı eksik düzenlemelere rağmen, haklarını geçen yıl almışlardı.
Bazı yazılı ve görsel basında, geçen yılki EYT düzenlemesi öncesine benzer bir şekilde "sorun çözüldü", "müjde" başlıklarıyla gerçeklerle ilgisi olmayan haberler çıkmaya devam ediyor. Bu haberler, staj ve çıraklık mağdurlarının motivasyonunu bozup sahte umut yaratmaya yöneliktir.
Staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının yaşadığı adaletsizliğe karşı TBMM, mutlaka bir çözüm üretmelidir. Tarih, haklı talepler için verilen mücadelelerin, azim, sabır ve kararlılıkla mutlaka başarıya ulaştığına dair pek çok sayıda örneklerle doludur. Yeter ki umutlar yitirilmesin.
*Eğitimci - Yazar