'Süresiz nafaka adil değil' diyen Aile Bakanı'na yanıt: Nafakayı kadınların koşullarıyla değerlendirin

"Süresiz nafaka adil değil" diyen Aile Bakanı Göktaş'ın açıklamalarını 'tehlikeli' bulduğunu söyleyen TKDF Başkanı Canan Güllü, Türkiye'de nafaka ortalamasının 360 lira olduğunu hatırlattı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, göreve atanmasının ardından dün ilk kez basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya gelerek düzenlediği basın toplantısında süresiz nafaka konusunu gündeme getirdi. “Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz. Bunu ele almak ve dikkat etmek lazım. Süresiz nafaka adil değil” açıklaması yapan Göktaş’a Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü’den yanıt geldi.

"Nafakayı kadınların içinde bulunduğu koşullarıyla değerlendirin" diyen Canan Güllü, Türkiye'de ortalama nafaka ödemelerinin 360 lira olduğunu ve nafaka ödeyenin itiraz hakkı olduğunu hatırlatarak "süresiz nafaka" söyleminin doğru olmadığının altını çizdi.

ANKA'ya konuşan Canan Güllü, şu değerlendirmelerde bulundu:

'ERKEKLER NAFAKA ÖDEME SORUNU, KADINLAR NAFAKA ALAMAMA SORUNU YAŞIYOR'

“Nafaka aslında çok gündeme gelen bir konu olsa da Türkiye için nafakanın kendisinden öte, ilişkilerin yaşanma ve bu ilişkilerin bir tarafı olan kadınların içinde bulunduğu koşulları gözeterek değerlendirme yapmak lazım.

Türk Ceza Kanunu’na göre nafaka süresini belirleyenin hakim olduğu göz önüne alındığında ve Türkiye’de boşanmaların yüzde 95’e yakınının şiddet kökenli olmasına rağmen erkekler nafaka ödeme sorunu değil, kadınlar nafaka alamama sorunu yaşıyor.

'BAKANIN KURDUĞU BU CÜMLEYİ YANLIŞ BULUYORUM'

Sayın Bakanın kurduğu bu cümleyi yanlış buluyorum. Bu konuda yetkili bir masada oturuyorken örneğin Türkiye için, neden İstanbul Sözleşmesi yok, neden kadın cinayetleri var, kadın istihdamının azlığı konularının sorun olacağını düşünür, bunlarla ilgili tarafları dinlerdim.

Türkiye’de kadın erkek eşitsizliğinden kaynaklanan sorunlar, erken yaşta kız çocuklarının zorla evlendirilmesi sorunu, kadınların eğitime erişim noktasında hala geleneksel yaklaşımlar devam ediyor, istihdama erişme sorunu, mesleki eğitimsizlik sorunu, kadınların çalışma hayatında bulunduğu süre içerisinde aile bakım yükünün, kreş gibi sorunların varlığı, gelir endeksinden en az gelir elde edebilen bir kadın modeli var karşımızda.

Kanun diyor ki 'Evlilik birliği içinde taraf hangi taraf evlilik bittikten sonra yoksulluğa düşecekse onun o yoksullukta, insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamasının şartlarını sağlamak zorundayız.' Kadının yaşamındaki haksızlıklara ve eşitsizliklere bakalım. Kadın, hakkı olanı isterken, kanuni dayanağını da ortaya koymuşken birileri çıkıyor diyor ki, ‘nafaka züldür, verilmesin.’ Neye göre züldür, niye verilmiyor?

'NAFAKA ÖDEYENİN İSPAT VE İTİRAZ HAKKI VAR'

Nafaka verenin ispat hakkı var yasada. Nafaka veren diyebilir ki ‘Ben ayrıldığım eşime iş buldum, ama o çalışmadı, benim paramı yemek istedi.’ Gider hakime ispat edersiniz ya da ‘Benim eşimin maddi durumu çok iyi, ben bununla ilgili herhangi bir kaynağı ödeyemiyorum asgari ücret alıyorum’ diye kendi hakkınız olan itiraz hakkınızı kullanabilirsiniz. Ama burada yapay cümlelerle ‘Ben nafaka veriyorum, sevgilisiyle yiyor...’ Böyle bir şey yok. Nerede yaşanıyor bu?

Tüm bunların her biri bir masa etrafında konuşulmalı, bununla ilgili medeni dünyanın yaptığı çözümler getirilmeli.

'BU SÖYLEM 'SEN ŞİDDET GÖRSEN DE İKİ LOKMA EKMEĞE TAMAH ET VE OTUR' DEMEKTİR'

‘Nafaka süresiz olmamalı’ basit bir cümle değildir. Nafaka süresiz olmalı, kadının ihtiyacı halinde, yoksulluğa düşmemesi, dilenci konumuna gelmemesi ve baba-ana evinden değil, ortak ilişkide meydana getirdiği çocukların bakımı için nafakayı ödemekle yükümlüdür hatayı yapan taraf.

Süresiz Nafaka Platformu’nun söylediği bir cümle var; 'Nafakayı devlet ödesin.' Buradan seslenmek isterim, evlilik birlikteliğinde boşanmalar daha çok şiddetten oluyorsa, bu şiddeti uygulayan tarafa ben kendi vergimden niye para ödeyeyim? İnsanlar hareketlerinin sonuçlarını düşünerek birlikte yol alacağı aileyi oluştururken sorumluluklarının farkında olmalı. 

Bugün eğer kadına 'Nafaka vermeyeceğiz, sen evinde şiddet görsen de o iki lokma ekmeğe tamah et ve otur' diyorsa ki bakanın söylemi oraya gidiyor, bu gerçekten fecaattir, tehlikeli bir söylemdir.

'BAĞLANAN NAFAKA ORTALAMASI 360 TL'

İstanbul Barosu dosyalar üzerinden yaptığı bir araştırmada, boşanma dosyalarında bağlanan nafaka oranlarının ortalama 360 TL’lik bir rakama tekabül ettiğini gördük. Hadi bugün itibariyle o tekabülü yükseltelim 500 lira, bin lira, 2 bin lira, 3 bin lira olsun. Bu rakamlara rağmen asıl mesele o paranın bile kadınların eline geçmemesi. Sadece kendi menfaatini düşünen, bu süreçte kendi ilişkileri devam etsin polemiğiyle karşımızda bir grup var. Ve bu grup kamu kurumları tarafından da destekleniyor, çok yanlış buluyorum.” (HABER MERKEZİ)