Suriye’deki Alevilerin can güvenliği yok: 'Türkiye gücünü kullanmalı'

Suriye’deki akrabaları ile iletişim halinde olan Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, "Aleviler can güvenliklerinden endişeliler. Türkiye oradaki gücünü azınlıkları korumak için kullanmalı" dedi.

Fotoğraf: Dokuz Sekiz
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Suriye'de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı grupların 8 Aralık'ta başkent Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinin ardından Esad dönemi resmen sona erdi. Esad yönetiminin sona ermesinin ardından sıklıkla yönetimle ilişkilendirilen başta Lazkiye ve Tarsus olmak üzere ülkenin sahil kesimindeki Arap Alevileri (Nusayriler) güvenliklerinden endişe duyuyor.

Suriye iç savaşının başladığı dönemlerde cihatçı militanlar tarafından atılan “Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut’a" sloganları ve bazı Alevi köylerine yine bu gruplar tarafından yapılan saldırılar bu korkunun yersiz olmadığını gösteriyor.

'KATLETMEYECEĞİZ' SÖZLERİNİN GARANTİSİ YOK

BBC Arapça Servisi'ne konuşan bazı Arap Alevileri kaygılı olduklarını söyledi.
Aslen Lazkiyeli olup uzun yıllardır Tartus'ta yaşayan Ali, "kıyı bölgesinde yaşayan birçok Alevi gibi kendisinin de korku ve panik içinde olduğunu" belirtti.

Ali, "Bizi korkutan, bu ülkede bir azınlık olmamız. Aleviler olarak kaderimiz tamamen belirsiz" diyor. "Muhaliflerin kendilerini katletmeyeceklerine dair sözlerinin ise hiçbir garantisi olmadığını" söyledi.

Ali, HTŞ üyelerinin Tartus'ta ev ev dolaşarak insanlardan ellerindeki silahlarını teslim etmelerini istediklerini gördüğünü, bunun kendisini çaresiz ve zayıf hissettirdiğini belirtti. "Bizi koruyan hiçbir şey yok. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. İzliyoruz, korku ve çaresizlik içinde kıvranıyoruz çünkü saklanacak hiçbir yerimiz yok" diye konuştu.

‘ALEVİLERİ KORUYABİLECEK HİÇBİR DEVLET YOK’

Kendisi de bir Arap Alevisi olan ve bu süreçte Suriye’deki akrabaları ile iletişim halinde olan Türkiye İşçi Partili (TİP) Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, “Gelişmeleri farklı kanallardan takip ediyoruz. Biz Samandağlı olduğumuz ve Alevi olduğumuz için oradaki akrabalarımızın kaygılarını yaşıyoruz. Hatay’daki Arap Alevilerinin de endişeleri var. Suriye’deki yeni yönetim, İslami bir şeriat rejimine doğru yol alıyor. HTŞ lideri Colani ‘ılımlı bir İslam’dan bahsediyor ama biz maalesef kökenlerinin çok daha radikal olduğunu biliyoruz.

Suriye’de özellikle Lazkiye, Tarsus ile Humus ve Hama’nın ciddi bir kesiminde Alevi nüfusu var. Biliyorsunuz sahil bölgesi olarak geçiyor orası. Suriye’deki belli azınlıkların; Alevilerin, Hristiyanların, Şiilerin, İsmaililerin ve genel olarak hiç dillendirilmese de seküler Sunnilerin ciddi bir endişesi var. Bunların arasında da soykırım riskinin en yüksek olduğu kesim Alevi toplumudur. Sebebi de rejimle doğrudan ilişkilendirilmiş olmaları. Aleviler ciddi bir endişe ve korku altındalar. Hristiyanlar, Batı coğrafyasına göç edebilir, Şiiler İran’a Lübnan’a, Irak’a, Bahreyn’e göç edebilirler. İsmaililer Şii oldukları için yine o taraflara göç edebilir. Peki Aleviler ne olacak? Şu an Alevileri koruyabilecek hiçbir devlet yok. Kaldı ki böyle bir durum olsa bile bir koridor yok. Sadece denize açılıyorlar ve bütün karayolları kapatılmış durumda” diye konuştu.

‘TÜRKİYE SURİYE’DEKİ GÜCÜNÜ ORADAKİ AZINLIKLARIN KORUNMASI İÇİN KULLANMALI’

Karaçay, yönetim değişikliğinin ardından yaşanan gelişmelerin endişe verici olduğunu ve Türkiye’nin Suriye’deki azınlıkların korunması için adım atması gerektiğini belirterek, “Biz, oradaki Aleviler için bir koridora ihtiyaç duyulmamasını umut ediyoruz. Savaşın ilk gününden beri taraf olan Türkiye’nin de bu konuda taraf olmasını bekliyoruz. İnşallah koridora hiç gerek kalmaz ama ihtimal durumunda da koridor kaçınılmaz olacaktır. Hafız Esad’ın mezarının yakılması, bazı rejimle ilişkilendirilmiş bireylerin infaz edilmesi, sokağa çıkma yasağı, daha sonra alkol yasağı, baş örtüsü zorunluluğu ciddi bir endişe yaratıyor. Şu an itibarıyla kimse memleketini terk etmek istemiyor ama can güvenliklerinin olmamasından da şikayet ediyorlar. Türkiye oradaki gücünü oradaki azınlıkların korunması için kullanmalı. Türkiye’den oradaki azınlıkların can güvenliklerinin sağlanması ve yaşam biçimlerinin korunmasının garantisini almasını istiyoruz.”

‘HER ARAP ALEVİSİ ESADCI’DIR ALGISI YANLIŞ'

Karaçay sözlerini şöyle sonlandırdı: “Biz şu algıyı yıkamadık; ‘Her Arap Alevisi Esadcı’dır. Bu algı yanlış. Esad’ın savaşmadan direnmeden anlamsız bir şekilde gitmesiyle beraber sorularımız var, neyin pazarlığı yapıldı anlamış değiliz. Ancak biz Arap Alevilerini ilgilendiren Esad’ın gitmiş olması değil, oradaki mozaik yaşam formunun korunması. Bizim için yalnızca soydaşlarımız değil hristiyanlar, laik sunniler, şiiler ve diğer azınlıklar da çok değerli.

‘GÜVENLİK KORİDORU OLUŞTURULMALI’

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Suriye’deki yönetim değişikliği sürecinin ardından Alevi vatandaşlara yönelik saldırı haberleri geldiğini ve Hatay’da tedirginlik yarattığını belirtti. Konuyla ilgili Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü ifade eden Güzelmansur, şunları söyledi: “Rejimin faturası Suriyeli Alevilere kesilmemelidir. Son dönemde Alevilere karşı saldırı haberleri geliyor ve bu durum bölgemizi de derinden etkiliyor. Uluslararası toplum ve insani yardım kuruluşları, olası bir soykırım riskine karşı hızlıca aksiyon almalıdır. Ülkemizdeki akrabalarının yanına gelmek isteyen Suriye Alevileri için bir güvenlik koridoru oluşturulmalıdır. Kin ve hınç duyguları ile hareket eden mezhepçi gruplar engellenmelidir.”

ALEVİ KURUMLAR: OLASI BİR KATLİAM KARŞISINDA SESSİZ KALMAYACAĞIZ

Yaşanan gelişmelere ilişkin Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Türkiye Alevi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Avustralya Alevi Federasyonu da ortak bir açıklama yaptı:  

"Suriye topraklarında yaşayan halkların yaşamını güvence altına alacak bir yönetim yapısının oluşturulması, barışa giden yolda temel adım olacaktır" denilen açıklamada, şunlar ifade edildi: "Türkiye Cumhuriyeti devleti, siyasi partiler ve tüm çevreler bu konuda sorumluluk üstlenmelidir. Aleviler olarak, eşitliği ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğimizi ve bölgede yaşanacak olası bir katliam karşısında sessiz kalmayacağımızı açıkça belirtiyoruz.

Tarih boyunca mazlumların yanında duran ve 72 millete bir nazarda bakmayı ilke edinmiş olan biz Aleviler, halkların özgürlüğünü ve eşitliğini savunmaya devam edeceğiz. Bölgedeki Aleviler, Sunniler, Şiiler, İsmailililer, Ezidiler, Dürziler, Yahudiler, Hristiyanlar ve tüm inanç grupları için, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Süryaniler, Çerkesler, Ermeniler ve tüm etnik kimlikler için eşitlik, özgürlük ve barış istiyoruz."

DEM PARTİ: KATLİAMLARIN ÖNÜNE GEÇİLEBİLMESİ İÇİN GEREKEN TÜM ÇABALAR GÖSTERİLMELİ

DEM Parti de konuyla ilgili bir açıklama yayımladı. Suriye’de yaşayan Arap Alevi, Kürt, Levanten, Süryani, Êzidî, Dürzi, İsmaili, İmami, Asuri, Türkmen, Ermeni, Çeçen ve diğer halkların güvenliğini tehdit eden tüm oluşumlara karşı mücadele edileceği belirtilen açıklamada “Bu yıkımın sona ermesi ve halkların barış içinde bir arada yaşamasını sağlamak için uluslararası toplumu da acilen harekete geçmeye çağırıyoruz. Suriye’de yaşayan tüm halklara ve inançlara yönelik olası katliamların önüne geçilebilmesi için gereken tüm çabalar gösterilmelidir” ifadelerine yer verildi.