Süt üreticileri kesimhane yolunda: Gelir maliyeti karşılamıyor
Süt üreticileri, elde ettikleri gelir maliyetlerini karşılamadığı için ineklerini kesime göndermek zorunda kaldığını söylüyor. Henüz göndermeyenler de birkaç ay içinde kesime gitmeyi planlıyor.
Osman Çaklı
DUVAR - “Ben ineklerimi ağlaya ağlaya kesime gönderdim. Çocukluğumdan beri hayvanlarla birlikteyim. Düğünümden, cemiyetimden feragat ederek hayvancılık yapıyordum. Kendi özsermayemizi kaybettim...”
Bu sözler Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde süt üreticiliği yapan Aykut Yaman’a ait. Yaman, pek çok süt üreticisi gibi geliri giderlerini karşılamadığı için ineklerini kesime göndermek zorunda kalmanın üzüntüsü içinde.
Sektör temsilcileri, uzun zamandır süt ineği sayısının azaldığını söylüyor ve süt bulmanın zorlaşacağı uyarısında bulunuyor. Uyarılara rağmen gereken tedbirler alınmadığı için üreticiler istemeyerek de olsa inekleri ile ya kesimhanenin ya da hayvan pazarının yolunu tutuyor.
‘SERMAYEMİZİ YAKIYORUZ’
Ulusal Süt Konseyi, 1 Ekim 2022’den geçerli olmak üzere çiğ süt tavsiye fiyatını 7,5 TL olarak belirlemiş, çok geçmeden 14 Ekim’de tavsiye fiyatını 8,5 TL olarak güncellediğini duyurmuştu. Yaklaşık iki yıldır Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatlarının yeterli olmadığını savunan üreticiler, hayvanlarını ya satıyor ya da kesime göndermeyi düşünüyor. Üreticiler gerekçe olarak kazanç elde edemediklerini belirtiyor.
Süt üretiminin temel girdileri arasında başta yem geliyor. Yıl içerisinde pek çok defa zamlanan yemin çuvalı şu an 360 lira civarında. Hayvanları beslemekte zorlanan, “Sermayemizi yakıyoruz” diyen üreticiler, Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatını gerçekçi bulmuyor. Bu durum süt miktarına da yansıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre, süt üretim miktarı düşüş eğrisinde. Sanayiye giden inek sütü miktarı, ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,9; ocak ve ağustos döneminde ise aynı döneme göre yüzde 2,5 azaldı.
‘350 LİRAYA YEM ALIYORUZ, NEYE YETECEK?’
Üretimden çekilen ya da en az zararla çekilme planı yapan Mehmet Aydınlı, 2003 yılından bu yana Germencik’te süt üreticiliği yapıyor. Aydınlı’ya göre Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye ettiği fiyat, üreticiye yansımıyor. Kendisinin mevcutta yaklaşık 90 hayvanı var. Aydınlı, “350 liraya yem alıyoruz. Neye yetecek? Yemciye para vereceğiz, nasıl vereceğiz? Süt bunu karşılamıyor. Mecbur satacağım. Altın yumurtlayan tavuğu kesime gönderiyorum” dedi.
Aydınlı, Ulusal Süt Konseyi’nin göz boyadığını savunarak şunları ekledi: “İnsanlar bu fiyatlara nasıl süt alıp yoğurt yapacaklar? Süt fiyatının yükseltilmesine karşıyım. Sütü düşürsünler, yemi, arpayı düşürsünler ki alım gücü olsun. Böyle devam ederse bayrağı çekeceğim. Hayvandan kazandığımızı geçiyorum, başka kazancımla işi sürdürmeye çalışıyorum.”
‘PARA KAZANAMADIĞIM İÇİN HAYVANLARIMIN SAĞLIĞI DA ETKİLENİYORDU’
Bursa Kemalpaşa’da yaşayan 33 yaşındaki Aykut Yaman, çocukluğundan beri küçük aile tarımı yapıyor. Yaman, üç ay önce 12 ineğini ya sattığını ya da kesime gönderdiğini söylüyor. Yaman, yanlış politikaların süt üretimini olumsuz etkilediğini düşünüyor.
Süt üretiminde yem sektörünün belirleyici olduğunu söyleyen Yaman, hayvancılığın matematiği dediği ‘pariteyi’ şöyle anlatıyor: “1 litre süt ile 1,3 kilo yem alabilmelisiniz. Diğer işletme giderleri olan elektrik, mazot gibi maliyetleri çıkarmanız gerekiyor. Ancak ben para kazanamadığım için hayvanın sağlığı da bundan etkileniyor. Sağlıklı beslenme olmadığı için üreme etkileniyor, buzağı elde edemiyorum. Hayvan doğum yapmadıkça üretici zarar ediyor. Bir tercih yapmam gerekiyordu. Ticaret yapmayı seçtim, hayvancılığı bu dönemde bırakma kararı aldım. Ulusal Süt Konseyi çatısı altında sektör paydaşları piyasayı belirliyor. Parite 1,1’e düştü, 1,3 en alt sınırdır. Dolayısıyla yalnızca ben değil, bütün süt üreticileri bundan etkilendi. Biz döviz ile hizmet satın alıyoruz. Mazot, ilaç, gübre bunların hepsi döviz ile alınıyor. Ancak biz ürettiğimizi TL ile satıyoruz. Nasıl ayakta kalabiliriz bu durumda?”
‘BİRKAÇ AY SONRA ELİMDEKİ HAYVANLARI KESTİRECEĞİM’
Şadet Tunç ise Uşak’ın Ulubey ilçesine bağlı Gedikler köyünde çocukluğundan beri hayvancılık yapıyor. 65 yaşında olan Tunç, şu an süt üreten 12 hayvanı olduğunu söylüyor ancak son iki yılda hayvanlarını kestirdiğini söylüyor. 5-6 ay içerisinde de elinde kalan diğer hayvanları satacağını sözlerine ekleyen Tunç, ödeme yapması gereken yerlere parayı verebilmek için hayvanlardan vazgeçmek zorunda kalacağını belirtiyor. Tunç da en büyük girdi maliyetinin yem olduğunu vurguluyor. Yeme gelen zamlarla Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı fiyatlar arasında dengesizlik olması nedeniyle artık zarar ettiğini söylüyor.