Taksi durağından TÜİK Başkanına davet: Gelsin birlikte hesaplayalım
Bir yılı aşkın süredir esnaf ziyaretleriyle ekonomik krizi görünür kılmayı amaçlayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e Ankara’da, Karum Taksi durağına yaptığı ziyarette eşlik ettik. Esnaf hiç eğip bükmeden, lafı dolandırmadan konuştu: “Esnaf zor durumda”, “Çarşıya gidiyoruz bir şey alamıyoruz”, “Çocuklarımız, gençlerimiz hep işsiz”, “Ellerimizin haline bakın arabaların tamirini de kendimiz yapıyoruz”, “Faizler ertelenmiyor kredileri ödeyemiyoruz.”
ANKARA- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bir yılı aşkın süredir esnaf ziyaretleriyle toplumun büyük kesiminin hissettiği ekonomik krizi, yaşayanların anlatımlarıyla birinci ağızdan dinliyor. Atanamayan öğretmen, pandemi döneminde iş bulamadığı için enstrümanını satmak zorunda kaldığını söyleyen müzisyen, kirasını ödeyemediği için dükkanını boşaltmak zorunda kalan icralık esnaf sahadaki Akşener’e yaşadıkları çaresizliği anlatıyor.
Akşener’in 'asıl gündeme getirilmesi gereken mesele' olarak dikkat çektiği, toplumun sorunlarını anlattığı esnaf ziyaretlerine Ankara’da eşlik ettik. İYİ Parti Lideri'nin, sosyal-ekonomik anlamda görece iyi olarak kabul edilen Tunalı Caddesi’ne beş yüz metre ötedeki Karum Taksi durağına yaptığı ziyarette milyonların içten içe her gün kendilerine tekrarladığı cümlelere tanıklık ettik.
‘ARABALARIN TAMİRİNİ DE KENDİMİZ YAPIYORUZ’
İlk olarak Türkiye’nin farklı il ve ilçelerinde, farklı alanlardan yüzlerce esnafı ziyaret ettiğini anlatan Akşener’in kişisel siyasi kariyerinde taksicilerin yerinin farklı olduğunu öğrendik. Yıllar önce milletvekili adayı olduğu dönemde bir büyüğünün tavsiyesiyle Avcılar’da bir taksi durağını ziyaret ederek seçim çalışmalarına başladığını ve onların milletvekili seçilmesinde uğurlu geldiğini söyleyen Akşener bu ziyarete “Hadi bismillah” diyerek farklı bir boyut kazandırdı. Bu cümlelerin ardından taksicilerden ortak bir ses duyuldu: “Mansur Yavaş da seçimden önce buraya geldi. O da seçildi. Önünüz çok parlak.”
Akşener’in kişisel hikayesini paylaşmasının ardından beş metrekare içerisinde toplanan onun üzerinde esnaf “nasılsınız” ya da “ne durumdasınız” gibi soruları beklemedi, hiç eğip bükmeden, lafı dolandırmadan direkt konuya girdi. Esnafın yaşadıkları zor duruma dair dikkatimizi çeken cümleler, “Esnaf zor durumda”, “Çarşıya gidiyoruz bir şey alamıyoruz”, “Çocuklarımız, gençlerimiz hep işsiz”, “Ellerimizin haline bakın arabaların tamirini de kendimiz yapıyoruz”, “Faizler ertelenmiyor kredileri ödeyemiyoruz” oldu.
‘TÜİK BAŞKANINI GETİRELİM BURAYA’
Ekonomik anlamda çok zor durumda olunduğu ve sorunlarının iktidar tarafından görülmediğine yönelik cümlelerin arasından, “Bu enflasyonu kim ayarlıyorsa gelsin birlikte yapalım, hesaplayalım. Eğer bizim yüzümüz kara çıkarsa özür dileyelim” cümlesi işitildi. Yaşam pahalılığını birebir tanıklarından dinlemek istediğini söyleyen Akşener’in, “TÜİK başkanını getirelim buraya” sözünün ardından gülme sesleri duyuldu. Tam bu esnada kulağımıza, “Ağlanacak halimize güler olduk” cümlesi takıldı.
‘DESTEK ALAN VARSA ELİNİ SIKACAĞIM’
Akşener ile taksici esnafı arasında yaşanan sorunlara dair sohbet devam ederken daha sonradan isminin Zeynep Demirbaş olduğunu öğrendiğimiz bir kadının sesi duyuldu. Öfkeyi ve içinde bulunduğu çaresiz hali sesinin titreyerek konuşmasından anladığımız Zeynep Demirbaş, yakınlarda oturduğunu, Halk TV’de haberleri izlerken Akşener’in taksi durağı ziyaretini öğrendiğini ve yaşadıklarını anlatmaya geldiğini söyledi. Restoran işlettiklerini ve 16 Mart 2020'den bugüne restoranın kapalı olduğunu, eşinin “gitme, sakın söyleme” cümlelerine rağmen çocuğuyla gelip yaşadıklarını anlatmak istediğini belirten Demirbaş’a herkes kulak kesildi: “Efendiliğimizden, gururumuzdan susuyoruz. Açılmayacaksa da yolumuzu bilelim. Evimizi, arabamızı sattık. Satacak bir şey kalmadı. Korona bizim dükkanımızdan mı yayıldı? Direkt acilen açılmak istiyoruz. Destek almadık alan varsa elini sıkacağım. İşimize bakamıyorsak da yok olup gidelim. İki çocuğum da özel okulda okuyordu birini almak zorunda kaldım. Diğeri de utanıyorum söylemeye burslu okuyor. Eşim ‘gitme, sakın söyleme’ dedi. Nereye kadar? Bizim yanımızda çalışan müzisyenler çalışamadıkları için enstrümanlarını satıyorlar.”
‘BU KADAR DEĞERLİYDİ BAKAN YAPSAYDINIZ’
Ekonomik krizin derinden hissedildiğini ve asıl ülke gündeminin bu olması gerektiğini belirten Akşener ise Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilere yönelik tutumu da bu aşamada eleştirdi. Bir haftadır Boğaziçi Üniversitesi’nin konuşulduğunu, konuşmakta da haklı olunduğunu söyleyen Akşener, “O çocuklar haklılar ama öyle bir hale dönüştürüldü ki… Bu ülkenin Cumhurbaşkanı torunu yaşındaki çocuklara 'terörist' dedi. Ne istiyor bu çocuklar? Bu kadar değerliydiyse bakan yapaydınız. Niye Boğaziçi’ne bela ettin kardeşim. Adam ‘bana dokunan devlete dokunur’ diyor. Sen kimsin kardeşim? Bu çocuklar dinlense bir haftada bitti. O rektörün atanması bu konuşulsun, sizi (esnafı) duymasınlar diye” dedi.
‘HALKTAN KOPAN İKTİDARI BİR DAHAKİNE MUMLA ARAR’
Akşener’in yaklaşık bir saat süren ziyareti sırasında ülkenin durumuna dair ne olumlu bir cümle ne de geleceğe dair umutlu bir söz kulağımıza takıldı. Bu hafta yapılacak grup konuşmasında anlatılanların tamamından bahsedeceğini ve sorunları aktaracağını söyleyen Akşener, “Ben gezince herkes biliyor bu krizi. Bizim yaptığımız oy istemek değil. Derdimiz milleti dinlemek” dedi ve bir süre sonra taksi durağından ayrıldı.
Akşener’in ardından az önce sorunlarını İYİ Parti liderine anlatan insanların aralarındaki konuşmalara da kulak kabarttık. Kendilerini ifade edebildikleri siyasetçileri yakından görmenin olumlu olduğunu söyleyen bir kişi, “Halktan kopan iktidarı bir dahakine mumla arar” dedi.