Taleplerin işlemediği yer
Melankoli ve düş kırıklığı içindeyken Anna Kavan’ı hatırlamamak imkânsız. Etraf tıpkı Kavan karakterleri gibi dayanılmaz yalnızlığı ve yaşadığı ortamın kuralları altında varlığını sürdüremeyen bireylerle dolu.
Dünya yana yatıyor, Anna Kavan okuyunca. Kavan'ın cümleleri, bir aynada yan yana gelen gerçekler ve düşler gibi.
Gerçek ile düşü ele ele tutuşturmak, onları birbirinden ayırmadan yazı yazmak için dünyaya gelmiş Anna Kavan. Yaşadığı süre içinde bunu çok iyi yaptığını kitaplarından anlıyoruz. Adı anıldığında sıklıkla Kafka’yla edebî akrabalığının altı çizilir, Kafka’nın kız kardeşi yakıştırması yapılır. Kendine mahlas olarak seçtiği Anna Kavan ismi ise “deliliğinin” patlama noktasına geldiği Let Me Alone adlı kitabındaki karakterin adıdır.
Gerçek adı Helen Woods olan yazar, 1901 yılında Fransa'nın Cannes şehrinde doğdu. Çocukluğu Avrupa'nın birçok şehrinde ve Kaliforniya’da geçti. Ömrünün en rahatsız edici ve tüm hayatını etkileyen kâbusu anne figürüydü. Uzak, bencil bir anne… Bu anne figürünü kitaplarında da kullandı. Sürdüremediği iki evlilik yaptı. İlk evliliğini amcasının zoruyla Oxford'taki bursunu yarım bırakarak gerçekleştirdi. Yazmaya, kocasıyla birlikte Burma’da yaşadığı yıllarda başladı. 1926'da eroin bağımlısı oldu. Birkaç yıl sonra onu sürekli kontrol etmeye çalışan sadist ruhlu kocasına dayanamayarak boşandı. 1931'de ikinci kez evlendi.
Kavan, hayatı boyunca üç kez intihar girişiminde bulundu. İlki 30’ların sonunda ikinci evliliğinin bitişinin ardındandı. Bu yıllarda sık sık geçirdiği ve kurtulamadığı depresyonu, varoluş biçimi olarak tanımladı ve sürekli yazdı.
Kitaplarının isimleri, Kavan'ın ruhundaki iniş-çıkışların ve değişimin ipucuydu. Kitap karakterlerini ebedi yolculukların yolcuları olarak yarattı. Ve deneysel yazın üzerine yoğunlaştı. Düş ile gerçek arasında belki en çok bu sıralarda gidip geldi. 1942 yılında ikinci kez intihar girişiminde bulundu. Bu yıllarda Dr. Karl Theodor Blut, onun sırdaşı ve psikanalistiydi. Yazarın üçüncü ve son intihar girişimi de 1964'de Blut'un ölümünün ardından olacaktı.
Anna Kavan, kendini işine adamış bir yazar ve yetenekli bir ressam aynı zamanda dekoratördü. İçine kapanık bir kişiliğe sahip Kavan, ömrünün sonlarına doğru münzevi bir hayat sürmeye başladı. 1968 yılında, elinde, romanlarında ‘bazuka’ olarak adlandırdığı şırıngasıyla ölü bulundu. “Düşman” adlı öyküsünde kendine yakıştırdığı ölüm ânı buna epey yakındı. “Muhtemelen geceleyin gelecekler benim için. Ne tabancalar ne de kelepçeler olacak; her şey sakin ve düzenli olacak; üniformalı ya da beyaz ceketli iki üç adam, birinde bir derialtı şırıngası olacak. İşte bu olacak bana. Mahkûm olduğumu biliyorum ve kaderime karşı savaşmayacağım. Bunları sadece, artık beni görmeyince düşmanımın nihayet zafere ulaştığını bilesiniz diye yazıyorum."
J.G. Ballard’ın modern yazarların en gizemlilerinden biri olarak tanımladığı Anna Kavan’ın bizde en çok bilinen romanları Buz ve Kartal Yuvası.
Kavan’ın 1957 yılında, tarzında olgunlaştığı romanı Kartal Yuvası yazarın en Kafkaesk romanı olarak bilinir. Kavan, romanında varoluşu sorgular. Dayanılmaz yalnızlığı ve yaşadığı ortamın kuralları altında varlığını sürdüremeyen bireyin (Anlatıcı'nın) hikâyesini anlatır. Bir iş ilanı vesilesiyle bulunduğu çevreden ve ortamdan kurtuluşunu arayan Anlatıcı, Yönetici diye adlandırdığı bir işverenin kütüphanesinde çalışmak üzere yola çıkar. Bu, varlığının sınırlarını zorladığı bir yolculuk olur. Ve kendini Kartal Yuvası adı verilen, gerçek ve düşün karıştığı bir mekânda bulur. Kartal Yuvası, tropikal bitki örtüleri ve şelalelerden oluşan gerçeküstü bir yer olarak temsil edilir. Burada âdetler farklıdır ve gizemlidir. Her şey başka bir şeyin simgesidir ve bu işaretler çeşitli şekillerde yorumlanabilir. Bu tuhaf coğrafyada Anlatıcı hiç ummadığı şeylerle yüz yüze gelir. Hayal gücünün ve Anlatıcı'nın aklının kuytu köşelerinin simgesi bu yer, melankoli ve düş kırıklığıyla doludur. Kartal Yuvası, tekinsiz bir rüya, somut dünyanın taleplerinin işlemediği bir yerdir.
Anna Kavan’ın melankoli ve düş kırıklıklarıyla örülü dünyası bugün yeniden ve yeniden anlam kazanıyor.
Kapak resim altı: Kartal Yuvası / Anna Kavan, Çeviren: Roza Hakmen, Everest Yayınları, 167 sayfa.