58. Altın Portakal Film Festivali… Tamer Karadağlı kibri, Nihal Yalçın’ın günü ve muhafazakarların günah çıkarması

58. Altın Portakal Film Festivali, günah çıkaran muhafazakar anlatılarıyla, Tamer Karadağlı’nın kibre bulanmış erkekliği ve Nihal Yalçın’ın haklı tepkisiyle son buldu.

Google Haberlere Abone ol

ANTALYA- 58. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 2-9 Ekim tarihlerinde gerçekleşti. Uzun yıllardır Türkiye sinemasının nabzını tutan festivalin bu yıl öne çıkan teması muhafazakar dünyanın inançla, sermayeyle ve emekle olan imtihanıydı.

Hemen her filmde, emekçinin karşısından bir perspektifle günümüzün muhafazakar sermaye sahiplerini aklamayı kafaya koyan bakış açısı, sinemanın olanca imkanına rağmen izleyici tatmin etmedi. Festivalin hemen başında izleyicilerle buluşan İki Şafak Arasında, bunun ete kemiğe bürünmüş haliydi. İş cinayetlerinde dünya sıralamasında en üst sıralarda yer alan Türkiye gibi emeğe ve işçi sınıfına değer vermeyen, her seferinde sermayeden ve burjuvadan yana tavır takınan bir ülkede, merkeze yine sermayeyi almak ve iç hesaplaşmayı, gerçek olan sınıf meselesi üzerinden inşa edememek sinemanın, toplumu değiştirebilecek gücünü kullanamamaya dair bir örnek olarak karşımıza çıktı. Her ne kadar yönetmenin iyi niyetli ve bir tercihte bulunmasının en doğal hakkı olduğunu varsaysak da izleyicinin de bir bakış açısı olduğunu unutmamak gerek.

Festivalin merakla beklenen filmlerinden Bağlılık Hasan da tam olarak bu noktaya hizmet ediyordu: Helallik almak… Evet, böyle bir güruh var ve değişen konjonktörde helallik almak için geç kalmak istemiyor ama bu durumda helalliği verecek taraftan yana bir bakış açısı, sinemanın insanlıkla kurduğu ilişki açısından çok daha yerinde ve ahlaki bir tavır olarak tarihe kalacaktır.

ZUHAL, DİYALOG VE ANADOLU LEOPARI…

Nihal Yalçın’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü getiren Zuhal, festivalin dikkat çeken filmlerinden oldu. Zuhal, orta üst sınıftan kentli kadının hayatla ve varlığını kurduğu çevreyle olan ilişkisini irdeliyor. 'Kentli kadının derdi nerede başlar, nerede biter' sorularıyla eleştirilen film, yeni bir bakış açısıyla sinemaya yaklaşması açısından festivalin konuşulan filmlerinden oldu. Festival, Anadolu Leoparı ve Diyalog gibi ilk filmlerini çeken yönetmenlerin yeni filmlerinin takipçisi olunacağına dair bir işaret fişeğiydi. Özellikle, Türkiye sineması için ilklerden olan Diyalog’taki biçim ve yönetmen tercihi genç kuşak için bir yol haritası olacak gibi görünüyor.

KERR VE OKUL TIRAŞI…

Kerr ve Okul Tıraşı, festivalin en dikkat çekici iki filmiydi. 'En İyi Film' ödülü Okul Tıraşı’nın olurken, 'En İyi Yönetmen' ödülü de Tayfun Pirselimoğlu’nun oldu. Genel kanı bu iki filmin törene damga vuracağına yönelikti ve jürinin tercihi de izleyenleri şaşırtmadı.

TAMER KARADAĞLI KİBRİNE NİHAL YALÇIN ‘TOKADI'

Tamer Karadağlı, Birol Güven ve Erkan Petekkaya… Türkiye sinema tarihine baktığımızda, saydığımız bu üç ismin ne gibi bir sanatsal katkısı var? Bugüne dek hem politik hem de ekonomik baskılarla mücadele eden ve sanat için ısrarla direnen sinemacıların haklı varoluş kavgası varken saydığımız bu isimler ne yapıyordu? Hiçbir şey… Kamuoyunda tartışılan bu üç ismin bugün ödül töreninde ödül takdim ediyor olması, dişini tırnağına takmış ve onlarca zorlukla göğüs göğüse mücadele etmiş sinema emekçilerine karşı bir haksızlıktı.

İşte tam bu noktada olan oldu ve Tamer Karadağlı’nın kibriyle karşı karşıya kaldık. Zuhal filmindeki rolüyle 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü kazanan Nihal Yalçın’ın konuşması sırasında şekilden şekle giren, egosu gözlerinden taşan Tamer Karadağlı en sonunda o vahşi ve çirkin kibriyle, Yalçın’ın konuşmasını sabote etti. Tarihe geçecek olan bu görüntülere en doğru ve net tepkiyi Nihal Yalçın verdi: “Lütfen Tamer’in önüme geçmesine izin vermeyin! Bu gece benim gecem!”

ALTIN PORTAKAL RUHU NEREDE?

Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 58. kez sinemaseverleri kucakladı. Sanatta, özellikle sinemada sürdürebilirliğin bu denli zor olduğu bir dönemde kendi marka değerini yaratmış festivalin önüne geçmeye çalışmak sanatın varoluşuyla çelişen bir durum… Geçen sene yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle festivale katılamayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bu sene bir hayli aramızdaydı! Tüm şehri donatan afişlerde sayın Böcek’in adını görmek, bir noktadan sonra festivalin bir reklam aracına dönüştürülme çabası olarak yorumlanmasına neden oldu. Tam bu tartışmaları unutacakken karşımıza çıkan bir afiş, tabela yahut kente dair bir simge, katılımcılara yeniden Böcek’i hatırlattı! Bunlara ek olarak geçmiş yıllarda tüm şehre yayılan festival ruhu ne yazık ki bu sene yoktu. Belli bir konumda toplanan festival alanı şehirden kopukluğuyla eleştirildi.

FESTİVAL EMEKÇİLERİ…

Başta Ahmet Boyacıoğlu olmak üzere festivalde yer alan tüm emekçiler ellerinden gelenin en iyisini yapmaya gayret etti. Covid-19 önlemlerinin üst seviyede tutulduğu festivalde, izleyicilerden basına kadar herkesin kahrını çeken festival emekçileri özel bir teşekkürü hak ediyor.

Altın Portakal’da olmak çok güzel, Tamer Karadağlı 'erkekliği' hariç!