Tanıyanların gözünden Mustafa Cengiz: Kendini Galatasaray’a adayan başkan

Sarı-Kırmızılı kulübün önceki başkanı Mustafa Cengiz, beyin tümörü nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayata veda etti. Yakınları ve çalışma arkadaşları Cengiz’i anlattı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Galatasaray Spor Kulübü’nün 37. Başkanı Mustafa Cengiz’in kanser hastalığı nedeniyle vefat etmesi, kulübü ve camiayı derinden sarstı. Yakınları ve mesai arkadaşları üzüntülerini ifade ederken, sitemli açıklamalar da yapıyorlar. Cengiz’in kritik bir dönemde devraldığı kulübü, ağır ekonomik ve psikolojik baskı altında yönetirken sağlığını kaybettiğini düşünenler var. Fakat kıymetinin bilinmediğinden yakınanlar bir yana, onu başarısız bulanlar bile bir konuda hakkını teslim ediyor; “Aynen öyle, kendisini Galatasaray’a adamıştı.

3,5 SEZONDA İKİ ŞAMPİYONLUK

Yaklaşık 3.5 sezon süren Mustafa Cengiz dönemi, Burak Elmas’ın 19 Haziran’da başkan seçilmesiyle resmen sona ermişti. Bu sürede iki şampiyonluk da kazanan Cengiz yönetimi, çoğu Galatasaray taraftarının başarısız bulduğu Dursun Özbek yönetiminin ardından bir toparlanma dönemini başlatmıştı. Ancak son iki sezonun sportif başarısızlığı, transfer tartışmaları ve teknik direktör Fatih Terim’le yaşanan sorunlar, Mustafa Cengiz’in ve yönetim kurulunun vedasıyla sonuçlandı.

KULÜBÜ, UEFA'NIN FFP KISKACINDAN ÇIKARDI

Merhum Başkan Cengiz, Galatasaray’ın birikmiş borçlarını kapatması ve kulübü UEFA’nın FFP (Finansal Fair Play) kıskacından çıkarmasının yanı sıra genel kurulda mali yönden ibra edilmemesi, Galatasaray liselilerden bazılarıyla yaşadığı gerilim ve kendine has şiveli konuşmasıyla da hatırlanacak. Kendisini tanıyanlardan Mustafa Cengiz’in kişiliğini, başkanlığını, yaşadığı sorunları, hastalığını ve vefatını anlatmalarını istedik.

Abdürrahim Albayrak (Cengiz döneminde Galatasaray 2. Başkanı): Şu an çok üzgünüz. Acımız büyük. Başkanımızı almaya geldik. Hastane ortamı çok kalabalık. Özel bir şey konuşamayacağım.

Yusuf Günay (Cengiz döneminde Galatasaray Başkan Yardımcısı): Çok sevdiğimiz bir insan vefat etti. Kendisini Galatasaray’a adadı. Son 3,5 yıldır tek derdi Galatasaray’dı. Hastalığında ağır eleştirilerin etkisi olmuş mudur, şimdi bu polemiklere girmek çok doğru olmaz. Başarılarını başarısızlıklarını konuşmanın da zamanı değil. Benim çalıştığım Mustafa Cengiz nazik, kibar, düzgün bir insandı. Bunları söyleyebilirim.

KÜKNER: TÜRKİYE BÜYÜK BİR AYDININI KAYBETTİ

Ömer Kükner (Galatasaray Divan Kurulu Üyesi ve Cengiz döneminde İletişim Direktörü): Yıllardır tanıdığım bir abimi ve çok sevdiğim bir Galatasaray başkanını kaybettik. Türkiye’de gördüğüm en büyük entelektüellerden biriydi. Onun spor adamı tarafını, yönetici tarafını biliyoruz ama 'Mustafa Cengiz kimdi?' diye soracak olursanız, büyük bir aydınını kaybetti Türkiye. Çok iyi bir aile babasını kaybetti. Hastalığının son dönemlerinde çok zorlanmasına rağmen Galatasaray’ı doğru rotada tutmaya çalıştı. Ölümünde eleştirilerin etkisi olduğunu zannetmiyorum. Bence en büyük başarısı UEFA’yla yaptığı FFP anlaşmasıdır. İki kere çok önemli aşamalardan geçirdi ve büyük badirelerden kurtardı Galatasaray’ı.

TOPARLANMA SÜRECİNİN MİMARIYDI

Fatih Kuşçu (Cengiz döneminde İletişim Direktörü): Benim çalıştığım Mustafa Cengiz için söyleyebileceğim ilk cümle, 'kendisini Galatasaray’a adamıştı' olur. Başka isimlerden de aynı şeyi duyduğunuzu söylüyorsunuz. Ben de bununla başlamak istedim. Onu tanımlayacak sıfatlardan birincisi dürüst olmasıdır. Galatasaray yokuş aşağı freni patlamış bir otobüs gibi gitmek üzereydi. Toparlanma sürecinin mimarı olmuştur. Tek başına değil elbette, pek çok farklı eleştiriler getirilse de başkan yardımcısı Yusuf Günay ve Kaan Kançal Cengiz, yönetiminin idari yapılanmasını sağlayan kişilerdir. Abdürrahim Albayrak pek çok farklı açıdan eleştiriler alsa da gerek siyasi, gerekse sportif birikimi sayesinde Galatasaray’ın sıkıntılı anlarında çözüm üretmiştir. Çözülemeyen tek şey Florya’daki farklı yapı içinde Fatih Terim’in varlığını kulübe entegre etmektir, buna çare bulunamadı. Terim hastalık sürecindeki yaklaşımıyla da farklı bir resim çizmedi.

Sadece FFP kıskacından çıkarmak değil. Bankalar Birliği’yle üretilen finans çözümünün mimarlarından biridir. Sadece Galatasaray’a değil, darboğazdaki Türk futboluna nefes aldıran bir çözüm üretilmiştir.

Bir divan kurulu konuşmasında verdiği cevabı hatırlıyorum. Nizipliyim, Antepliyim, şivemi beğenmiyor olabilirsiniz. Ama niyetimden ve Galatasaray aşkımda şüphe etmeyiniz. Ne istiyorsunuz benden diye konuşma yapmak durumunda kalmıştı.

“Noblesse oblige”, asalet mecbur kılar anlamındaki o Latince sözü söyleyerek alkışlandığı bir divan kürsüsü konuşmasıdır aynı zamanda. Pek çok hukuksuzluk ortaya çıktıktan sonra kurtarıcı olarak seçilmiş isimdir. Herkes uzak durmaya çalışırken elini taşın altına koyan isimdi. Oysa ibra edilmedi. Hiç hak etmediği bir süreç yaşadı.

Liselilerle arası iyi değildi, pek doğru bir ifade değil. Galatasaray Lise’li bazı kanaat önderleri Mustafa Cengiz’i yönlendirmeleri için soğuk baktılar ona.

Kendisi hastalığında hakkındaki eleştirilerin etkisi olduğunu söylemişti. Beyninde yeni tümörler oluştuğunda, eserinizle iftihar edebilirsiniz diye Fatih Terim’e yönelik açıklama yapmış, devamında da Terim’in sözleşmesini uzatmamıştı ve bundan dolayı da tepki almıştı. Bazı sırlar toprağa gidecek. Cengiz yönetimi Terim’in Galatasaray’ını santrforsuz bırakmakla eleştiriliyordu. Gomis neden ayrılmıştı, muhatapları açıklasalar keşke, daha doğru olur diye düşünüyorum.

'HASTALIĞININ SEBEBİ GALATASARAY’DI. HALBUKİ O GALATASARAY’I BATAKTAN ÇIKARDI'

Galatasaray’ı yakından izleyen bazı spor yorumcuları ise sportif başarısı ve bazı çıkışları tartışmalı olsa da Mustafa Cengiz’in halktan biri gibi göründüğünü, bu açıdan farklı bir Galatasaray başkanı profili çizdiğini düşünüyor. Ayrıca kulübü ağır ekonomik sorunlarla devralıp düzlüğe çıkardığını vurguluyorlar.

Bülent Tuncay (Karar): Klasik başkan modellerinin dışında bir performans sergiledi. Ondan önceki başkanlar taraftarla ilişkilerinde mesafeliydi. Fakat Mustafa Cengiz taraftarıyla direkt ilişki kurdu. Söylemleri de farklıydı. Normalde Galatasaray başkanları pek ortalığa çıkmaz, kelimeleri de dikkatli kullanırlardı. Mustafa Cengiz halkın dilini kullanarak ön plana çıktı. Galatasaray tarihinde iz bırakarak gitti. Kulübün ekonomik krizle boğuştuğu kritik bir dönemde geldi. Buna rağmen iyi yönettiğini düşünüyorum. Hastalığı birdenbire gelişti. Çok hızlı tedavi uyguladılar, hızlı hareket edildi ama çok ileri safhada fark edilmiş. Vefatının aldığı eleştirilerle alakalı olduğunu zannetmiyorum. Sportif başarı da yakalandı onun döneminde. Ama zaten Galatasaray son çeyrek yüzyılda en kötü kadrolarıyla, en zayıf yönetimleriyle bile hep şampiyonluk yarışının içinde oluyor. Başarı neye göre tabii, o ayrı bir nokta…

Ahmet Çakır (Spor yazarı): Şu anda sosyal medyada hizmetleri anılıyor. Ama o hayattayken Galatasaray’ı mahvettiğini söyleyenler de vardı. Kırk yılı aşkın süredir Galatasaray başkanlarını ve yönetimlerini izliyorum. Hiç tartışmasız diyebilirim ki, içlerinde kendini kulübe en fazla adamış kişiydi. Galatasaray uğruna sağlığından vazgeçti. Hastalığında ağır eleştirilerin payı olmuştur. Bu işte yüzünüz en fazla 24 saat güler. Milyonlarca taraftar büyük bir güç oluştururken öte yandan bitmez tükenmez eleştiriler elbette ki hırpalayıcı oluyor.

Galatasaray’ın geleneksel - aristokrat tavrına pek uymadığı yönünde eleştirilere uğruyordu. Söylediğiniz şive meselesi başta olmak üzere kullandığı bazı ifadeler de “inan olsun, inan edin” gibi, bunlar bazı insanlara ters geliyordu. Samimi olmak lazım, bazı durumlarda söylenmemesi gereken şeyler de söyledi. Ama büyük hizmetlerinin yanında şimdi arkasından bunların lafı olmaz.

Osman Şenher (Milliyet): Galatasaray’a kendini adamış, çok iyi bir başkandı ama adama rahat, huzur vermediler. Metin Oktay’ın kabristanı başında omuz attılar. Galatasaray düşmanı ilan ettiler. Son mali kongrede bile hakaretler ettiler. Bilmiyorum yazıklar olsun. Bu Galatasaray camiasını tanımak mümkün değil. Tabii bu herkes için geçerli değil. Herhalde son vazifelerini yapıp ondan helallik dileyecekler. Yoksa bu dünyanın öte tarafı da var. Hastalığının sebebi Galatasaray’dı. Halbuki o Galatasaray’ı bataktan çıkardı. Florya’yı kurtardı. UEFA’daki sorunları bitirdi ama maalesef belirli bir zümreye yaranamadı. Çok yazık oldu.