Tanrıkulu: Dezenformasyon yasası daha ağır bir şekilde kullanılacak

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporun ayrıntılarını canlı yayında açıkladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde hak ihlallerine ilişkin rapor hazırladı. Raporun detaylarını canlı yayında paylaşan Tanrıkulu, Türkiye'nin 2023'teki insan hakları karnesini değerlendirdi.

AK Parti iktidarının Türkiye'de "mağduriyette eşitlik" sağladığını ifade eden Tanrıkulu, ülkenin otokrasi ile yönetildiğini söyledi. "Muhalifseniz önceden izin alarak bile bir toplantı yapmanız neredeyse mümkün değil. Yine eğer kurulu düzene uygun düşmeyen bir konserin bile yapılması neredeyse mümkün olmayan bir hale geldi" diyen Tanrıkulu, konser düzenledikleri için görevden alınan ve istifa etmek zorunda kalan AK Partili belediye başkanları olduğunu ifade etti.

Cumartesi Anneleri'nin Anayasa Mahkemesi kararına rağmen 5 yıl boyunca eylemlerinin engellendiğini hatırlatan Tanrıkulu, " Bir İçişleri Bakanı keyfi bir şekilde yasaklıyor, bir İçişleri Bakanı da 5 yıl sonra kaldırıyor. Ne bir mahkeme kararı var ne bir suç var ne de başka bir şey var" diye konuştu.

Tanrıkulu, 2023'te 4 bin 386 haber için erişim engelleme kararı verildiğini, haber alma hakkının engellendiğini vurguladı. "Geçen yıl sadece 35 gazeteci, sadece gazeteci olarak 35 kişi mahkum olmuş. 135 gazeteciye soruşturma açılmış. 113 gazeteci gözaltına alınmış" diyen Tanrıkulu, "Haber yaptıkları için başka bir şey için değil. Bizler hakkında, milletvekilleri hakkında ifade özgürlüklerini kullandıkları nedeniyle başlatılan soruşturmalar tek başına Türkiye'de ifade özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün nasıl baskı altında olduğunu gösteriyor" sözlerini kullandı.

DEZENFORMASYON YASASI

Kamuoyunda "sansür yasası" olarak bilinen dezenformasyon yasasının yerel seçimlere doğru daha da sık ve ağır bir biçimde kullanılacağını söyleyen Tanrıkulu şöyle konuştu:

"Bunu genel seçim öncesinde de gördük. Parti olarak nasıl bir dezenformasyonla karşı karşıya kaldığımızı, Cumhurbaşkanı adayımızın nasıl bir dezenformasyon kampanyasıyla karşı karşıya kaldığını ve yanlış ve yalan videoların nasıl yaygınlaştırıldığını, sosyal sosyal medyada nasıl kullanıldığını çok iyi biliyoruz. Ve bunların büyük sponsorluklarla yapıldığını duyuyoruz. Engellemediler ve yalanı bile bir propaganda aracı olarak kullandılar ama bu yasa onlara hiçbir şey yapmadı. Ama muhalefetin sosyal gerçekliklerle ilgili olarak yaptığı birçok çalışma bu yasa kapsamında değerlendirildi ve bazı insanlar gözaltına alındı.

Şimdi önümüzde tabii yerel seçimler var. Yerel seçimlerde bu bu yasanın çok daha ağır bir biçimde kullanacağı noktasında bilgilerimiz var ve kullanacaklar. Yurttaşlarımızın genel seçimlerde gördüğü bu atmosferden sonra, bu yalan ve dezenformasyona ilişkin kara propagandaya ilişkin, kutuplaşmaya, nefret söylemine, ırkçılığa ilişkin bu söylemlere itibar etmemesi gerektiğini bir kez daha buradan ifade ediyoruz."

SOMALİ CUMHURBAŞKANININ ÖLDÜRDÜĞÜ KURYE

Türkiye'nin 2023'teki insan hakları notunu veren Tanrıkulu, "Sınıfta mı kalır, geçmez" yorumunu yaptı. Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun, Türkiye'de bir kuryenin ölümüne sebep olması olayını hatırlatan Tanrıkulu sözlerini şöyle noktaladı:

"Geçen hafta itibariyle Yunus Emre Göçer adlı bir yurttaşımız, bu cumhuriyetin yurttaşı, taksirle
adam öldürme suçunun muhatabı oldu. Yani yaşamını yitirdi. Çarpan şüpheli bir yabancı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil. Ve ölüm riski olan bir biçimde yaralanmış ve hastanede yatıyor. Türkiye'de buna benzer birçok vaka vardır. Birçok insan bu şekilde yaralanmıştır, hastaneye kaldırılmıştır, ölüm riskiyle hastanede yatmıştır. Sonra da ölüm de gerçekleşmiştir. Birçok vaka olmuş yani, çok özel bir vaka değil. Ama yüzde 100'üne yakını konusunda, savcılar veya hakimler ya tutuklama kararı vermişlerdir veya adli kontrol tedbirliği uygulamışlardır. Nedir adli kontrol tedbirliği, mesela ev hapsi veya karakola imza. Hele hele yabancıysa kesinlikle ama kesinlikle yurtdışı yasağı. Peki bu olayda ne olmuştur mesela? Mutlaka bir telefon gitmiştir. İlgili savcıya, ilgili karakola bir telefon gitmiştir. Ve o telefon görüşmesine istinaden de savcılar görmezden gelmiştir. Onunla ilgili olarak benzer vakalarda yüzde 100'üne yakınında ya tutuklama kararı verilmiştir veya adli kontrol verilmiştir. Bu vakada verilmemiştir."