Tarihin ve doğanın üzerinde RES'e tepki: Ağaçları kesmeyi durdurun

Muğla ve Aydın'ın ilçelerini kapsayan geniş bir alanda yapılacak olan RES projesi nedeniyle ağaç kesimi yapıldı. Halkın tepkisine neden olan projenin yapıldığı bölgede birçok tarihi eser bulunuyor.

Google Haberlere Abone ol

Nuray Pehlivan
Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Rüzgar Enerji Santrali (RES) projesi için Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Sakarkaya bölgesinden başlayarak, Anadolu Geçidi, Kayabükü, Narhisar, Konak, Ketendere köy arazilerinde ve Aydın Karpuzlu’ya bağlı Kızılcabölük ve Yahşiler’den Tekeler’e kadar uzanan yaklaşık 33 kilometrekarelik geniş bir alanda ÇED süreci başladı. Projenin ÇED dosyasına bakıldığında her birisinin 4,2 MWm/4,1667 MWe kurulu gücünde olmak üzere 30 adet tribünden oluşacak santral sahasının, Latmos Dağları’nda yoğun ormanlık alanların ve endemik yüzlerce bitki çeşidinin bulunduğu alanda olduğu görülüyor.

Latmos Dağları’nın en bakir bölgesinde yapılması planlanan proje hayata geçirildiği takdirde, ormanlık alanda tır ve kamyonların geçmesi için yollar açılacak. Alan içerisindeki Suratkaya’da Hitit yazıtları ve kaya resimleri, savunma yapıları gibi pek çok kültür varlığı zarar görecek. Bölge halkının geçim kaynağı olan arıcılık, zeytincilik ve hayvancılık da projeden olumsuz etkilenecek.

Söz konusu projenin halkın katılımı toplantısı, bölge halkının tepkileri sonucu yapılamadı. Toplantı tutanağına bölge halkının projeyi istemediği yönünde not düşüldü. Geçtiğimiz günlerde Orman İşletme Müdürlüğü tarafından proje alanında “orman yolu" açılması ve genişletilmesi için çalışmalar başlatıldı. Orman yolunun açılma zamanının, şirketin projesiyle eş zamanlı olması dikkat çekerken, bölgede ağaç kesimleri yapıldığı da öğrenildi.

.

‘PREHİSTORİK İNSAN RESİMLERİNİN OLDUĞU BÖLGE’

Latmos Dağları'nda yapılması planlanan projeye tepki gösteren Pedesa Kazı Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler, RES projelerine Türkiye'nin gereksinim duyduğu enerji nedeniyle itiraz olamayacağını belirterek, "Ancak bir kamu yatırımı olan bu projelerin yer seçimlerinin doğa ve insanla barışık olması gerekir. Kösreklibaşi Yaylacıkırbeleni Çakmak ve Palamut mevkiilerinde yapılması planlanan 30 adet rüzgar enerji santrali, 32 km. uzunluğunda bölgenin milyonlarca yıllık jeolojik doğal ve tarihi siluetini taçlandıran dağ doruklarına yayılmaktadır. Hitit uygarlığının batıya geçiş rotasındaki bölge, Ege’nin en özel tarih öncesi prehistorik insan resimleri ve farklı dönemlerin kültürel mirasına sahiptir ve eşsiz bir ekosistemi temsil etmektedir" dedi.

"Bölge jeo/doğa ve yüksek kaliteli kültür turizmi için büyük bir değerdir."

‘ETKİLERİNİN NE OLACAĞI ÇOK YÖNLÜ SORGULANMALI’

Bugün ya da gelecekte yapılacak her türlü enerji yatırımının demokrasiye, insan haklarına, ekolojik, doğal ve kültürel çevreye saygılı olması gerektiğinin altını çizen Diler, bu değerleri gözetmeden yapılan yatırımların kamu yararına sayılamayacağını ifade etti. Diler ayrıca altına Türkiye olarak imza attığımız uluslararası sözleşme ve anlaşmaların yerine getirilmesinin kamu yararı için olduğu kadar Türkiye'nin saygınlığı için de büyük önem taşıdığını hatırlattı.

Latmos’un kamu yararı gözetilerek sahip olduğu tarihi ve doğal değerlerle Milli Park sınırları içinde kalması gerektiğini belirten Diler, “Bölge ayrıca ülkemizin ihtiyaç duyduğu jeo/doğa ve yüksek kaliteli kültür turizmi için de büyük bir değerdir. Devasa tribünlerin taşınması için açılacak/genişletilecek dağ yolları ve tribün platformları tarih ve doğa için geriye dönüşü olmayan olumsuz etkilere neden olacaktır. Ön görülen projenin gerçekleştirilmesinde alana yapılacak müdahaleler sırasında ve projenin tamamlanması sonucunda kültür varlıkları, topografya, arkeolojik ve kültürel peyzaj üzerine etkilerinin ne olacağı çok yönlü sorgulanmalıdır” uyarısında bulundu.

 “Latmos'a girdiğinizde sanki başka gezegende olduğunuz hissiyatına kapılırsınız..."

‘SAVAŞ DEĞİL BAHARIN KUTLANIŞI İŞLENMİŞ’

Ekolojik yaşamı, jeolojik yapısı ve kültürel mirası ile Latmos’un çok özel bir coğrafya olduğunu belirten arkeolog çevreci Selahattin Aydın ise, “İçine girdiğinizde sanki başka gezegende olduğunuz hissiyatına kapılır, doğal yolla şekillenmiş gnays kayaların içinde kaybolursunuz. Milyonlarca yılda oluşan gnays kayaların yanında, binlerce yıl önce yaşamış insanların kültürlerini, kodlarını da o gnays kayaların üzerinde bulursunuz” dedi. Bölgede yüzlerce kaya resmi olduğunu ve belki yüzlercesinin de keşfedilmeyi beklediğini ifade eden Aydın, şu bilgileri paylaştı:

“M.Ö. 6. binde yapılan kaya resimlerinde savaş, kavga, mücadele konuları işlenmemiş, sanki bir dans, bir baharın kutlanışı gibi insanların toplu olarak bir arada olduğu konular betimlenmiştir. Bunun yanında Hitit-Luvi Çağı'na tarihlenen Suratakaya Luvi Yazıtları, manastırlar, freskler, antik kentler, antik yollar gibi birçok iz bulunmaktadır. Yaban hayatı ve bitki çeşitliliği açısından da önemli bir noktadır. Bölgenin geçimi çam fıstıkları, bal ve zeytincilik üzerinden sağlanmaktadır. RES alanı için devasa yollar açılacak, çam fıstıkları kesilecek ve arıların yaşam alanları gasp edilecek.”

.
‘BU KATLİAMLARIN SEBEBİ İKTİDARDIR’

RES yapıldığı takdirde Binkoyunağılları sırtlarında milyonlarca yıllık akışın ve el değmemiş bölgenin yara alacağını ifade eden Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

"RES, fosil yakıtlara nazaran daha temiz bir enerji çeşididir ama yaşam alanlarına verdiği zarar göz ardı edilemez. Kanatların yarattığı hava sirkülasyonundan kuşlar çok etkilenmekte, arılar ise oluşan basınç ve türbülansa bağlı olarak ölmektedir. Ayrıca arıların besin kaynağı, bal için salgısını emdikleri çam pamuklu böcek çam ağaçlarında yaşar. Yollar açılırken birçok çam ağacı kesilecek, bu da yine arıların asıl besin kaynağını ellerinden almak demek. Bu, hiç yapılmasın demek değildir; çevre etkisi değerlendirilir ve daha olabilecek noktalara konulur. Zira Latmos'a değil RES, kazma bile vurulmaz. Zaten madenler Latmos'u yutarken, bir de bu proje alana, yaşama, tüm canlılara çok zarar verecek."

"Kapitalist düzende doğa nesnedir, alınır, satılır ve gerekirse katledilir çünkü tek amaç piyasa için kârdır" diyen Aydın, son olarak, "20 yılda en ağır şekilde uygulayıcısı olan iktidar eliyle ülkenin her alanı piyasaya meze edildi ve geri dönülemez şekilde yok edildi. Bu tahribatların sebebi bu, önce bu anlayışla mücadele etmek zorundayız. Latmos için, ülkemizin her noktası için mücadele edeceğiz" diye konuştu.

.
‘BÖLGEDE YAYGIN BİR ŞEKİLDE ARICILIK YAPILIYOR’

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, yaşanan gelişmelerin ardından Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’nden bilgi talebinde bulunmak için dilekçe gönderdiklerini söyledi. RES'lerin yapılmasının planlandığı alanın geçen yıl meydana gelen orman yangınları sonucunda ciddi zarar gördüğünü ifade eden Sürücü, "Rüzgâr tribünlerinin dikileceği alanlar geçtiğimiz yıl yangınlardan kendini koruyabilmiş fıstık çamı ve kızılçam ormanlarıyla çevrilidir. Bölgede yaygın bir şekilde arıcılık yapılarak bal üretilmektedir. Şu anda Sakarkaya Mahallesi’nin kuzeyinde bulunan Anadolu Geçidi’nden doğuya doğru, Aydın Orman İşletme Müdürlüğü’nün izinleriyle taşeron bir şirket tarafından yolların açıldığı görülmüştür. Bahse konu olan alanda yöre insanlarının en önemli geçim kaynakları olan çam fıstığı üretimi ve arıcılık yapıldığı gibi, aynı zamanda doğal ve kültürel varlıklar yönünden Ege Bölgesi'nin en zengin alanlarından biridir" dedi.

.
'AĞAÇ KESİMLERİ DURDURULMALI'

Sürücü, yaklaşık 30 yıl bölgede araştırmalar yaparak çok önemli arkeolojik keşiflerde bulunan Dr. Anneliese Peschlow’un Turizm Bakanlığı’na verdiği haritada da görüldüğü üzere bölgenin kültür varlıkları açısından çok zengin kaynaklara sahip olduğunu belirtti. Sürücü, “Bahsedilen alanda orman yolu açılsa bile, doğal ve kültürel açıdan ilgili kurumlardan mutlaka görüş alınması gerekmektedir. Özellikle Kültür Varlıkları Koruma Kurulu ve Doğa Koruma ve Milli Parkların kendi çalışma alanlarıyla ilgili araştırma yaparak görüş bildirmeleri daha doğru olacaktır. Hassas bir bölge olması nedeniyle kurumlar arası iş birliği ve eşgüdümün olması, bölgedeki yöre insanlarının ekonomisinin, aynı zamanda doğal ve kültürel varlıkların korunmasını sağlayacaktır" diye belirtti.

Sürücü, projenin geri çekilmesi ve Orman Genel Müdürlüğü'nün yol genişletme nedeniyle başlattığı ağaç kesimlerini durdurması için de çağrıda bulundu.