DUVAR - Dünya prömiyerini ABD'deki 'True-False Film Festivali'nde yapan belgesel, 'Tavuri' lakaplı Kıbrıslı meşhur dolandırıcı ve hırsız Mustafa Serttaş'ın hayatını anlatıyor. Film 8 senelik bir çalışma sonrasında ortaya çıktı.

Uzun metraj biyografi tarzında hazırlanan belgeselde, Serttaş'ın hem hapishanede hem de dışarıdaki hayatı 5 sene takip edildi. Çekimler Serttaş'ın izinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile İngiltere'de gerçekleştirildi. Toplum, kötülük, suç ve ceza süreçleri üzerine de sorular soran yapımda, Mustafa Serttaş'ın yanı sıra Şirin Gazi ve Yasin Coşkun yer aldı.

Anadolu Ajansı'na konuşan Derviş Zaim, belgeselin gerçek bir suçluyu ele aldığını belirterek, "Suç, suça bağlılık, toplum, özgürlük, merhametin keşfi gibi konuların etrafında hikayesini geliştiriyor. Şeytan anlamına gelen 'Tavuri' lakaplı bir adamın hikayesini ele alıyoruz. 2014 yılında başladığımız belgesel hapishanede, Londra'da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde sosyal hayatın içerisinde çekildi" dedi.

Tavuri ismiyle bilinen Mustafa Serttaş'ı çocukluğundan itibaren tanıdığını aktaran Zaim, belgeselin şahsi geçmişi ve sanatı üzerine sorular sorabilme imkanı sağladığını söyledi.

Usta yönetmen, yapımın gözlemci belgesel türü üzerine kurulu olduğunu, bununla birlikte interaktif tarzdan da etkiler taşıdığını aktardı.

'KÖTÜLÜK MESELESİYLE YÜZLEŞMEYE GAYRET EDİYORUM'

Filmin merhametin keşfi üzerine olduğunu vurgulayan Zaim, şunları kaydetti:

"Bu konunun çağımız için önemli olduğunu düşünüyorum. Günümüzde kötülüğü yapanın yanına kaldığı yönünde yaygın bir inanış var. Bu atmosfer içerisinde, merhametin keşfiyle ilgili bir filmin insanlara başka bir şeyleri düşünmeye fırsat tanıyabileceğine inanıyorum. Ayrıca Tavuri'nin ve yakınlarının kendisini bize açması ve filmin uzun süreye yayılan süreç olması ayrı bir hakikilik kattı. Bu anlamda Türk seyircisi daha önce görmediği bir hakikat seviyesiyle karşı karşıya kalabilir. İnsanlığın her dönemi kötülükle yüzleşmeler olmuştur. Bizim de bugün şu ya da bu şekilde yüzleşmemiz gerekiyor. Eserlerimle bu kötülük meselesiyle yüzleşmeye gayret ediyorum. Bu belgeselle de bu kötülüklerden bizi kurtaracak şeylerden birisinin de merhamet olduğunu söylemeye gayret ediyorum. Merhamet sürecinin kişiye göre keşfinin insanı kurtarıcı olabileceğini söylemeye çalışıyorum."

Zaim, belgeselin bir suçlunun değişip değişmeyeceği üzerine sorular sorduğuna değinerek, "Belgesel bu sorulara cevap vermiyor ama daha sonra merhamet duygusunun keşfiyle ilgili bir sürece dönüşüyor. Bu film hürmetli bir filmdir. Katılımcılarına ve seyircisine hürmet etmeye dikkat eden bir filmdir. Tavuri ile ilişkimiz yönetmen katılımcı düzeyinde değildi. Biz bu filmde onunla bir şeyler yaparken beraber yürüdük" diye konuştu. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)