TBB'de ‘ortak aday’ tartışması: İrademiz yok sayılmamalı

ANKARA- Türkiye’de yaklaşık 150 bin avukatın kayıtlı olduğu Türkiye Barolar Birliği, (TBB) yeni dönem başkanını belirlemek üzere 4-5 Aralık tarihlerinde sandık başına gidecek. 

Büyük tartışmaların gölgesinde, geçen yıl yasalaşan ‘çoklu baro’ düzenlemesinin ardından yapılacak ilk TBB seçimleri, ‘baroların delege yapısındaki değişim’ nedeniyle kritik öneme sahip olacak. 

Yeni sistemde, İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi üye sayısı yüksek baroların delege sayısı düşerken, Anadolu barolarının belirleyici rolü arttı.

MUHALİF BAROLARIN ‘TEK ADAY’ FORMÜLÜ TARTIŞMA YARATTI 

‘Çoklu baro’ yasasını, ‘Metin Feyzioğlu düzenlemesi’ olarak da yorumlayan ve bir kez daha birlik başkanlığına aday olan Feyzioğlu’nun kazanmasını önlemek isteyen muhalif barolar, ‘tek aday’ formülü etrafında birleşti.

Eskişehir’de hafta sonu yapılan toplantıda çok sayıda baro, ortak aday konusunda Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan ismi üzerinde uzlaştı. Ancak muhalif baroların Eskişehir’deki toplantıyla ortak aday çıkarması; hem TBB başkanlığına aday olan farklı isimler tarafından hem de ‘irademiz yok sayıldı’ diyen bazı TBB delegelerinin itirazlarıyla karşılandı. 

TBB BAŞKAN ADAYI COŞAR: TOPLANTIYA ÇAĞRILMADIK 

Metin Feyzioğlu ve Erinç Sağkan haricinde TBB Başkanlığına aday olan iki isim daha var: Biri, eski TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar, diğeri ise eski Antalya Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı. Her iki isim de ‘ortak aday’ toplantısının dışında kaldıkları için tepkili. 

Öyle ki, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na adaylığını açıklayan ilk isimlerden olan Vedat Ahsen Coşar, yapılan toplantının ve toplantıda çıkan sonucun 'algı operasyonu' ve 'Bonapartist bir darbe' olduğunu savunuyor. 

‘HEM DELEGE İRADESİNİ YOK SAYACAKSINIZ HEM DE YÜKSEK KATILIMLI TOPLANTI GÖRÜNTÜSÜ VERECEKSİNİZ’

Coşar, "bypass edilmeye" çalışıldıklarını ifade ettiği toplantıya ve seçim sürecine ilişkin sosyal medya üzerinden şu görüşleri paylaştı: “Başkanlarla sınırlı olan o toplantıya başkan olmayanların ve bazı delegelerin katılmalarına ve oy kullanmalarına izin ve imkân vereceksiniz; bunu yaparak hem Genel Kurul’da oy kullanacak olan delege iradesini yok sayacaksınız, hem de kamuoyuna yüksek katılımlı bir toplantı yapıldığı görüntüsü vereceksiniz. Bununla da yetinmeyecek ve seçime kaç kişinin katıldığını ve yarışa dâhil edilen başkan adaylarının kaç oy aldıklarını gerçek/fiili katılımcı sayısı belli olacak diye açıklamayacaksınız. Bu avukata yakışan bir duruş olmadığı gibi etik de değildir. Bu anlayış mı Türkiye Barolar Birliği’nde; birliği, Baroların ve avukatların dayanışmasını sağlayacak ve yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunmayı temsil edecek?” 

‘BU SEÇİM MASADA DEĞİL, SAHADA KAZANILACAK’ 

Alper Tunga Bacanlı da sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “TBB seçimlerini oldu bittiye getiremeyiz. Sahada çalışan adayları görmezden gelemeyiz. Her şeyden önce TBB Başkanlığı yapan Ahsen Bey'e ayıp. Bu dayatmanın mevcut Birlik yönetiminin tavrından ne farkı var. Tekrar edeyim, bu seçim masada değil sahada kazanılacak” ifadelerini kullandı.

‘SEÇİMİN BELİRLEYİCİLERİ DELEGELER OLACAK’

Eskişehir’de yapılan toplantı kararının ‘baro başkanları’ üzerinden alınmasını doğru bulmadığını ifade eden Antalya Barosu avukatlarından TBB Delegesi Can Ercan da seçimlerdeki delege gücüne dikkat çekti. Ercan, seçim sonucunu delegelerin belirleyeceğini, o yüzden ‘iradelerinin’ yok sayılmaması gerektiğini kaydetti. 

TBB seçimlerinde oy hakkı bulunan 348 delegeden doğal delege olan baro başkanlarının oyları çıkarıldığında 264 saf delegenin asıl seçim sonuçlarını belirleyenler olacağına dikkat çeken Ercan şunları söyledi:
“Aslında önce delegelerin de katılımıyla bir toplantı yapılacak, ‘ortak aday’ konusu herkesin olduğu bir toplantıda konuşulacaktı. Ancak bu mümkün olmadı, bir kısım baro başkanları Eskişehir’de toplandı ve toplantı sonucunda Erinç Sağkan adaylığını açıkladı. Bu delegeler arasında da tepki çekti. Çünkü baro başkanlarının tek oyu vardır ve delegelerin iradesi farklı gelişebilir. Örnek verecek olursak Antalya Barosu Başkanı bir adayı destekleyebilir; ama bu karar onun kişisel tutumu da olabilir yoksa delegeler de aynı tutumu geliştirebilir. Bu yüzden buradan çok sayıda baro ve delegenin fikir birliğine vardığı gibi bir sonuç çıkmamalı.”