TDB: Kamu, serbest diş hekimlerinden hizmet alsın

Covid-19’la en önde mücadele eden meslek grupları arasında yer alan ve filyasyonda görevlendirilen diş hekimlerinin iş yükü pandemi döneminde arttı. Ağız ve diş sağlığı merkezlerindeki diş hekimi sayısının azalmasıyla nöbet ve hasta bakma sayısının arttığını belirten Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Genel Başkanı Prof. Dr. Atilla Ataç’a göre diş hekimlerine yönelik atılması gereken adımlar bulunuyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Korona virüsü salgınında vaka sayılarında yaşanan artışla birlikte sahada hastalığın seyrini takip eden filyasyon ekiplerini oluşturan kişi sayısında da artışa gidildi. Filyasyon ekipleri içerisinde diş hekimlerinin de görevlendirilmeleri nedeniyle ağız ve diş sağlığı merkezleri ve hastanelerde hizmet veren hekim sayısı azalırken burada kalan hekimlerin iş yükleri arttı. 

Üniversitelerde uzmanlık yapan öğrencilerin de filyasyona çekildiğini, ağız ve diş sağlığı merkezleri ile üniversite hastanelerinde büyük bir personel eksikliğinin açığa çıktığını belirten Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Genel Başkanı Prof. Dr. Atilla Ataç, “Filyasyonda görevlendirme sayısı artınca ters bir etki yaratıyor. Gelen hastaya bakan görevde kalanların iş yükü son süreçte de oldukça arttı” dedi. 



‘İLK GÜNKÜ PROBLEMLER HÂLÂ DEVAM EDİYOR’

Filyasyona çıkan diş hekimlerinin sorunlarının yer yer de olsa devam ettiğini belirten Prof. Dr. Atilla Ataç’a göre gece göreve gidilmesi, nöbetlerin belli olmaması bu sorunların başında yer alıyor. Bazı yerlerde üç günde bir nöbet uygulamasına başlandığını ve filyasyonda rahatlamanın olduğunu ifade eden Ataç, “Türkiye geneline bakıldığında takip edilen hasta sayısı çok arttığı için filyasyondaki arkadaşlarımızın ilaç takibi, kayıtların yapılması işlemleri biraz daha arttı. İlk günkü problemler aslında hâlâ devam ediyor” dedi.

Ağız ve diş sağlığı merkezlerinde görevlendirilen diş hekimlerinin bir kısmının filyasyona çıkması nedeniyle geride kalan hekimlerin hasta bakma ve nöbet sayılarında artış yaşandığını belirten Ataç,  “Hastalarımızın kamuda hizmete ulaşması zorlaştı. Buna çözüm olarak da hastalarımız serbest çalışan arkadaşlarımıza gitmeye başladı. Ama burada da hastalarımızın bir maddi külfet karşılarına çıkıyor” ifadelerini kullandı.

‘MALZEME VAR AMA YETERLİ SAYIDA DEĞİL’ 

Koruyucu ekipmana ulaşmada pandeminin ilk başlarında yaşanan sorunların olmadığını ifade eden Ataç, son süreçte malzemelerin kalitesiyle ilgili sorun yaşadıklarını ifade ederek, “Malzemelerin kalitesi ve yeterliliği tartışılır. Malzeme veriyorsunuz ama beş saatte bir maskenin değiştirilmesi gerekiyor. Örneğin tulum. Hastaya gidiyorsunuz, filyasyondaki arkadaşlar ikinci eve de aynı tulumlarla gidiyor. Malzeme var ama yeterli sayıda değil. Yeterli sayıda dağıtımında problem çıkıyor” diye konuştu. 

‘KAMU, SERBEST ÇALIŞAN DİŞ HEKİMLERİNDEN HİZMET ALABİLİR’

Covid-19’la en önde mücadele eden meslek grupları arasında yer alan diş hekimlerine salgın dönemine özel ödenek verilmediğini belirten Prof. Dr. Atilla Ataç, “Diş hekimleri, ağız ve diş sağlığı merkezleriyle üniversite hastanelerinde hasta sayısı azalmasına bağlı döner sermaye girdileri de olmadığı için maddi kayıpla karşı karşıya. Ya maaş düzenlemesi ya da döner sermayenin tavandan verilmesi gibi yöntemlerle bunun da çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Yeni hasta bakma prosedürlerine göre günlük randevu sisteminde bir ağız ve diş sağlığı merkezine verilen bin 500 bandındaki randevu sayılarının 300 ile 500 arasında düşmesi gerektiğini belirten Ataç, serbest çalışan diş hekimleriyle kamu arasında bir anlaşmanın yapılabileceğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ayrıntılı bir işlem yapıyorsunuz, sonra yarım saat orayı temizlemek ve havalandırmak zorundasınız. Hasta bakma prosedürü belirlendi ve bunlara uyulması gerekiyor. Bu durumda hastaların kamuda sağlığa ulaşması daha zorlaşacak. Kamu, kamusal hizmet yapan serbest çalışan diş hekimlerinden, hizmet alabilir. Bir anlaşma yapılabilir. Biz bunu da öneriyoruz.”

‘DİŞ MALZEMELERİNDE KDV ORANI GEÇİCİ BİR SÜRE SIFIRA DÜŞÜRÜLMELİ’ 

Son dönemde döviz kurlarında yaşanan artıştan diş hekimlerinin de olumsuz etkilendiğini belirten Ataç, kullanılan malzemelerin fiyatlarında yaşanan artışa dikkat çekerek bu alanda atılması gereken adıma dair ise şunları kaydetti:

“Kişisel koruyucu ekipman bile oldukça yüksek. Fiyatları 150-200 TL’yi buluyor. Örneğin hastadan bir diş çekeceksiniz, ama siz koruyucu ekipman ücretini diş çekimine yansıtamıyorsunuz. Ama eninde sonunda bu bir maliyet gideri. Aldığımız malzemeler hem bulunmuyor, bulunsa bile pahalı. Ya fiyatlarda bir düzenleme yapılması lazım ya da diş malzemelerinde KDV oranlarını geçici bir süreç de olsa yüzde sıfır ya da bire düşürülmeli.”

‘ÇOK GEÇ KALINMADAN DİŞ HEKİMLERİNE GİDİLMESİNDE FAYDA VAR’ 

Salgın döneminde diş ve ağız sağlığı sorunu yaşayanların güvenilir buldukları hastane ya da serbest çalışan diş hekimlerini tercih edebileceklerini belirten Ataç, sözlerini şöyle noktaladı:

“Diş hekimleri Covid-19’a doktorlarla kıyaslanınca daha az yakalanıyor. Çünkü biz geçmişten bu yana koruyucu ekipmanları kullanmaya alışkınız. Bu yüzden hastalarımız tedbirlerin alındığı yerlere özel olsun, kamu olsun rahatlıkla gidebilirler. Eğer hasta gelmezse daha sonraki tedavi süreçleri zorlaşabilir. Öte yandan Covid-19’un etkisinin üç dört yıl sürebileceğinden de bahsediliyor. Koruyucu önlemlerimizi aldıktan sonra, ağız ve diş sağlığına dikkat ettikten sonra çok geç kalmadan diş hekimlerine gidilmesinde fayda var.”