İnsanların üçte biri telefonunu arkadaşına tercih ediyor
Yapılan deneyde, katılımcılardan hayatlarındaki kişi ve nesneleri bir önem sırasına koymaları istendi. Sonuçlar, katılımcıların %37’sinin akıllı telefonlarını en yakın arkadaşlarına eşit ya da onlardan daha üstün tutmaya meyilli olduğunu ortaya çıkardı.
DUVAR - Würzburg ve Nottingham Trent Üniversitleri’nin Kaspersky Lab adına ortak yaptığı araştırmada akıllı telefonların, en yakın arkadaşlardan daha önemli olabileceği ortaya çıktı.
Deneyde, satranç tahtası gibi dizayn edilmiş platform üzerinde, katılımcı en ortaya kendisini koyuyor ve bir sonraki görevi ise hayatındaki çeşitli kişi ve objelerin resmini kendi etrafına yakınlık derecesine göre platform üzerinde yerleştirmek. Aile, arkadaşlar ve evcil hayvanlar çoğu zaman bir arada ve kişiye akıllı telefonlardan daha yakın bir yerde konumlandırılırken, akıllı telefonların bu yerleşimi kişilerin her gün görüştüğü iş arkadaşları, okul arkadaşları gibi kişileri geride bırakarak önem sırasında onlardan daha önemli bir yere geldiği görüldü.
TELEFONUM OLMADAN ASLA!
Katılımcıların yaklaşık 3’te 1’i (%29’u) akıllı telefonlarının ebeveynleriyle eşit ya da onlardan daha fazla öneme sahip olduğunu belirtirken, katılımcıların 5’te 1’i ise telefonlarının sevgilileriyle eşit ya da onlardan daha fazla öneme sahip olduğunu belirtti. Katılımcılardan %17’si akıllı telefonlarını en yüksek önem kategorisine taşırken, telefonunun herşeyden ve herkesten daha önemli olduğunu belirten katılımcı dilimi %1 olarak belirlendi.
Bu deneye ek olarak yapılan destekleyici deneyde ise, eğlence amaçlı kullanım, bilgi ve veri saklama alanı olarak işlevleri bulunan akıllı telefonların kullanıcılarının %93’ü ise istendiği takdirde dijital dostlarının PIN kodunu paylaşabileceklerini – ve böylece pek çok kişisel bilgilerini tehlikeye atabileceklerini- belirtti.
EN YAKIN ARKADAŞIMIZ OLDU
Çalışmayı yöneten Würzburg Üniversitesi’nde medya psikolojisi dersleri veren Astrid Carolus çalışmanın sonuçları hakkında; “Telefonlarımız hayatımızın vazgeçilmez bir parçası ve bu çalışma da bunun psikolojik bir kanıtıdır. Telefonlarımızla paylaştığımız dostane duygular cansız bir objeye duyduğumuz güveni –hatta bu güven duygusunu da bir adım öne taşıyarak hayatımızdaki pek çok insandan daha çok değer verdiğimizi – gösteriyor. Yine de, akıllı telefonların bu kadar önemli olmasına rağmen, katılımcıların PIN kodlarını bu kadar kolayca paylaşabilmesi şaşırtıcıydı. Katılımcılardan bir süre bekleme odasında oturmalarını ve bazı bilgiler soracağımızı söyledik. Boylarını ve PIN kodlarını sorduğumuzda pek çok kişi her iki bilgiyi de çekinmeden verdi. Bu endişe verici bir sonuç oldu çünkü dijital dostlarımızı tehlikeye atarak aslında kendi bilgilerimizi tehlikeye atıyoruz.” açıklamasında bulundu.