Teknoloji duygularımızı okuyabilir mi?
İnsan hayatında pek çok alanda rolünü daha da önemli hale getiren teknoloji, duygularımızı da anlayacak zekaya kavuşarak belki bize iyi gelecek şeyler organize edebilir. Bir süredir üzerinde çalışılan “Duygu okuma teknolojisi” sayesinde yaşam kalitemiz daha da artacak, günlük hayatımızda gözle görülür farklılıklar göreceğiz. Peki nedir bu duygu okuma teknolojisi?
DUVAR - Gün içinde (hatta uyurken bile) binlerce farklı sebepten duygularımız değişiyor. Mutlu, üzgün, heyecanlı, kaygılı, sıkılmış, meraklı, bitkin ve benzeri duygularla ruh halimizin değiştiği zamanlar oluyor ve değişim sıklığı bazı zamanlar çok yoğun olabiliyor. Duygu okuma teknolojisi, en başta bu duyguların varlığını tespit ediyor. O sıradaki duygusal durumumuzu gösteren fiziksel ve zihinsel ipuçlarını arar ve edindiği bilgileri kullanarak, ruh halimize uygun hizmetler sunar. Telefonunuzun, ruh halinize uygun şarkılar çalması mesela? Veya yazılımın; o gün şehirdeki bir sanatsal etkinliğin aslında tam olarak o sıradaki duygu durumunuzla ilişkili olduğunu bulup size etmesi…
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Duygu okuma teknolojisinin çalışma prensibi birkaç farklı kaynağa dayanıyor. Tek bir yöntem üzerinden değil, değişik kaynakları kullanarak doğrulama yağmaya çalışan bir teknoloji bu. Bunlardan biri, beynimizdeki etkinlikleri izleyerek buna göre analiz yapmaya imkan sağlayan bir başlık. Yani fiziksel bir cihaz. Beynimizde oluşan dizge ve ritmlerin ölçülmesiyle, duygu halimize dair ipuçları aranıyor. Kalp hızı, vücut ısısı, kan basıncı ve terleme gibi reaksiyonların da duygu durumuyla bağlantılı olduğu aşikar. Bu durumlarla ilgili de ölçümlerine dahil edilmesi gündemde. Doğrudan başımıza takacağımız bir başlık olmayabilir elbette. Taktığımız gözlükten, kulaklıktan, saatten veya giysimizden de toplayabilir verileri bu teknoloji. Yüz ifadeleri duygu durumunu anlama konusunda oldukça bereketli. Yüzümüzdeki ifadelerden duygu durumumuzu analiz eden ve anlayan teknolojiler son zamanlarda çok popüler. Hatta yüklenen insan fotoğrafından belli yüzdelerle duygu durumunu analiz eden uygulamalar geçtiğimiz aylarda epeyce ilgi görmüştü. Geçtiğimiz yıl Intel, karşısındaki kişinin gülümsemesini tanıyabilen duygu tespit sistemli 3D kameraları tanıtmıştı. Microsoft’un Xbox One konsolunda kullanılan Kinect sistemi ise, kullanılan “duygu platformu” dahilinde kullanıcının kalp atışlarını ve yüz ifadelerini tespit edebiliyor.
TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ BİZİ İZLİYOR
Duygu okuma teknolojisinin hizmetlere dönüşmesi, pek çok ticari servisle bizi tanıştıracak. Makinelerle duygusal olarak iletişim kurabilme yeteneği, uzun vadede bir hayli fantastik çözümler de yaratabilir. Hali hazırda dev teknoloji şirketlerinin (Apple, Facebook, Google, Microsoft gibi) davranışlarımızı gözlemleyerek duygu durumlarımız hakkında veri topladıkları ve buna göre içerik gösterdikleri biliniyor. Dinlediğimiz müzik, paylaştığımız içerikler, arama kelimelerimiz ve benzer ipuçlarını değerlendiren şirketler bu konuda pazarlama etkinlikleri yapıyorlar. Sosyal medyadaki “like”larımız bile duygularımızı anlamak için şirketlere ipucu veriyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Medya Laboratuvarı’nda yapılan araştırmalara göre bilgisayarlar, yüz ifadelerini okuyarak insanların ruh halini anlama konusunda diğer insanlardan daha başarılı. Mindreader adlı bir program; gözler, burun ve ağız etrafında yer alan 22 farklı noktaya odaklanıp, renk, şekil, doku ve hareketi tespit ederek farklı duyguları birbirinden ayırabiliyor.
UYGULAMALAR NELER SUNACAK?
Peki, duygu okuma teknolojisinin ileri bir noktaya geçmesi neler sunabilir?Öncelikle, biz başvurmadan bize duygu durumumuzu düzeltecek bazı müdahalelerde bulunabilir sistem. Diyelim ki depresif bir moda girmeden önceki küçük davranışlarımızı sistem öğrendi ve her seferinde benzer şeyler yapıyoruz. Henüz tam olarak kendimizi kötü hissetmeden, modumuzu değiştirerek bizi mutlu hissettirecek şeyler yapabilir. Örneğin sevdiğiniz ve uzun zamandır konuşmadığınız bir arkadaşınızla eski bir fotoğrafınızı size göSterir, onu aramanızı sağlar, bir anda kendinizi daha iyi hissedersiniz. Veya sosyal medyada tanıdığınız insanların mutlu bir haberini size gösterir. Makineler ve insanların tamamen uygumlu çalışmasını gerektiren bir süreç bu.
Yani sadece biz makinelerle iletişime geçmeyeceğiz, onlar da bizimle iletişim kuracak, bizi anlayacak. Üzgün olduğumuzu fark ettiği anda mutlu bir şarkı çalacak, komik bir video gösterecek, yapmakta zorlandığımız işi bitirmemiz için bize yardım edecek.