Taha’nın suçu ne?
Siber zorbalara, neden kötü yorumlar yazdıklarını sorsanız genellikle yaptıklarının eleştiri olduğunu, karşısındakini kırmak istemediklerini veya masum bir şaka yaptıklarını söyleyeceklerdir. Onlar için yazılmış basit bir yorumdur. Peki bu kadar geniş bir takipçi kitlesi olan bir gence haftada 10 bin kişinin benzer şekilde ‘şaka’ yapabileceğini düşünürler mi, sanmıyorum.
Taha Duymaz, Hatay’ın Yayladağı ilçesinin Güveççi Köyü’nde yaşayan 17 yaşında bir genç. Taha, aynı zamanda evlerinin mutfağında amatör merakıyla yaptığı yemeklere dair çektiği videolarla bir anda binlerce takipçiye ulaşan bir dijital persona. YouTube’da 275 bin, TikTok’ta 305 bin, Instagram’da 1,3 milyon takipçisi olan hesaplara sahip. Kısa sürede hızla tanınması ve takipçi sayısının artması ona sağladığı avantajlar kadar zorluklar da yaratıyor. Bu zorlukların başında da bence siber zorbalık geliyor.
Geçen hafta Taha’nın Instagram hesabı askıya alındı. Hürriyet’ten Fulya Soybaş’ın haberine göre Instagram canlı yayınında, gelen kötü yorumlara cevap verirken kullandığı dil dolayısıyla hesabı askıya alınmış. Daha sonra Taha’nın Twitter’dan duyurduğuna göre açtığı yedek hesabı da kapatılmış. Yani aslında olay sadece Taha’nın sarf ettiği sözler değil. Muhtemelen zorbalık yapan akranlarının sürekli Taha’nın hesabını şikayet ederek Instagram’ı manipüle etmeleri. Birkaç gün sonra esas hesabı tekrar açılsa da yakın gelecekte hepimizin çevresinde bu tip sorunların artacağını düşünüyorum. Taha’nın kötü sözler sarf etmesi kabul edilebilir değil ancak bu sözler durduk yere söylenen, kendiliğinden ortaya çıkmış şeyler de değil. Bu durum, Taha’nın mağduru olduğu siber zorbalığın sonuçlarından sadece bir tanesi.
Taha’nın elde ettiği dijital şöhret onu, kendi yaş grubundaki sıradan arkadaşlarına göre akran zorbalığına çok daha açık bir hedef haline getiriyor. Basitçe sosyal medya platformlarında veya arama motorlarında Taha’ya dair taramalar yaptığınızda göreceksiniz ki hakaretin ve aşağılamanın bini bir para. Dış görünüşünden (vücut yapısı, bıyıkları, kulakları vs.) ve Türkçe aksanından başlayan hakaretler etnik kimlik tahminine uğradıktan sonra ekonomik düzeyi hakkında ipucu veren mutfağı ve yemek yaptığı malzemelerin her birine dair aşağılayıcı yorumlarla birleşerek Taha’nın telefonunda bildirim olarak çınlıyor.
HİJYEN KAYGISI DEĞİL SİBER ZORBALIK
Taha’nın yemek videoları özelinde siber zorbaların diline doladığı konuların başında mutfak aletleri ve mutfağın genel görünümü geliyor. Örneğin kulpu kırık çaydanlıkla veya yamuk siniyle geçilen dalganın temel amacı, Taha’nın ekonomik durumu veya kullandığı malzemelerin eskiliği/kalitesizliği dolayısıyla üzerinden baskı kurmak, onu utandırmak, yemek yapmasını ve video yayınlamasını engellemek amacı taşıyor.
Çok görünen bir diğer siber zorbalık bağlamı ise hijyen kaygısı gibi görünen ama direkt Taha’nın kullandığı mutfak malzemeleri ve yemek yaptığı alan üzerinden kendini gösteren siber zorbalık cümleleri. Taha, bu zorbalığa o kadar çok maruz kalmış olacak ki Posta’dan Dilara Doğan’ın sosyal medyadan gelen kötü yorumlara dair sorusunu şöyle yanıtlamış: “Çok linç yedim. ‘Fakirsin, telefonun berbat, kamerası iğrenç, o mutfaktan bir şey yemem. Nasıl hasta olmuyorsun o mutfakta?’ diyorlar. Oysaki mutfağım gayet temizdir.”
ELEŞTİRİ BAŞKA ZORBALIK BAŞKA
Yapılan bu tür yorumların hiçbiri kendi bağlamı içinde tutarlı birer eleştiri olarak görülmemeli. Bir çeşit ifade özgürlüğü kapsamında da değerlendirilmemeli.
Siber zorbalara, neden kötü yorumlar yazdıklarını sorsanız genellikle yaptıklarının eleştiri olduğunu, karşısındakini kırmak istemediklerini veya masum bir şaka yaptıklarını söyleyeceklerdir. Ancak hesabını kasıtlı olarak şikayet ederek veya zorbalık uygulayarak oluşturdukları mağduriyete dair neredeyse hiçbir fikirleri yoktur. Onlar için yazılmış basit bir yorumdur. Peki bu kadar geniş bir takipçi kitlesi olan bir gence haftada 10 bin kişinin benzer şekilde ‘şaka’ yapabileceğini düşünürler mi, sanmıyorum. Hatta bu zorbalığı yapanların birçoğunun henüz çocuk ve genç olduklarını düşünürsek, ebeveynlerine sorsak onlar dahi bunun ciddi bir sorun olmadığını söyleyip geçerler. Dijital okuryazarlık da empati de ebeveyn sorumluluğu da sıfır. Muhatabının gülmediği her şaka bir siber zorbalık örneği olabilir.