Temurci: 'İşsizlik Sigorta Fonu'nun ismini İstihdam Sigorta Fonu olarak değiştirelim'

Gelecek-Saadet Grubu Milletvekili Selim Temurci, "İşsizlik Sigorta Fonu eğer ülkedeki bütün istihdamı ilgilendiren bir meseleyse, gelin, ismini İstihdam Sigorta Fonu olarak değiştirelim" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gelecek-Saadet Grubu İstanbul Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Selim Temurci, torba yasa görüşmeleri kapsamında Kısa Çalışma Ödeneği, İşsizlik Sigortası Fonu ve emekliler ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Temurci, düzenleme ile daha çok sigortalının kısa çalışma ödeneğinden faydalanmasını ve Mesleki Yeterlilik Belgesi'ne sahip olan insanların daha kolay istihdam edilmelerini sağlamak amacıyla teşvik uygulamasının devam ettirilmesini olumlu bulduğunu vurguladı. Temurci, asgari ücret desteğinin uzatılmasının da olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti.

Temurci, "İşsizlik Sigorta Fonu dediğimiz fon eğer ülkedeki bütün istihdamı ilgilendiren bir meseleyse, gelin, bu fonun ismini İstihdam Sigorta Fonu olarak değiştirelim ve böylece tartışmaların da önüne geçelim" diye konuştu.

Temurci, “İŞKUR'un en son dokuz aylık verilerine baktığımızda fiilen mevcut İşsizlik Sigorta Fonundan 2023 yılının ilk dokuz ayında 11 milyar 939 milyon işsizlik ödeneğine verilmiş, ayrılmış; 28 milyar 410 lira da teşvik ödemeleri kapsamında işverenlere aktarılmış. Şimdi, burada aslında soru çok açık: İşverenler fona yüzde 2 katkı sağlıyorlardı, bütün bu rakamlar incelendiğinde ortada çok adil olmayan bir tablo var. İşverenlerin sisteme yapmış oldukları katkıdan çok daha fazla fondan para çektiklerine şahit oluyoruz dolayısıyla bu, şu anda siyasetin de bir tartışma alanı olarak önümüzdeki dönem karşımıza gelecek. Şu söylenebilir, bunu kabul ederiz: Bu teşvik ödemeleri de mevcut istihdamı korumak içindir; elhak, bu doğrudur, mevcut istihdamı korumak içindir, onun için de bizim şöyle bir önerimiz var: Zaten İşsizlik Sigorta Fonu dediğimiz bu fon eğer ülkedeki bütün istihdamı ilgilendiren bir meseleyse, gelin, bu fonun ismini İstihdam Sigorta Fonu olarak değiştirelim ve böylece bu tartışmaların da önüne geçelim” dedi.

'İŞSİZLERİMİZİN YÜZDE 87,8'İ İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALAMIYOR'

Temurci, sözlerine “Değerli milletvekilleri, şu anda, İşsizlik Sigorta Fonu'nda, 2023 yılı sonu itibarıyla 200 milyar TL'ye yaklaşan, biriken bir para var orada ve her ay neredeyse 10 milyar TL İşsizlik Sigorta Fonu'na malum kaynaklardan para akmaya devam ediyor. Tabii, burada, özellikle geçtiğimiz yıllarda, bu fon kaynaklarının yollara, köprülere tahsis edildiği bir dönemi de yaşadık. Finansmanla ilgili arkadaşlarımız çok iyi bilirler ki bir fonun mali sürdürülebilirliği ve başarısı orada biriken paranın nasıl harcandığıyla ilgili bir şeydir. Eğer, bu İşsizlik Sigorta Fonu işsizler için ortaya çıkartılmış bir fonsa önümüzdeki dönemde bu fonun gücü ve sürdürülebilirliği, fondaki rakamın, paranın sadece fonun tahsis edilmesini arzu ettiği alanlara yönlendirilmesiyle mümkündür. Dolayısıyla, buradan hareketle, şunu da ifade etmemiz lazım: İşsizlerden bahsediyoruz, Türkiye'deki işsiz olan insanlardan bahsediyoruz; elimizdeki verilere göre işsiz olan insanların büyük bir bölümü işsizlik ödeneğinden faydalanamıyor. Başvuran 2 işsizden sadece birisi ancak işsizlik ödeneğinden faydalanabiliyor. Bakın, şöyle bir rakam vereceğim: Yine İŞKUR'un 2023'teki resmî işsizlik rakamlarına baktığımızda İŞKUR bize diyor ki: "2,5 milyon insan başvurdu, biz 2,5 milyon insana işsizlik ödeneği ödeyemedik." Ve toplam işsizler içerisine baktığımızda da maalesef Türkiye'de işsizlerimizin yüzde 87,8'i işsizlik ödeneği alamıyor; böyle garabet bir tabloyla maalesef karşı karşıyayız. Peki, arkadaşlar, değerli milletvekilleri; burada yine işsizlikle ilgili olarak Türkiye'nin durumu nedir diye baktığımızda -bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz- OECD'nin son verilerine göre, çalışabilen nüfusa -15-64 yaş arası- bakıldığında Türkiye'de çalışabilen nüfus yüzde 53,6 yani 100 nüfusunuz var, bunun neredeyse 50'sini çalıştırabiliyorsunuz. Peki, OECD ülkeleri içerisinde durum ne? Yüzde 70,1. Çalışan nüfusun yüzde 70,1'ini OECD ülkeleri çalıştırabiliyor. Peki, Avrupa Birliğinde durum ne? Yüzde 70,5. Dolayısıyla, burada maalesef şunu söylemek lazım: Çalışabilen nüfusunu en az çalıştıran ülke hem OECD ülkeleri içerisinde hem Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde maalesef Türkiye. Bizim asıl sorunumuz -şu anda konuşmuş olduğumuz bütçeyi ilgilendiren bütün meseleler- aslında kendi insanına iş üretemeyen, istihdam üretemeyen bir ekonomi modeliyle karşı karşıyayız. Onun için, yatırım, üretim, istihdam, ihracat; kalkınma planında, bütçede bunları hep konuştuk. Türkiye'nin daha fazla demokrasiyle, daha fazla hukukla mutlaka ve mutlaka üretim ve yatırım ekonomisine hızlıca bir dönüş yapması lazım aksi takdirde bu işsizlikle, çalışabilen 2 kişiden birine iş bulamayan Türkiye, inanın bana bütçesini de geleceğini de yönetememiş olur. Şu anda bakıldığında TÜİK rakamlarında 3 milyonu bulan resmi bir işsizimiz var ama geniş tanımlı işsizliğe baktığımızda 8 milyonu aşan bir işsizlik rakamıyla değerli milletvekilleri karşı karşıyayız dolayısıyla Türkiye'nin bir yapısal işsizlik problemi var ve bu problemi de yine hep birlikte aşmak zorundayız. Ve son olarak, burayı kapatırken şunu söyleyeyim: Bakın, İşsizlik Sigortası Fonu'nu esnetmemiz lazım diyoruz. İşsizlik Sigortası Fonu'nun 50'nci maddesinde kısa çalışma ödeneğinde nasıl bir prim iyileştirmesi yaptıysak bu kadar işsizi olan, bu kadar sorunu olan bir ülkede mutlaka o 50'nci maddeyi değiştirip işsizlik ödeneğinde de bu "600 gün" "900 gün" ve "1080 gün" olarak kanunda ifade edilmiş o prim gün sayılarını aynen kısa çalışma ödeneğinde olduğu gibi 600'ü 450'ye, kademeli olarak diğer alanları da düşürmeliyiz ve daha fazla işsizimizin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan faydalanmasını sağlamalıyız.” Şeklinde devam etti.

'TÜİK NE DİYORSA İKİ İLE ÇARPIN'

TÜİK’e yönelik eleştirilerde de bulunan Temurci, “TÜİK'in bile yüzde 65 olarak açıklamış olduğu bir enflasyonda yüzde 49,25 elbette yetersiz ilk altı ay için ama güzel bir haberimiz var. Bu kürsüden ben ve birçok milletvekili arkadaşım "hissedilen enflasyon" demedik ama şöyle bir cümle kurdum ben, dedim ki: Vatandaş enflasyonu şöyle ölçüyor: "TÜİK ne diyorsa 2'yle çarpın" diyor bize sokakta. Teşekkür ediyorum Türkiye İstatistik Kurumumuza, dedi ki: "Hissedilen enflasyon yüzde 129,4" Yani yüzde 65'le çarpın, yüzde 130 dolayısıyla TÜİK'le aynı noktaya geldik. Şimdi, TÜİK gerçeği görmüş oldu da eğer bu önümüzdeki 2024 yılı emekliler yılı olacaksa, burada milletin Meclisinde, açlık sınırının 11 bin lirayı geçtiği, asgari ücretin 17.002 lira olduğu bir ülkede en düşük emekli maaşı arkadaşlar eğer 10 bin lira olursa herkes elini vicdanına koyup düşünsün. Bütçe sıkıntılarını biliyoruz, bütçedeki açığımızın büyümekte olduğunun farkındayız.”