Terkoğlu: SADAT Başkanı sakallı asker istedi

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü köşe yazısında SADAT'ın 2011 yılında hazırladığı anayasa taslağında TSK mensupları için sakal bırakmaya izin verilmesini istediğini yazdı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, gazeteciler Caner Taşpınar ve Ersin Eroğlu’nun “Gölge Ordu” isimli kitabıyla ilgili "Sakallı generallere hazır mısınız?" yazısında SADAT'ın 28 Aralık 2011’de hazırladığı anayasa taslağında “TSK’nin erkek mensupları sakal bırakabilmeli” maddesinin olduğunu belirtti.

Terkoğlu, söz konusu taslakta SADAT'ın isteklerini şöyle sıraladı: “Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmalıdır, Anayasada değişmez maddeler bulunmamalıdır, Laiklik ilkesi Anayasadan çıkarılmalıdır, Tüm etnik gruplara anadilde eğitim imkânı sağlanmalı, İdam cezası gelmelidir, Anayasa’dan ‘Türk’ kavramı çıkarılmalıdır, Türkiye federasyonlara ayrılmalıdır.”

Adnan Tanrıverdi'nin, "Anayasa Komisyonu’na sunduğumuz Anayasa teklifindeki Silahlı Kuvvetler’in yeniden yapılandırılmasıyla ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra yürürlüğe girmiştir" sözlerini hatırlatan Terkoğlu'nun yazısından bir bölüm şöyle:

"SADAT’ın Afrika’da verdiği eğitimleri konuştuk. Suriye’ye giden silahlardaki parmağını tartıştık. Ama asıl mesele halen ortada duruyor. SADAT gerçekte, Türkiye’yi, Türk ordusunu dizayn etmek için mi çalışıyor? Öyle ya, çok değil, iki yıl öncesine kadar, SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesiydi. Saray’ın güvenlik toplantılarında Savunma Bakanı ve MİT Başkanı ile aynı masada oturuyordu.

İşte bu soruya yanıtı, çıkan bir kitap veriyor. Gazeteciler Caner Taşpınar ve Ersin Eroğlu’nun yazdığı “Gölge Ordu”, SADAT’ın yurtiçindeki misyonunu da derli toplu bir şekilde anlatıyor.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ SADAT İSTEDİ

Kitabın yazım aşamasında, iki gazeteciye konuşan isimlerden biri, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç. Arınç’ın, SADAT’ı kuran ekiple, SADAT’ın öncülü olan ASDER döneminden kalma bir fotoğrafı da var. Arınç, iki gazeteciye şöyle anlatmış:

“(...) YAŞ kararlarının yargıya açılması gerektiğini, bunun yargı kararıyla ancak denetlenmesini gerektiğini düşünüyorduk, TSK’nin başındaki komutanlar aynı düşüncede değildi. Bu münakaşalarımız neredeyse 2010 yılına kadar devam etti. Hatırlayacaksınız Yüksek Askeri Şûra kararlarına katılan Sayın Başbakan Erdoğan ve Sayın Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, sürekli muhalefet şerhi koydular. Koydukları muhalefet şerhinin maddi olarak hiçbir kıymeti yoktu. Ama manevi kıymeti şuydu: Biz bu ihraçları tanımıyoruz, yargı yolunun açılmasını istiyoruz. Ta 2010 yılı referandumuna kadar... Başka konuları da içine alan 26 maddelik anayasa değişikliğinin bir tanesi de ASDER’in arzu ettiği YAŞ kararlarının yargıya açılmasıydı. Beni sevdikleri bir insan olarak ziyaret ettiler.”

Demek YAŞ kararlarına yargı yolunun açılması, YAŞ ile atılan SADAT’çıların talebiydi. Arınç devam ediyor:

“(...) Bunlar kurulduktan sonra sanırım bir heyet olarak bana geldiler. O zaman ben Başbakan Yardımcısıydım. 2010 referandumundan sonra olması lazım ki bütün haklarına kavuşmuşlardı. (Tanrıverdi’ye) Paşam ne olacak ne bitecek dediğimde de, ‘Biz, savunma konusunda, güvenlik konusunda, tecrübeli arkadaşlarımız var, bu konuda bütün dünyada şirketler vardır, o şirketlerden birisini kurmak istiyoruz’ dedi. Bu çerçeve içerisinde konuşmalar yaptık.”

KANUN TEKLİFİ SADAT’TAN

Gerçekten de SADAT kuruldu. Bir şirket görünümünde, dünyaya iş yapma niyetinde gibiydi. Gelgelelim, SADAT’ın lideri Adnan Tanrıverdi, bir anda Saray’da belirdi. Arınç o kısmı ise şöyle aktarıyor:

“Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olunca, Külliye’de ikamet ediyordu, orada gündüzleri bulunuyordu. Bu göreve getirilmesinde de bir katkım olmadı, tamamen Cumhurbaşkanımızın takdirindedir. Cumhurbaşkanımızın da çok sevdiği, takdir ettiği bir insandı. Ben kendisini iki kez Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak ziyaret ettim, kahvesini içtim. Türk savunma sanayinin ne durumda olduğunu, kendisine sormak için gitmiştim, yani ne SADAT konusu konuşuldu ne başka şey...”

Tanrıverdi, 2020 yılına kadar Külliye’de oturdu. Çok konuşulan “Mehdi gelecek, ortamı hazırlayalım” çıkışından sonra istifa etmek zorunda kaldı. Arınç, kitapta yaptığı açıklamada “lüzumsuz bir söz sarf etti”, “ona da hayret ederim” diyerek bu sözleri değerlendirmiş." (HABER MERKEZİ)

YAZININ TAMAMI