TİHV Diyarbakır Temsilcisi Aba: İşkence vakalarında artış var, 4 ayda 137 kişi başvurdu
TİHV Diyarbakır Temsilciliği'ne son 4 ayda 137 kişi işkence nedeniyle başvuru yaptı. TİHV Diyarbakır Temsilcisi Murat Aba “Başvuruları tarihe not düşüyoruz, işkence yapanlar yargılanacak” dedi.
Semra Yansit
DİYARBAKIR- Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) geçtiğimiz günlerde bir bilgi notu paylaştı. Türkiye’de İnsan Hakları Savunucularının Karşılaştığı Baskı, Engel ve Zorluklara İlişkin Bilgi Notu (1 Ocak 2022 - 30 Nisan 2022), “İnsan Hakları Savunucularının Desteklenmesi” projesi kapsamında oluşturulan Bölgesel Dayanışma ve İş Birliği Gruplarının tespitlerine dayanıyor.
Bilgi notuna göre 2022’nin ilk dört ayında insan hakları savunucularına ceza yağdı. Bu sürede insan hakları alanında yürüttüğü çalışmalar nedeniyle toplamda bin 415 kişi yargısal taciz, idari taciz, tehdit ve misilleme müdahalelerinden en az birine veya birkaçına maruz bırakıldı. 23 kişi insan hakları alanındaki faaliyetleri gerekçe gösterilerek hapisle ile cezalandırıldı.
İnsan hakları alanında mücadele edenlere yönelik baskıları kınayan TİHV Diyarbakır Temsilcisi Murat Aba, Türkiye’de birçok insan hakları savunucusunun cezaevinde, birçok insan hakları savunucusunun ise tutuklanma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
'HÜKÜMET SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİ KRİMİNALİZE EDİYOR'
1990’lı ve 2000’li yılların başında bile hak savunuculuğu yapan kurumların Adalet Bakanı ile görüşebildiğini belirten Aba, gelinen aşamada böyle bir durumun mümkün olmadığını söyledi.
Hükümetin sivil toplum örgütlerinin sesini duymak yerine alenen kriminalize etmeye çalıştığını söyleyen Murat Aba, şöyle devam etti: “İnsan hakları örgütlerini takip edip onlara dava açıyorlar. Bunun en bariz örneği İnsan Hakları Derneği Eşbaşkanı Eren Keskin’dir. Hakkında açılmayan para cezası ve dava yoktur. Van temsilcimiz bir basın açıklaması yaptığı için gözaltına alındı ve dava açıldı. 23 insan hakları savunucusuna hapis cezaları verildi. Hak savunucularına, 1’i ağırlaştırılmış müebbet ve 211 yıl 4 ay 10 gün hapis cezası verildi. Tamamen bir yargı tacizi var. Hak savunucularına sürekli örgüt propagandasından dava açılıyor.”
Hak talebinde bulunan herkesin ötekileştirildiğini belirten Aba, “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunuculuğunun Korunması Beyannamesi varken ne yazık ki bu Türkiye’de bir suç. İşkence yapanların karşısında tarafız ancak devlet, ihlallerin ortaya çıkmasına engel oluyor” ifadesini kullandı.
'BAŞVURU SAYISINDA ARTIŞ VAR'
TİHV verilerine göre 2021 yılında işkence vakalarının arttığını ifade eden Murat Aba, “2022 yılının Ocak ve Mayıs ayları arasında yapılan başvurulara baktığımızda işkence vaka sayısının daha çok artacağı endişesini taşıyoruz” dedi.
Türkiye’de bir cezasızlık politikasının hüküm sürdüğünü belirten TİHV Diyarbakır Temsilcisi Aba, “Çünkü şiddet bir devlet güvenliği olarak lanse ediliyor. İşkence görenler her zaman 'devletin bütünlüğüne zarar veren' kişilermiş gibi gösteriliyor. İşkence yapanlar ise devletin güvenliğini isteyen kişilermiş gibi lanse ediliyor” şeklinde konuştu.
‘DİYARBAKIR’DA 137 KİŞİ İŞKENCE GÖRDÜĞÜNÜ BEYAN ETTİ’
Aba Diyarbakır’daki işkence vakaları ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “1 Ocak ile 31 Mayıs arasında toplam 137 kişi işkence başvurusunda bulundu. Bu sayılar, sadece bize yapılan başvurulardır. Gerçek sayıların bunun çok üstünde olduğunu biliyoruz. Çünkü gözaltında işkence görüp cezaevine gönderilen kişiler var. Bunlardan birçoğu başvuruda bulunmuyor bile. Çocuk başvurucuların sayısı da artıyor. Ancak işkence gören olarak değil, işkenceye tanıklık eden olarak başvurduklarını belirtmeliyim. Diyarbakır’da işkence başvurusunda bulunanlar daha çok politik/siyasi davası olan kişilerdir. Ama adli meseleler yüzünden de işkence gören çok kişi var. Ancak onlar bir daha devletle karşı karşıya gelmemek için bize başvuruda bulunmaktan kaçınıyorlar. Ancak yakın zamanda 2 adli tutuklu bize başvuruda bulundu.”
‘TARİHE NOT DÜŞECEĞİZ’
“Demokratik bir ülkede bir şehirde 137 kişiye işkence yapılırsa o ülkede iktidar gider” diyen TİHV Diyarbakır Temsilcisi Aba, işkence vakalarındaki artışı hükümetin görmek istemediğini söyledi ve şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı bunları görmediği için şehrin polisi, askeri, korucusu ve bekçisi çok rahatlıkla işkence yapabiliyor. Ancak bizim umudumuz var. Tüm bu haksızlıkları raporlayıp tarihe not düşeceğiz. Çünkü işkence bir insanlık suçudur ve işkence olaylarında zaman aşımı yoktur. Ne zaman tespit edilirse edilsin, işkence yapan kişi yargılanabilir. Bu hem uluslararası hem de ulusal mevzuatta çok nettir. Hem işkence yapanların ceza alması için hem de gelecek nesillerin bugün yapılan haksızlıklar görmesi için bunları tarihe not düşeceğiz.”