TİP'li Kadıgil, öğrenci yurtlarındaki intiharları sordu: Ölüm kampına çevirdiler

TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı yurtlarda 40 günde yaşanılan 3 intihar ve evinde intihar etmiş olarak bulunan öğrenciyi Meclis gündemine taşıdı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK), vakıf ve özel yurtlarda yaşanan intihar ve şüpheli ölümleri Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sordu.

Konuya ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na soru önergesi veren Kadıgil, Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı yurtlarda 40 günde yaşanılan 3 intihar vakası ve
evinde intihar etmiş olarak bulunan öğrenciyi gündeme getirdi. Kadıgil, önergede Özer’e
“Son 5 yılda Türkiye genelinde KYK, vakıf ve özel yurtlarda yaşanan intihar ve şüpheli ölüm
sayısı nedir?” diye sordu.

Konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede TBMM çatısı altında derhal bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğini söyleyen Kadıgil, eş zamanlı olarak tüm sorumluların görevden el çektirilmesi gerektiğini ve "sebep oldukları gencecik hayatların hesabının en küçüğünden en büyüğüne tek tek sorulması" gerektiğini vurguladı.

ÜST ÜSTE ÖĞRENCİ İNTİHARLARI

Akdeniz Üniversitesi kampüsündeki Bezm-i Alem Valide Sultan Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Yurdu'nda kalan Halil Gülçan'ın intihar haberinin 11 Mayıs'ta, aynı kampüs içindeki Elmalılı Hamdi Yazır Öğrenci Yurdu'nda kalan Muhammet Emre Kandemir'in intihar haberinin ise 23 Mayıs'ta geldiğini hatırlatan Kadıgil, en son 10 Haziran Turizm Rehberliği ikinci sınıf öğrencisi Muhammed Kaya'nın hayatını kaybettiğini ve hatta kamuoyundan saklanan dördüncü bir intihar vakasının olduğu iddia edildiğini söyledi. Kadıgil, aynı yurtlarda yine kamuoyundan saklanan ve resmi verilere geçmemiş on intihar vakasının daha yaşandığı iddiasını da dile getirdi.

16 Nisan’da Zonguldak’ta KYK Abdullah Sabri Efendi Erkek Yurdu’nda bir öğrencinin daha intihar ettiğinin kamuoyuna yansıdığını söyleyen Kadıgil, 27 Nisan’da ise Malatya’da İnönü Üniversitesi öğrencisi bir kadın öğrencinin, kaldığı yurdun 7. katından düşerek hayatını kaybettiğini hatırlattı.

KADIGİL’DEN BAKAN ÖZER’E 8 SORU

Kadıgil’in Mahmut Özer’e yönelttiği sorular şu şekilde:

1- Son 5 yılda Türkiye genelinde KYK, Vakıf ve özel yurtlarda yaşanan intihar ve şüpheli ölüm sayısı nedir?

2- Yaşanan intihar olaylarından birinin tanığı olan öğrenci sosyal medyada ‘Dün gece beni uykumdan uyandıran ses karşı blokta kendini aşağı atmasıyla oluşan sesti. Çocuk intihar etti gecenin ikisinde ve sabah olduğunda kimse bir şey görmemiş ya da yaşanmamış gibi davranıyordu’ ifadeleriyle yaşananları anlatırken bir diğer öğrenci ‘11 mayıstaki intihar gece 2'de tam penceremin önünde yaşandı. Düşme sesine
TİP Basın Bürosu korkarak uyanmıştım. Ambulans ve olay yeri inceleme ekipleri geldi cenazeyi aldı götürdü ve sabah olduğunda hiçbir şey yaşanmamış gibiydi. Kimseden çıt yok araştırma yok sorgu yok’ ifadelerini kullanmıştır. Bu ve benzeri şekilde intihar olaylarının gizlendiğini ifade eden pek çok mesaj sosyal medyada yer almaktadır. Yaşanan ilk intiharın üzerinden yaklaşık 45 gün geçmesine rağmen olaylar sosyal medyada deşifre olana dek herhangi bir açıklama yapılmamasının nedeni nedir?

3- İntiharların ardından kaç yurt yetkisi hakkında soruşturma açılmıştır? Soruşturma tarihleri soruşturmaların akıbeti nedir?

4- Sosyal medyada yer alan bir diğer mesaj ‘İntiharların yaşandığı yurtta kaldım. Orası çok korkunç bir yer ve kaçmak zorunda kaldım. Orası Gençlik ve Spor Bakanlığına Bağlı gibi görünüyor ama kesinlikle yalan. Dinci cemaatçiler KYK içinde çalışıyorlar.
Güvenlikçilerden aşçılara kadar temizlikçiler dahi Menzilci. Zorla namaz kıldırma Kuran okutma gibi… Geçen bir sohbette intihar etmek günahtır ama daha büyük günah bize karşı çıkmaktır. Bize teslim olun, ruhunuzu bize verin ve tüm günahlarınıza kefaret verelim…” şeklindedir. Yurtlarda görev alan personelin mesleki formasyonları nedir? İddia olunan tarikatla ilişkileri araştırılmış mıdır? Öğrencilere
dini baskı yapan kişiler tespit edilmiş midir? Haklarında bugüne dek ne tür bir işlem yapılmıştır?

5- Sosyal medyada yer alan bir diğer mesaj yurtlarda yaşananların vahametini ortaya koymaktadır: ‘Bir temizlikçiyi koridorda porno izlerken görmüştük, boşalmış hem de. Penis bölgesi ıslak bir şekilde. Bunun gibi çok olay var. Ben şeye inanıyorum ya çocukları istismar ediyorlar, çocuklar da kaldıramayıp intihar ediyor ya da öldürülüyorlar. Direkt tecavüz edip yok ediyorlar…. Temizlikçi cemaattense direk
müdüre talimatı o verir gibi düzenleri var. Yurt müdürü yetkisiz… Benim babam da imam o yüzden bana çok bulamıyorlardı ama deniyorlardı. Böyle cin geliyor, şöyle ruhunu emiyor… Babam Facebook’ta Atatürk’ün resmini paylaşmıştı güvenlikçi binaya girerken ulan senin baban Kemalist mi diye sordu’ Tüm bu ifadelerle ilgili çocuklarımızı emanet ettiğimiz yurtları denetleme görevi olan Gençlik ve Spor Bakanı
olarak bir açıklamanız olacak mıdır?

6- Bir diğer öğrencinin ‘Bir Tuncelili çocuk vardı. Çok cesur bir arkadaştı. Zaten koca
yurtta onlara kafa tutan oydu. Çocuk Alevi diye her türlü iftirayı atıyorlardı’ ifadeleri
yurtlardaki ayrımcılığı gözler önüne sermektedir. Bugüne dek söz konusu yurtlardaki
personele ilişkin TCK 122 maddede yer alan ayrımcılık suçuyla ilgili herhangi bir
soruşturma talebiniz olmuş mudur?

7- Türkiye genelinde KYK yurtlarında çalışan psikolog, sosyal çalışma uzmanı sayısı
nedir? Aynı yurtlarda çalışan manevi rehber sayısı nedir?
TİP Basın Bürosu

8- TCK’ye göre pek çok suçu barındıran sosyal medyada deşifre olan utanç vesikası olan
ifadeler nedeniyle sorumluluğunuz yerine getirmediğiniz için atandığınız koltuğu
bırakmayı düşünür müsünüz?

NE OLMUŞTU?

Öğrenci intiharlarına ilişkin üniversite öğrencileri tarafından sosyal medyada yürütülen kampanya neticesinde açıklama yapmak zorunda kalan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörlüğü ve Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü (KYK) son 2 ay içerisinde yurtlarda kalan 3 öğrencinin pencereden atlayarak, bir öğrencinin de evinde yaşamına son vermesiyle ilgili olarak ¨olayların saklandığı¨ iddialarının gerçek olmadığını, sürecin adli makamlarla koordineli bir şekilde yürütüldüğünü öne sürmüştü.

Yurtta kalan diğer öğrenciler ise güvenlik kameralarının çalışmadığını, pek çok kez yaşanan hırsızlık olayları nedeniyle kamera talep eden öğrencilerin bu taleplerinin bugüne dek karşılanmadığını iddia etmişti. (HABER MERKEZİ)