TKH: 2 Temmuz katliamı karşı devrim sürecinin en alçakça saldırılarından biridir

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, Sivas Katliamı'nın yıl dönümünde yaptığı açılamada, "2 Temmuz katliamı karşı devrim sürecinin en alçakça saldırılarından biridir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Komünist Hareketi (TKH) İzmir İl Örgütü, Sivas Katliamı'nın 31. yıl dönümünde İzmir'de basın açıklaması yaptı. TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, yaptığı konuşmada, "2 Temmuz katliamı karşı devrim sürecinin en alçakça saldırılarından biridir. 2 Temmuz'da laiklik ve cumhuriyet düşmanlarının kumpasları ve saldırıları sonucu kaybettiğimiz aydınlarımızı, yurttaşlarımızı ve canlarımızı saygıyla anıyoruz. Onları anmanın ve yaşatmanın yolu aydınlık, laik, özgür ve eşit bir cumhuriyet mücadelesinin yükseltilmesiyle mümkündür" ifadesini kullandı.

Ardından İKD GYK Üyesi Semiha Günal, "2 Temmuz insanın insanı yaktığı, insanlar yanarken başka insanların baktığı, alkışladığı sonrasında insan yakanların aklandığı ve aslında hepimizin yandığı kara bir gün. Sadece insanlar yanmadı Sivas'ta. Türküler yandı, kitaplar yandı, şiirler yandı, öyküler yandı. Kısaca insanlık yandı. 2 Temmuz için kara bir gün deyip geçemeyiz elbette. 2 Temmuz dinin nasıl kullanılabileceğinin işaret fişeği, faşizmin işaret fişeği, kendisi gibi düşünmeyen herkesi yok edebileceğinin, gerici örgütlerin ve kapitalizmin kendi kârı için her şeyi ve herkesi gözden çıkarabileceğinin işareti" dedi.

'LAİKLİK MÜCADELESİNİ BÜYÜTELİM'

Kamuoyuna duyurulan metinde şu ifadeler kullanıldı:

"31 yıl önce Sivas Madımak Oteli'ni tekbirler ve sevinç çığlıklarıyla ateşe veren karanlık zihniyet ile bugün memleketimizi sarıp sarmalamış olan karanlığın siyasal ilişkisi ayan beyan ortadadır. Bakan ve milletvekili koltuklarında gericiliğin temsilcileri olarak karşımıza çıkan ve katliamcı yobazların avukatlığını üstlenen AKP kurucularını unutmadık. Unutturmayacağız! Sivas'ta yakanlar memleketi satanlardır, diyoruz. Ne kadar haklı olduğumuz gün gibi ortadadır.

Ülkemiz talan edilmiş, emperyalizme tam anlamıyla diz çökülmüş, sömürü ve yoksulluk alıp başını gitmiştir. Bugün ülkemizde, bir tarikat liderinin cenazesinde devletin en tepesindekiler ön saflarda yer tutuyorsa ortada çok açık bir gericilik sorunu bulunmaktadır. Bunun karşısında gericiliğe karşı mücadele için laiklik ve aydınlanma bayrağının yükseltilmesi gerektiği açıktır. Tüm emekçi halkımıza karşı buradan bir çağrı yapıyoruz: Korkmayalım, sinmeyelim, aydınlık bir Türkiye'nin kurulması için laiklik mücadelesini büyütelim.

Çok açık ki, Sivas katliamını aydınların provokasyonu olarak gösterenler, katliam sanıklarını zamanaşımı bahanesiyle kurtarmaya çalışanlar, yeri geldiğinde onları affedenler dün olduğu gibi bugün de Türkiye'yi emperyalizme peşkeş çekenler, patronların iktidarının yanında olanlardır.

31 yıl önce 2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak otelinin önünde biriken ve 35 insanımızı yakarak katleden yobaz sürüsü, sadece Sivas'ı değil bugün bir ülkeyi ve hatta Orta Doğu'nun geleceğini de yakmaya devam etmektedir.

Biz komünistler, Sivas'ın unutulmasına da ülkemizin geleceğinin bu gerici zihniyetin elinde yok edilmesine de izin vermeyeceğiz"