YAZARLAR

Tomo Abi

Tomo, sevdiği insanlarla arasına mesafe koymazdı. İri cüsseliydi ve kollarını bir kartal gibi açarak sarılırdı sevdiklerine. Muhabbeti güzeldi, ciddiydi ve fakat kahkaha atmayı hiç ihmal etmezdi. Mezalime maruz kalmış halkın zarafeti elden bırakmayan gür sesiydi Tomo.

Aras Yayıncılık, Diyarbakır Kitap Fuarı'nda her zamanki yerinde stant kurmuştu. Stantta iki genç adam, okurlara ilgilendikleri kitaplar hakkında bilgi veriyordu. Tomo yoktu. Paylin de. Yerleri boştu. Kederle geçip gittim standın ya da bir büyük boşluğun önünden.
Geçip gittim çünkü Tomo'nun, Yetvart Tomasyan'ın yani, sağlık durumunun iyi olmadığını biliyordum, duyuyordum. Şimdi, standı bekleyen iki genç adamdan Tomo ile ilgili kötü haber almak ihtimali bile huzursuz ediciydi benim için.
Fuara bir dahaki gidişimde uğradım Aras Yayıncılık standına. Öyledir, hakikatten kaçmak mümkün değildir. Kendini hazır ya da mecbur hissettiğinde gider yüzleşirsin. "Tomo abi ağır hasta" dedi gençlerden biri. Sormam üzerine, "Arasan telefona çıkamayacak kadar hasta" dedi. Eşi Paylin, onu nasıl bırakıp gelsin Diyarbakır'a.

*

Tomo, sevdiği insanlarla arasına mesafe koymazdı. İri cüsseliydi ve kollarını bir kartal gibi açarak sarılırdı sevdiklerine. Muhabbeti güzeldi, ciddiydi ve fakat kahkaha atmayı hiç ihmal etmezdi. Mezalime maruz kalmış halkın zarafeti elden bırakmayan gür sesiydi Tomo.
Bir iki yıl önce Surp Giragos Kilisesi'nde bir etkinlikte buluşmuştuk. Tedavi oluyordu ama yine metanet abidesi gibi duruyor ve etrafa neşe saçmaya devam ediyordu. Bu tutum, bu eda, bu duruş Tomo'nun alameti farikasıydı. Öyledir, bazı insanlar bazı özellikleriyle kazınır hafızalarımıza. Tomo, kartal kanadı gibi açtığı kollarıyla, sadece dostlarını değil, bütün hayatı kucaklamaya hazır bir insan olarak yer etti hafızamda.

*

İstanbul'da, Aras Yayıncılık'taki görüşmelerimiz, nedendir bilmem, hep sınırlı oldu. Böyle kalmış aklımda. Mesela yayınevinden çıkıp İstiklâl Caddesi'nde tur atmamışız, caddede Ermenilerle ilgili hiçbir şey anlatmamış, Çiçek Pasajı'na iki kadeh parlatmak için dalmamışız. Daha çok Diyarbakır'da sohbet etmişiz. Kitap fuarına gelmiş, stantta muhabbet etmiş, arada Ben u Sen'de kafa dağıtmışız.
Düşünüyorum da, hep memleketin ahvalinden, "Yoldaş Pançuni"lerden ve en çok kitaplardan konuşmuşuz. Hakkı yenmiş kitaplardan bir de, ki Yervant Sırmakeşhanlıyan'ın "Balıkçı Sevdası" bunlardan biridir. Bu öykü kitabıyla ilgili bir tanıtım yazısı yazmak istediğimi söylediğimde heyecanlanmıştı çünkü etrafındakilere bu kitabın kıymetini anlatamadığını söylemişti. Araya giren başka meşgaleler yüzünden zamanında yazamadığım yazıyı gün gelir de yazarsam, ona ithaf edeceğimi şimdiden ilan etmiş olayım.

*

Tomo'nun vefat haberi fuardan hemen sonra geldi.
Aras Yayıncılık, Tomo'nun aramızdan göçtüğünü şu cümlelerle duyurdu: "Yayınevimizin kurucularından, hocamız, her daim desteğimiz Yetvart Tomasyan’ı, hepimizin Tomo Abi’sini kaybettik. Tomo Abi yaşamını Ermeni toplumuna, kültürüne, edebiyatına adamıştı. Aras’ın kuruluşundan beri büyüyen koca çınar, onun emekleriyle kök saldı ve nice meyve verdi.
Tomo Abi'nin azmi, mütevazılığı ve cesareti bize her zaman rehber oldu. Yayınevimizin sayfalarında, yayınladığımız her eserde izi vardı. Onu sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.
Elin her daim sırtımızda olsun Tomo Abi."
Tomo, 1993’te Hrant Dink, Ardaşes Margosyan ve Mıgırdiç Margosyan ile birlikte kurmuştu Aras Yayıncılık’ı. Toma, dışarıdan görünmeyen emekçisiydi yayınevinin. Kendisi anlatmıştı, yaş aldıkça ve hastalık yorgun düşürdüğünde bile yayınevinin işlerinden uzak kalamadığını. Yine okuyor ve yine ihtiyaç duyulduğunda emre amade yayınevinde oluyordu. Aras Yayıncılık'tan çıkan 200'e yakın kitapta Tomo'nun emeği vardır. Belki sırf bunun için herkesin "Tomo abi"siydi.

*

Sarkis Seropyan'ın ardından, 2015 yılında, Agos gazetesinde "Şimdi buluşacaklar öbür tarafta" başlıklı bir yazı yazmıştı. Yazıda, Seropyan'la ilgili hatıralarının yanı sıra, Aras Yayıncılık ile Agos gazetesinin kuruluşundan da söz ediyor. Yazıyı, şu cümlelerle bitiriyor:
"Agos, Sarkis Seropyan’sız kaldı. Yol arkadaşı Hrant’ı aşağıda, kapının önünde vurdular, koştu indi aşağı, gözünün önünde, yerde yatıyordu Hrant. Suratındaki dehşet, çaresizlik resimlerde asılı kaldı. Şimdi buluşacaklar öbür tarafta. Sohbete, didişmeye... Rupen Maşoyan, Hagop Ayvaz, Yervant Gobelyan’lar da muhakkak katılırlar. Allaaah, şenliğe bak sen! Heyhat, hepsi de ayrı birer huysuz. Ben eksik kaldım. Bekleyin, geleceğim...
Ama bilin ki gelene kadar çok çalışacağım, daha çok üreteceğim ki çantamı, torbamı yeni kitaplar, gazetelerle doldurup yüklü geleyim. Başka türlü ne konuşacağız, ne tartışacağız ki... Biz başka konu bilmiyoruz!"
Yetvart Tomasyan, öbür tarafa dostlarıyla buluşmaya gitti. Kartal gibi kollarını açarak dostlarına sarılmaya, öbür tarafı kahkahalarıyla çınlatmaya...
Paylin'in ve sevenlerinin başı sağ olsun.


Vecdi Erbay Kimdir?

Mardin, Şenyurt doğumlu. Üniversite eğitimini tamamlayamadı. Çeşitli dergilerde yazıları, şiirleri, öyküleri yayımlandı. On yıla yakın bir süre Özgür Gündem gazetesinin kültür sanat editörlüğünü üstlendi. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Yayımlanmış iki şiir kitabı var: Kuşkular Zamanı (Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1997), Yaz Sayıklamaları (Piya Kitaplığı, 2003). Öykü kitabı Masalın Ölümü, 2006 yılında Agora Kitaplığı'ndan çıktı. İnatçı Bir Bahar-Kürtçe ve Kürtçe Edebiyat derleme kitabı Ayrıntı Yayınları’ndan 2012’de çıktı. Şiir: Görülmüştür, Türkiye Barışını Arıyor, General Electric -Halil İncesu karikatür albümü yayıma hazırladığı kitaplardan birkaçı. Diyarbakır'da yaşıyor ve Gazete Duvar bölge temsilcisi olarak çalışıyor.