Toz bulutunun içinde ne var?
Asbestin tespiti zordur, yıkım çalışmaları yapılırken, özelikle eski binalarda asbest varmış gibi tedbir almak önemli. Mutlaka tozun olduğu her bölgede standartlara uygun toz maskesi kullanılmalıdır.
Bahar Göçer*
Depremin üstünden üç hafta geçti. Sanki büyük şok yerini, başka ıstıraplı duygulara bıraktı. Kayıplar ve yoklukları içimizde büyük boşluklar yarattı. Yüzlerce insan, yüzlerce can artık aramızda değil. Geçmişte yapılması gerekenler yapılsaydı, sonucun böyle olmayacağı gerçeği aklımızdan çıkmıyor. Bundan sonraki şiarımız "unutma unutturma" olsa yeridir. Çünkü unutursak, ölenlere ihanet etmiş oluruz, çünkü unutursak benzerlerini tekrar aynı şiddetle yaşarız.
Afet bölgesinde yaşanılan acılar, bölgede olmayanlar için kıyaslanamaz bile. Asıl derin acı ve yükü onların omuzlarında. Bu mağduriyetleri az da olsa gidermek için herkes ne yapması gerekiyorsa onu yapmak zorunda. Bu vakitten sonra yapılacak en önemli iş, bunca kayıp ve acı yaşayan insanların tüm ihtiyaçlarını karşılamak ve dertlerini bir nebze azaltmak olmalı. Bu insanlar bir de temel ihtiyaçlarını karşılamak için savaşmak zorunda kalmamalı. Artık ruhları olmasa da bedenleri rahata kavuşmalı. Halk olarak insanlar ellerinden geleni yaptılar. Ülke büyük bir ekonomik krizdeyken ve kendi ihtiyaçlarını zor karşılarken, paylaşabildiği her şeyi afet bölgesindeki canlar ile paylaştılar. Yalnızca maddi destek değil, bölgeye giderek manevi destek de verdiler ve kurtarma çalışmalarına da katıldılar. Yemek yaptılar, her türü ihtiyacı gidermeye çalıştılar. Aç, uykusuz, yorgun insanların dertlerine ortak oldular.
Ancak artık koşulların ve durumların değişmesi gerekir. Aradan geçen üç haftada, plan yapmaya ve ihtiyaç olan ekipmanları temin etmeye bol bol vaktimiz vardı. Görünen o ki bölgedeki ihtiyaç ve sorunlar tam olarak giderilemedi. Şimdiye kadar planlar yapılıp, uygulamaya başlamalıydı. Merkezden planlama yapıp, bütün şehirlere, köylere, bölgelere ihtiyaçlar gönderilip, eksikler giderilip bunların sürekliliği sağlanabilirdi. Bu ülkede yeni proje devreye alındığında, uygulanacak yöntemler, özel sektörden devlete kadar, herkesin bildiği yöntemlerdir. Devletteki birçok kurum bu yöntemleri sürekli kullanır. Tam da şimdi çalışma hayatında uygulanan bu yöntemi buraya taşımak sorunların hızla çözülmesini sağlayacaktır. Öncelikle bölgenin eksiklerini tanımlamak, bu eksiklerin satın alacağı yerleri belirlemek, projeye dâhil olacak personel ve kurumlarını belirlemek, lojistik, eksiklerin geri bildirimini düzgün bir sistem kurarak yönetmek mümkün. Ayrıca ihtiyaçlar için bir çağrı merkezi ya da aile iletişim hattı işleri biraz daha kolaylaştırabilir. Kısacası acil planlama ve düzenlemelere ihtiyacımız var.
Bu saatten sonra hiç kimsenin barınma ihtiyacı olmamalı. Çadır sorunu yurt dışı ve yurt içi tedariklerle hızla çözülebilir. Köyler dâhil ihtiyacı olan herkes, bir telefonla başvuru yaptığında hızla çadırlar ulaştırılabilir. Sonraki aşama barınmanın daha insani bir noktaya taşınması. Malum çadırda uzun süre yaşamak mümkün değil, çadırda yaşayanların konteynırlara yerleştirilmesi gerekir. Asgari ihtiyaçların sağlanacağı konteynırlarla daha uzun süre barınma ihtiyacı çözülebilir. Üçüncü aşama, insanların yaşamlarını idame ettirecekleri eşyalı olarak evlerinin teslim edilmesi. Ama öncesindeki temel sorunların çözülmesi önemli. Tuvalet, duş ve su ihtiyaçlarını da çözmek bence hiç zor değil. Sanayide bu portatif ekipmanların üretimi oldukça hızlı yapılabilir. Sanayide konteyner, çadır, portatif tuvalet, duş vs üretecek bir sürü atölye ve fabrika var. Hızla bu ekipmanların üretimi sağlanabilir. Olmadı yurt dışından da ihtiyaçlar karşılanabilir. Malum süreçte oldukça yüklü para toplandı. Bu paralar bu işlerin yapılması için kullanılabilir. Toplanan para ve sistemin işleyişinin kontrolü de sivil toplum örgütlerine verilse, güzel bir sistem kurmak mümkün olabilir.
İş güvenliğinde, yapılacak denetimler, alınacak tedbirler, yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yapılır. Tedbir almak yönetmeliklerin belirlediği yöntemlerle yapılır. Örneğin çalışanların barınma koşulları “İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik” maddelerine uygun olarak düzenlenir. İş güvenliği uzmanları bu yönetmeliğe uygun olarak çalışanların kaldıkları yerleri denetler. Bu yönetmeliğin barınma ile ilgili maddesi şöyle:
Barınma yerleri
66- Barınma, dinlenme ve sosyal amaçlı kullanılan tesisler, yanıcı olmayan ve kolay tutuşmayan malzemeden inşa edilir. Barınma amacıyla çadır ve branda kullanılmaz. Barınma yerlerinin ısıtılmasında, duman, gaz ve yangın tehlikesine karşı gerekli tedbirler alınır, mangal, maltız, açık ateş vb. kullanılmaz. Bu yerlerde uygun ve yeterli hijyenik şartlar, aydınlatma, havalandırma ve termal konfor şartları sağlanır. Barınma yerlerinde yeterli sayıda tuvalet, lavabo, duş yerleri bulunur. Bu yerlerde temizlik malzemeleri ile üst baş temizliği için gerekli araç-gereç ve makineler sağlanır.
Bu yönetmeliğe göre çalışanlar çadırlarda kalamaz, çünkü uzun vadede sağlıklı barınma yerleri değiller. Geçmişte işçilerin kaldığı çadırlarda yangın çıktı ve başka ciddi sorunlar yaşandı. Çadırlar, ısıtma zorluğu, yangına dayanımının düşük olması, rüzgar vs durumlarda mukavemetinin düşük olması nedeniyle hepimizin de bildiği dezavantajlı barınaklardır. Uzun vadede çadır kullanılması büyük sorunlara neden olacaktır. Temizlik ve hijyeni sağlamak da zordur. Bu yüzden hızla konteynırlara geçilmesi gerekir.
Tekrar iş güvenliği kriterlerine dönersek; çalışanların kaldığı barınaklarda yönetmeliklerin belirlediği tedbirler alınır ve denetimler yapılır. Bir iş güvenliği uzmanından çadır ve konteyner bölgelerinde denetim yapması istense, basit anlamda aşağıdaki kontrolleri yapar:
- Kalabalığın olduğu yerde oluşabilecek en tehlikeli durumlardan biri yangındır. Özellikle çadırlarda kullanılan ısıtma aletlerinin, yangın çıkarma tehlikesi olmayan aletlerden seçilmesi önemlidir. Yangın tüpü adet ve dağılımı da önemlidir. Kolay tutuşur malzemeler yangın çıkacak tehlikeli bölgelerden uzaklaştırılmalıdır.
-Elektrikle ilgili olarak, insanların çarpılması ve yangın çıkması engellenecek şekilde bütün tedbirler alınmalıdır. Burada yapılacak düzenlemelerde çocuklar da göz önüne alınarak kontroller ona göre uyarlanmalıdır.
-Duş ve tuvalet adedi yeterli sayıda ve hijyen kurallarına uygun olmalı, düzenli temizliği yapılmalı ve temizlik ürünleri sürekli temin edilmelidir.
-Mutfak koşulları hijyene uygun olmalıdır. Gıdanın uygun koşullarda saklanması, gerekli dolapların sağlanması, mutfakta çalışanların genel hijyen kurallarına uyması sağlanmalıdır.
-Gerekli ilk yardım ekipmanı ve sağlıkçılar her çadır ve konteynır bölgesinde bulunmalıdır. Her bölgeye bir revir yapılması da iyi olacaktır. Mutlaka acil durumlar olacak ve ilk elden müdahaleler yapılacaktır
Bölgenin kontrolünü iş güvenliği uzmanları yapsa, bu ve benzeri kriterlere bakılarak, orada yaşayan insanların sağlık ve güvenlikleri için tehlike oluşturacak durumlar tespit edilirdi. Uzmanlar bu denetim kriterlerini yasa ve yönetmeliklerden alıyorlar. Mademki bu yönetmelikler var, bu bölge denetimleri için de kriter olarak kullanılabilir. Bunca beter şey yaşamış insanların başlarına bir kez daha bir şey gelmemesini sağlamak önemli ve gereklidir. Bu yazdıklarım bazılarınız için lüks veya gereksiz gelebilir ama bunlar temel insani kriterlerdir. İstenilen hiçbir şey lüks ya da ihtiyaç dışı talepler değildir. Zira toplu yaşamın olduğu yerde insani koşulları yaratmak asgari gerekliliktir. Sürekli kötü şeylerin olmasını önlemenin tek yolu doğru zamanda doğru tedbirleri almaktan geçer.
Bölgede enkaz kaldırma ve yıkım işleri için de gerekli tedbirlerin alınması önemlidir. Enkaz kaldırmaya başlandığı an, önce bütün güvenlik önlemleri alınmalıdır. Bunun için de sıkı bir denetim mekanizması kurulmalıdır. Çünkü büyük şehirlerin ortasında bile tedbir almadan yıkım çalışmaları yapılıyorsa, bölgede çok daha rahat davranılması mümkündür. Bu bölgede yapılacak enkaz çalışmaları, yaşayan herkesi etkileyecektir. İlk olarak enkaz kaldırmak, etrafın yoğun miktarda toza maruz kalmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla, çocukların, hasta ve yaşlıların enkaz kaldırma esnasında bölgede olmaması önemli. Enkaz taşıma esnasında belli bir mesafe bırakılarak etrafı kapatılmalıdır. Enkaz kaldırmadan önce tozu önlemek için sık sık sulamak gerekir. Yakında olan insanların toz maskesi kullanmaları gerekir. Yıkılmamış ağır hasarlı binalara da bir miktar mesafe konularak yakınında insan durması engellenmelidir. Hâlâ depremlerin devam etmesi nedeniyle veya kendi kendine her an yıkılma olması mümkündür. İhtiyaç olduğunda bölgeye gelmeyen ama enkaz kaldırmak için sayısı artan iş makinaları da, güvenlik tedbirleri aldıktan sonra çalışmaya başlamalıdır. Bölgede çalışacak olanlar için öncelikle iş güvenliği tedbirleri alınıp daha sonra çalışma yapılmalıdır.
Diğer bir tehlikede asbesttir. Asbest, doğadan çıkarılan bir çeşit mineraldir ve iyi bir izolasyon malzemesidir. 1999 öncesi yapılan evlerde izolasyon için kullanılmış olma ihtimali var. Enkaz çalışmaları esnasında, havaya toz olarak karışır. Solunduğunda akciğerlere tutunur ve kansere neden olabilir. Asbestin olup olmadığının tespiti zordur. Bu bölgede yıkım yapılırken ve çalışma yapılırken, özelikle eski binalarda asbest varmış gibi tedbir almak önemli. Mutlak tozun olduğu her bölgede standartlara uygun toz maskesi kullanılarak yıkım ve enkaz kaldırma işlemleri yapılmalıdır. Hatta tulum kullanmak vücudun herhangi bir noktasında asılı kalmasını engelleyecektir. Tulum ve benzeri Kişisel Koruyucu Donanımlar kullanmak önemlidir.
Uzmanlık alanım olmasa da uzmanlardan öğrendiğim bir durum daha var. MTA (Maden Tetkik Arama Enstitüsü) Türkiye’deki fay hatlarını belirlemiş. Herkesin bu fay hatlarıyla ilgili internette araştırma yapması mümkün. Depremin olduğu bölgede, yerleşim merkezlerinin tam ortasından fay hatları geçiyor. Doğal olarak deprem en çok hattın üstündeki ve yakınındaki evleri etkiliyor. Dolayısıyla bu fay hatlarının uzağında yerleşim yerleri kurmak gayet mantıklıdır. Bu doğrultuda riski azaltmak adına yeni yapılacak binaları daha sağlam zeminlerle yapmak, tehlikeyi azaltacaktır. Kayalık, dağlık, deniz seviyesinden yüksek yerlere kurmak daha mantıklı olabilir. Yeni yapılacak evlerin bu mantık üzerine inşa edilmesi daha sağlıklı olacaktır.
Son olarak bölgede yapılan her şeyi sivil toplum örgütleri kontrol etmelidir. Bölgede enkaz kaldırırken İş Güvenliği uzmanları, TMMOB, TTB ve benzeri sivil toplum örgütlerinin bu alanda yapılacak çalışma ve denetimlere katılması sağlanmalıdır. Herhangi bir rant amacı gütmeksizin, enkazın doğru yöntemlerle kaldırılması sağlanmalıdır. Yapılan inşaatların Yapı Denetim şirketleri tarafından kontrolü yanında bu kurumlardan da denetim desteği istenmesi, sağlam binaların yapılmasını sağlayacaktır. Yerbilimcilerle iş birliği yapılarak zeminin iyi etüt edilmesi de aşırı önemlidir. Acilen hijyen, sağlık ve bölgedeki insanların diğer mağduriyetlerinin giderilmesi de hepimizin rahatlatacaktır.
Bölgeden gelen her olumsuz haber, hem onları hem bizi etkiliyor. Artık herkes üstüne düşen işleri yapmalı ve gerekli başka kurumlarla da iş birliği yaparak sorunlar çözümlenmelidir. Bölgede yaşayan insanların yaraları sarılmaya başlanmalı ve hepimizin rahat nefes alması sağlanmalıdır. Zira üzüntüler yerini boşluk ve gerginliklere bırakmaya başladı. Ülke olarak nefes almaya ihtiyacımız var.
*A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı