TPD: Bu ülkede çocukların neler yaşadığının tanığıyız

8 yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesiyle ilgili Türkiye Psikiyatri Derneği, "Çocukluğun acı öykülerinin nelere mal olduğunun ve bu ülkede çocukların neler yaşadığının tanığıyız" açıklaması yaptı.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Psikiyatri Derneği'nden, 8 yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesiyle ilgili yapılan açıklamada, "Çocukların sistematik olarak tarikatların, erkek egemenliğinin ve bu karanlığı koruyan söylem, politika ve hukuksuzlukların işbirliğinde istismarı ve katli karşısında üzgünüz, öfkeliyiz" denildi.

"Ruh sağlığı çalışanları olarak bizler çocukluğun acı öykülerinin nelere mal olduğunun ve bu ülkede çocukların neler yaşadığının tanığıyız" ifadelerini yer aldığı açıklama şöyle:

"Bir çocuğun ölümü, çocukların güvende olmaması ve geleceklerinin göz göre göre yok olması, hepimizin faili ve sorumlusu olduğu bir suçtur.

Sekiz yaşında bir çocuk gülüp oynayacağı, gelecek hayalleri kuracağı yaşta katiller elinde can verdi. Vicdanları yaralayan bu cinayet maalesef ilk değil.

Çocukların sistematik olarak tarikatların, erkek egemenliğinin ve bu karanlığı koruyan söylem, politika ve hukuksuzlukların işbirliğinde istismarı ve katli karşısında üzgünüz, öfkeliyiz! Çocuk yerine aile kavramını kutsayan ve kadını yok sayan cinsiyetçi karanlık ilk kez can almıyor, ilk kez can yakmıyor.

Bu karanlık; adaletin failleri korumasından, çocuk annelerin görmezden gelinmesinden, istismarcıları beraat ettirmek için çocukta onay arayan zihinlerden, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir şekilde çıkılmasından, 6284 sayılı Yasa'nın uygulanmamasından, çocukları cinsel istismardan koruyan Lanzoretto Sözleşmesini hedef gösteren zihniyetten ve politikalarından güç alıyor.

Bu karanlık söylem Anayasa’nın 41. Maddesinin amir hükmüne yani devletin, çocukları her türlü istismara ve şiddete karşı korumakla yükümlü olduğu açıkça belirtilmesine rağmen, denetimden uzak yapılanmaların kamu yerine ikame edilmesinden, meşrulaştırılmalarından güç alıyor.

Ruh sağlığı çalışanları olarak bizler çocukluğun acı öykülerinin nelere mal olduğunun ve bu ülkede çocukların neler yaşadığının tanığıyız.

Ruh sağlığı çalışanları olarak bizler sadece yaşatılan kötülüğün değil aynı zamanda bu kabul edilemez suçun nasıl görmezden gelinmeye ve gizlenmeye çalışıldığının, suça maruz kalanın ise yalnızlaştırılarak suç işleyenlerin ödüllendirildiğinin de tanığıyız.

Çocukların korunamadığı, istismar edildiği, katledildiği yerde; iş yerlerinde çocuk işçilerin emeklerinin ve düşlerinin sömürüldüğü, öldüğü ya da sakat kaldığı yerde; sokak ortasında kadınların şiddetle katledildiği ve yaşam haklarının elinden alındığı yerde adalet için, kötülüğe karşı çıkmak için, çocuklarımızın güvenli geleceği için, ruhsal ve bedensel sağlığımız ve tüm canlıların yaşam hakkı için bu karanlığa karşı mücadele etmek hepimizim görevidir.

Sorumlular yargılanana ve ceza alana, her çocuk güvende olana kadar mücadeleye ve söz söylemeye devam edeceğiz."