19'uncu yüzyıl başlarına geldiğinde kent merkezinde çok sayıda tiyatro salonu bulunuyordu. Hatta o dönemde iki ayrı tiyatro salonunun bulunduğu İskenderpaşa Mahallesi'ndeki sokağın adı bugün halen Tiyatro Sokak.
19'uncu yüzyıla kadar gayrimüslimler arasında yaygın olan tiyatro, Türkiye tiyatrosunun önemli isimlerinden biri olan ve 'Direktör' sıfatıyla bilinen Âli Bey’in Trabzon Valiliği sırasında Türkiye'deki izleyiciyle de buluşmaya başladı.
SAHADAKİ REKABET ESKİDEN SAHNEDE DE YAŞANIYORDU
Gelecekte Trabzonspor'u oluşturacak İdmanocağı ve İdmangücü'de dahil olmak üzere Gençlerbirliği, Necmiatispor gibi birçok spor kulübünün aynı zamanda tiyatro temsil kolları vardı. Yani sahadaki rekabet sahnede de sürüyordu.
1932'de Halkevleri'nin kurulmasıyla Halk Tiyatrosu da kentte önemli bir misyon üstlendi. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kentte tiyatronun lokomotifi oldu.
Erken Cumhuriyet döneminde Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Darülbedayi başta olmak üzere çeşitli tiyatro topluluklarının turneler düzenledikleri Trabzon’da zamanla ciddi bir tiyatro izleyicisi ve kültürü oluştu. Tarihçi Veysel Usta'nın 'Trabzon'da Tiyatro' kitabında Trabzon'a turneye gelen Muhsin Ertuğrul'un şu sözleri yer alıyor:
"Avrupa’nın daha birçok tiyatro şehirlerinde oynanmayan, oynansa bile zevk duyulmayan İbsen, Emson, Anderya’nın Türkiye’nin bir vilayet şehri olan Trabzon’da temsil edilmesi ve alaka ile seyredilmesi düşüncelerde büyük bir inkılâb ufkuna alamettir.”
İlk olarak mübadele ile değişen demografi şehrin kültür sanatını ve dolayısıyla tiyatroyu etkiledi. Erken Cumhuriyet döneminde kültür ve sanata önem verilse de değişen iktidarların politikaları, kentin ekonomik öneminin giderek azalması, kentlinin göçmesi, şehir merkezinin de kırsaldan göç alması ve Trabzonspor'un yakaladığı başarıyla şehrin de kendini artık kültür-sanat yerine futboldan tariflemesi tiyatroya olan ilgiyi de azalttı.
Tüm bunlara rağmen Trabzon, Devlet Tiyatrosu'nun dışında 15'i aşkın yerel tiyatro grubu ile bu mirası sürdürüyor.