Trabzon'da bütçe eylemi: Mangal partisi yapanlar bizi anlayamaz
Bütçe teklifi üzerine yapılan basın açıklamasında Trabzon Halkevi'nden Damla Kenanoğlu, "Meclis'te mangal partisi yapanlar, evimizde yemeğimize et karıştırırken tereddüt etmemizi anlayamazlar" dedi.
TRABZON - Trabzon Halkevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) süren bütçe görüşmeleri hakkında basın açıklaması düzenledi. Bugün akşam saatlerinde Trabzon kent merkezindeki Meydan Parkı Atatürk Alanı'nda yapılan açıklamaya Trabzon Halkevi üyeleri dışında Trabzon Emek ve Demokrasi Güçleri temsilcileri de katıldı.
Katılımcıların "İnsanca yaşam istiyoruz", "Söz, yetki, karar, iktidar halka", "Yaşasın halkın hakları mücadelemiz" sloganlarını attığı basın açıklamasında Halkevleri üyesi Ulaş Tanşi, iktidarın sermayeyi korumak için emekçi kesimi yoksulluğa mahkum ettiğini vurguladı. Toplumun geniş kesimlerinin enflasyon altında ezildiğini belirten Tanşi, "Sermaye kesimi ise iktidardan aldığı desteklerle, teşviklerle, vergi aflarıyla emekçinin sırtına binerek zenginleşiyor. Halkın alım gücü büyük oranda eridi" dedi.
'BUNUN ADI EKONOMİK KRİZ DEĞİL SERVET TRANSFERİ'
Türkiye'nin 85 milyonluk nüfusunun 51 milyonunun açlık, 32 milyonunun da yoksulluk sınırında yaşadığını belirten Tanşi, bu durumun ekonomik krizle değil 'servet transferi' şeklinde tanımlanabileceğini söyledi. Tanşi, Emekli, memur, işçi, öğrenci, küçük esnaf ve çiftçinin aldığı ücretlerin enflasyon karşısında giderek erirken finans ve bankacılık sektörü, ihracat sektörü, sanayi sektörü gibi sermaye kesimlerinin ise karlarını katladığına vurgu yaptı.
Mecliste görüşülmeye başlayan 2024 yılı bütçe teklifinin bu yılda halkın temel gereksinimlerinden yana değil sermayenin istekleri doğrultusunda oluşturulduğunu belirten Tanşi, "KDV ve ÖTV’ye yapılan zamlar iki kez alınan MTV, harçlara yapılan zamlar, kredi faiz oranlarının yükseltilmesi gösteriyor ki halk kesimleri gözden çıkarılmıştır. Bizler vergi altında ezilirken sermayeden bırakın vergi almayı vergi muafiyeti ile geçmiş dönem borçlarını siliyorlar. Zenginlerden vergi almaya utanıyorlar ama emekliye 7500 TL vermeye utanmıyorlar. Madem kapalı kapılar ardında bütçe görüşmeleri devam ediyor. Bizler meydanlardan sesleniyoruz. Zenginlerden neden gelir vergisi alınmıyor? Gücünüz sermayeden vergi almaya yetmiyor mu?" sözlerini kullandı.
'ÖZELLEŞTİRMENİN SONUÇLARINI HALK ACI BİR ŞEKİLDE YAŞIYOR'
Eğitim, sağlık, barınma, ulaşım gibi temel alanlardaki özelleştirmenin sonucunu halkın acı bir şekilde yaşadığını ifade eden Tanşi, "Bugün kiralar fahiş miktarda artıyorsa barınma hakkımız piyasalaştırıldığı içindir. Bugün eğitim niteliksiz ise, hastaneler can pazarına döndüyse özelleştirme politikaları yüzündendir. Doğamız maden şirketleri tarafından işgal altındaysa piyasalaştırma yüzündendir. Lafın kısası memleketteki her kötülüğün sebebi AKP iktidarı ve onun neoliberal politikalarıdır" ifadelerine yer verdi.
Yoksullaşma furyasından çıkışının tek yolu kamucu politikalar olduğunu dile getiren Tanşi, şu talepleri sıraladı:
"Asgari ücret tek bir kişinin değil hane halkının ihtiyaçlarına göre ve yoksulluk sınırı baz alınarak belirlenmelidir. Eğitim, sağlık, enerji, barınma, ulaşım ücretleri üstümüzde yük olmaktan kaldırılmalı, halka parasız ve temel bir hak olarak sunulmalıdır. Halk kesimlerinin üstündeki vergi yükü kaldırılmalı, vergiler 'taban'a değil patronlara yayılmalı ve kazançları daha çok vergilendirilerek halkın temel ihtiyaçlarına kaynak yaratılmalıdır. Özelleştirme politikalarına son verilmeli, toplumcu politikalar uygulanmalıdır."
'MECLİS'TE MANGAL PARTİSİ YAPANLAR BİZİ ANLAYAMAZ'
Tanşi'nin açıklamasının ardından söz alan bir diğer Halkevleri üyesi Damla Kenanoğlu, çıkarılacak bütçenin halktan yana olmasını istediklerini fakat kendilerini yönetenlerin böyle bir derdi olmadığını dile getirdi. Bütçe teklifinde Diyanet'e ayrılan payın yüzde 151 artarken Milli Eğitim'in genel bütçe içerisindeki payının son 10 yılda yüzde 14'ten yüzde 9'a gerilediği bilgisini veren Kenanoğlu, "Yani eğitimin çok da umurlarında olmadıklarını söylüyorlar. Peki burada kim benim çocuğum iyi eğitim almasa da, sıkış tıkış sınıflarda okusa da, iyi beslenemese de olur' der?" sözlerine yer verdi.
Açlık sınırının 13 bin lira olduğu Türkiye'de halkın yarısının 11 bin 400 lira olan asgari ücretle geçinmeye çalıştığını belirten Kenanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütçe görüşmeleri arasında Meclis'te mangal partisi yapanlar, evimizde yemeğimize et karıştırırken tereddüt etmemizi anlayamazlar. O yüzden bizim derdimizi oradakiler çözemez. Bizi bizden başkası kurtarmayacak, bunu çok iyi biliyoruz. İnsanca bir yaşamın 'boğazımızdan birazcık yemek geçsin de bir sonraki ayı göreyim' demek olmadığını biliyoruz. İstediğimiz sağlıklı, refah, insanca bir yaşam, bunun için mücadele etmeye devam ediyoruz. Hiç kimseden sadaka istemiyoruz, rica etmiyoruz. Bugüne kadar haklarımız için nasıl mücadele ettiysek insanca bir yaşam için bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz."