YAZARLAR

Trabzonspor Abdullah Avcı ile daha uygar

Avcı'nın uygar oyunu Trabzonspor’un üstü hamasetle örülmüş, devrimci potansiyelini gün yüzüne çıkaracak tek seçenektir. Trabzonspor camiasının milliyetçi ve muhafazakâr aurasına rağmen bu nesnel manada mümkün.

Futbol oyununun en temel birimi, ünitesi, aracı hiç kuşkuya yer yok ki sadece pastır. Her oyunun mimarisi, mühendisliği pasların belirginliği ve pas bağlantılarının önceden kurgulanmış tasarıya uygun olarak uygulanması ile ancak mümkün ve işlevsel olabilir. Deyim uygunsa pas, futbol oyununun medeniliği temsil eden en değerli, temel taşıdır. Trabzonspor ahalisinin uzun zaman önce unuttuğu, bu kıymetli paradigma, galiba Abdullah Avcı’yla birlikte yeniden itibar ve makbuliyet kazanacaktır. Abdullah Avcı bunu başarabilir mi? Ben çok umutluyum, kaldı ki, Avcı’dan daha uygun bir alternatif de yok. 

Erzurumspor maçında oyunun taleplerine göre Abdullah Avcı, en dengeli anlayışta ısrar etti. Defansta merkez ve merkez önünü çok oyuncuyla kapatarak, Mehmet Özdilek’i adeta sadece orta yapmaya mahkûm etti. İşin komik yanı, maç sonunda yayıncı kuruluşa verdiği demeçte Özdilek, en çok takımının bu mahkûm yanını övdü. Çok belli ki, Özdilek, Abdullah Avcı’nın planını anlamadığı gibi bütün maç boyunca Avcı'nın onu yönlendirdiğini de fark etmemiş. Şabloncu zeka böyle bir şeydir.

Trabzonspor uzun süredir hiç bu kadar dengeli oynamadı. Ne hücumu ne de savunmayı ihmal etmedi. Savunma kusursuz bir oyun çıkarırken, hücum belli ki, yeni oyun ve sistem değişimini yadırgamış. Özellikle Abdulkadir Ömür ve Nwakaeme, o aptallaştırıcı etkiyi en çok hisseden iki oyuncuydu. Tam da burada Ömür’e bir parantez açmak istiyorum, benim anladığım Ömür, Abdullah Avcı ve yeni oyun için ikna edilmiş gibi durmuyor. Belki de bunun sebebi kendini yıldız gibi hissetmesidir. Oysa Ömür yıldız filan değil. Ömür, hızı ve aklı arasında henüz senkron oluşturamamış, çaylaklardan biri. 

Ekuban ve Afome’nin sarsaklıkları olmasaydı, Trabzonspor çok farklı bir sonuç ile sahadan ayrılabilirdi. Bu kadar dikkatsizlik ve özensizliği, yeni oyunun negatif etkisine yormak, doğru bir tanı olabilir. 

Avcı'nın uygar oyunu Trabzonspor’un üstü hamasetle örülmüş, devrimci potansiyelini gün yüzüne çıkaracak tek seçenektir. Trabzonspor camiasının milliyetçi ve muhafazakâr aurasına rağmen bu nesnel manada mümkün. Trabzonspor camiasının niyeti ne olursa olsun, bu katı ve sağlam dayanaklar üstüne bina edilmemiş niyete rağmen, oyun ve Abdullah Avcı, kendi niyetini egemen kılabilir. 

Umberto Eco’nun yaratıcı yazarın niyetine rağmen metnin kendine özgü bir niyet oluşturması bahsinde olduğu gibi, Trabzonspor camiasına rağmen, uygar bir oyun, akılla mimari edilmiş bir oyun işbaşı yapabilir. 

Bir önceki yazımda Abdullah Avcı’nın sabırdan başka bir şeye ihtiyacı yoktur demiştim. Bugün sahne alan oyun o sabrı hak ediyor. Defansif organizasyona egemen kılınan akıl, hücum aksiyonlarında da egemenliğini ilan edecektir. Abdullah Avcı cesur bir başlangıç yaptı. Tepki toplayacağını bilmesine rağmen popülist davranmadı. Şimdi sıra Trabzonspor’un taraftarlarında, bu sabırlı cesaret, cesaretle desteklenmelidir. 


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.