Trump ve taraftarları karmaşa yaratmaktan zevk alıyor

Donald Trump ve Cumhuriyetçi temsilcilerin büyük bir kısmı, uzun süredir “Bir seçim, ancak biz kazanırsak meşrudur” tavrını benimsemişti. Kongre binasına baskın yapan Trump taraftarları işte bu fikri takip ediyorlar. Cumhuriyetçi Parti’deki Trump karşıtları ise bu kitleden korktukları için seslerini çıkarmıyorlar. Görünen o ki, iktidarın bir çılgın tarafından suistimal edilmesinin önündeki en büyük engel, halkın denetimidir.  

Google Haberlere Abone ol

David Smith

Başkan Donald Trump’ın haftalarca süren seçim sahtekârlığı ve başkanlık seçimlerini kaybetmesine neden olan diğer usulsüzlüklerle ilgili asılsız iddialarının ardından, sonuçları onaylamak için toplanan Kongre’nin ortak oturumu sırasında Trump taraftarlarının Kongre’yi basmaları, Washington’da bir kaosa yol açtı.

İzlemek şok edici olsa da, geçmişe bakınca bugünkü ayaklanmalar neredeyse kaçınılmaz gibi görünüyor.

Trump, seçimlerin ‘çalındığı’ konusunda haftalarca ısrar etti ve Cumhuriyetçi Parti’den çok az tepki aldı. Kendisine meydan okuyan bazı önemli insanlar oldu ancak bu isyan devam ederken bile, seçim sonuçlarının onaylanmasını engellemeye çalışan yüzden fazla Cumhuriyetçi milletvekili vardı. Bu, Cumhuriyetçi milletvekilleri açısından son derece fırsatçı bir süreç oldu.

Trump için bu tamamen bir oyun; bu noktada, önemsediği başka bir şey yok gibi görünüyor. Umutsuz biçimde iktidarda kalmaya çalışıyor.

TRUMP’IN İKTİDARI GASP ETME OYUNU DESTEK GÖRDÜ

Tüm bunların ortasında, en azından bir kısım Amerikalının şu anki başkanlarının sözlerini fazlasıyla ciddiye alması kaçınılmazdı. Onları bu şekilde ateşledikten sonra, bir çete hareketini kontrol etmek çok daha zor hale gelir. Protestoculara huzur içinde evlerine gitmelerini söyleyen gecikmiş tweeti (şimdi Twitter tarafından kaldırıldı) yetersiz ve çok geç bir mesajdı.

Washington’dan gelen bu görüntülerin bazılarına baktığımız zaman, neredeyse bir ‘cosplay’ (‘kostümlü oyun’) unsuru söz konusu. İsyancıların çoğu tuhaf aparatlar kullanıyordu. Bir bakıma, sanırım iktidarı ele geçiremeyeceklerini biliyorlardı. Bu insanların tam anlamıyla bir kaosa yol açmaktan aldığı keyifte, neredeyse bir karnaval duygusu söz konusuydu.

İster Trump isterse isyancı taraftarları olsun, kendi istediklerini yapamadıklarında, kazanamadıklarında, mümkün olduğunca karmaşa yaratacaklar ve bunun saçmalığının tadını çıkaracaklar.

Çok açık olan bir diğer şey de bu protestocuların polisten korkmaması. Polisi aşıp geçmeyi başardılar, Kongre binasına zorla girmeyi başardılar ve sonrasında gazetecilere şakalar yaptılar. Her ne kadar bir tanesi polis tarafından vurularak ve toplamda dört kişi ölmüş olsa da, polisin onlara karşı ölümcül bir misillemede bulunmayacağına inanıyorlardı.

Bunun, ‘Black Lives Matter’ (‘Siyahların Hayatı Değerlidir’) protestolarına kıyasla tezatlığı çarpıcıdır. Bir ‘Black Lives Matter’ protestosunun Kongre binasına bu kadar yaklaşmasına asla izin verilmezdi. Bunlar, her türlü dokunulmazlıkla hareket eden insanlar.

NEYE MAL OLURSA OLSUN SEÇİM SONUÇLARINI BALTALAMAK

İsyancılar Kongre binasına baskın yapar ve meşru seçimleri onaylama sürecini durdurmaya çalışırken, Trump ve Kongre’deki birçok Cumhuriyetçi üyenin liderliğini takip ediyorlardı. Cumhuriyetçiler için bir süredir, eğer seçimi kaybederlerse, sonuçları geçersiz kılmak için mümkün olduğunca çok şey yapma eğilimi mevcuttu.

Bu, mutlaka sonucu tersine çevirmek için çalıştıkları anlamına gelmiyor. Bununla birlikte, Demokrat valilerin kazandığı Kuzey Carolina ve Wisconsin’deki son seçimlere bakarsanız, bunu, yasama organlarındaki Cumhuriyetçilerin yönetimden mümkün olduğunca fazla yetkiyi ele geçirme çabaları takip ediyor.

“Bir seçim, ancak biz kazanırsak meşrudur” fikri, ülke genelindeki Cumhuriyetçi temsilciler tarafından uzun süredir uygulamaya konmuş durumda.

Kasım ayında Trump’ın Joe Biden’a yenilmesiyle birlikte, sonucun halkın iradesi olduğunu gerçekten kabul eden çok az Cumhuriyetçi oldu.

Bunun nedenlerinden biri, Trump’ın dört yıl önceki zaferinin beklenmedik şekilde gerçekleşmesi ve birçok Cumhuriyetçinin, bunun Amerikan siyasetinde yeni bir dönem olduğuna inanmasıdır. Bunun bir diğer nedeni de Trump’ın gerçekten de halkın oylarını kazanmadan seçimi kazanabilme becerisiydi. Şimdi Biden kazanmışken, seçimlerin Cumhuriyetçiler tarafından meşru bir şekilde kaybedilebileceğini kabul etmek için büyük bir isteksizlik söz konusu.

KIDEMLİ CUMHURİYETÇİLERİN BAŞARISIZ LİDERLİĞİ

Temsilciler Meclisi’ndeki bir numaralı Cumhuriyetçi olan Kevin McCarthy, en başından beri, seçimlerin çalındığına ilişkin bu saçma iddiaların kesin olarak arkasındaydı. İddialardan asla geri adım atmadı.

Senato çoğunluk lideri olan Mitch McConnell, seçim kuruluna dair dile getirdiği en küçük açıklamayı bile yapmadan önce, bu şeylerin haftalarca sürmesine göz yumdu. Dolayısıyla, McConnell’ın Senato’da seçim sonuçlarının onaylanmasına itiraz etmek isteyen Cumhuriyetçileri tam olarak kontrol edememesi hiç de şaşırtıcı değil.

Cumhuriyetçiler, dikkatleri üzerine çekmenin, yani kariyerinizi ilerletmenin en kolay yolunun, mümkün olan en aşırı Trump yanlısı tutumu sergilemek olduğundan geçtiğini öğrendiler. Bu nedenle, bu kadar çok temsilcinin, seçim sonuçlarının onaylanmasını engelleme çabalarını desteklemesi şaşırtıcı olmadı. Bundan para kazanıyorlar, destekçilerine göstermek için YouTube videoları kaydediyorlar.

Bu (Cumhuriyetçi Parti/ç.n.), artık Trump’ın partisi. Birçok insan siyasette ilerlemenin yolunun her alanda Trump’ı desteklemek olduğunu görüyor.

Eninde sonunda Trump’ın pes edeceğini uman birçok Cumhuriyetçi temsilci vardı. Bunların bir kısmı, seçimden sonraki günlerde, Trump’ın yasal seçeneklerini kullanmasına izin vermemiz gerektiğini, en nihayetinde doğru olan şeyi yapacağını ve ulusun iyiliği için bir kenara çekileceğini dile getiriyordu.

Ne var ki Trump asla ama asla köşesine çekilmeyecek ya da sonucu kabul etmeyecekti. Şu anda yaptığı şey, insanları yanında tutmak. Trump’ın doğru olanı yapmasını bekleyen herkes, yanlış bir şey yaptığında da kaçınılmaz olarak onu desteklemeye başlar.

Bu, Cumhuriyetçilerin öğrenmesi gereken bir ders ama Trump’ın taraftarlarından korkuyorlar. Zira hiçbirinin Kongre binasına saldırmak için hayatlarını riske atacak destekçileri yok.

EN İYİ GÜÇ DENETİMİ HALKTIR

Son birkaç yıl içinde, Amerikan kurumlarının hem güçlü hem de zayıf yönlerinde beklenmedik şeyler yaşandı. Mesela, Trump gibi biri tarafından kullanıldığında, federalizmin, başkanlık gücü üzerinde ziyadesiyle etkili bir kontrol mekanizması haline geldiği görüldü; bu belki de Demokratların daha önceleri inanabileceği bir şey değildi.

Diğer taraftan, normlarda büyük bir erozyon yaşandığını gördük; özellikle de Kongre’de. Bu durum uzun bir süredir devam ediyor ve McConnell uzun süredir normların en büyük aşındırıcılarından biri oldu. Kongre, Trump’ı hiçbir zaman etkili bir şekilde kontrol edemedi.

Sonuçta, seçimin ardından, Kongre üyeleri bunu yapmazken, ‘yeter artık’ diyenler Georgia Eyalet Genel Sekreteri Brad Raffensperger ve Michigan Eyalet Meclisi üyesi Aaron Van Langevelde gibi yerel ve eyalet çapındaki yetkililerdi.

Ve Trump federal mahkemeleri ve Yüksek Mahkeme’yi muhafazakâr yargıçlarla doldurmasın karşın, karşısındaki hukuki güçlüklerin hiçbiri ortadan yok olmadı.

Yani, sonuç olarak alınacak ders, en etkili denetimin seçim olduğudur. Bu, halkın sesidir. Trump’ın çiğnediği her norm, yaptığı her demokrasi karşıtı şey karşısında daha büyük bir tepki oluştu.

Tarihin en büyük katılımlarından birinin yaşandığı bir seçim gördük. Sokaklarda dört yıl boyunca kesintisiz protestolar yaşadık. Ve sonunda, bu, başkanlığın tâbi olduğu en önemli kontrol aracı oldu.


Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)