TTB: Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz

Türk Tabipleri Birliği, korona vakalarındaki artışa ilişkin açıklama yaparak, “İktidarı bir kere daha uyarıyoruz. Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Her geçen gün korona virüsü salgınında vaka sayılarında artış yaşanmaya devam ediyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, “İktidara Uyarımız, Topluma Çağrımızdır” başlıklı açıklama yaparak alınması gereken acil önlemleri sıraladı.
TTB’nin bir yıldır hem topluma hem de Sağlık Bakanlığı’na yaptığı çağrı ve açıklamalardan oluşan 50 metre uzunluğundaki belgeleri paylaşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “İktidar bu uyarılarımızı asla hayata geçirmedi. Bunlar toplumu yok saymanın belgesidir” dedi.

‘UYARILARIMIZ YİNE DİNLENMEDİ’

İktidarın mart ayı başında kontrollü normalleşme kararı aldığı dönemde resmi günlük vaka sayılarının 8 bin, ölüm sayılarının ise 65’in altında olduğunu belirten tabipler yaptıkları açıklamada, “TTB olarak o zaman da ‘normalleşme’ başlığı altında atılacak adımların bilimsel olmadığı konusunda uyarmıştık. Ama ne yazık ki uyarılarımız yine dinlenmedi. Hatırlatıyoruz öngörülen her şey önlenebilirdi. Hastaların Sağlık Bakanlığı’nın verdiği sayılara göre dahi 55 bini aştığını ve ölüm sayılarının 250’nin üzerine çıktığını görmekten üzüntü duyuyoruz. Bu sayılarla Avrupa’da yeni vaka bildirimin en yüksek olduğu ülkeyiz” dedi.

Türkiye’de bilimsel anlamda filyasyonun hiç yapılmadığı, hasta ve temaslı takibinde de her gün çok ciddi aksaklıkların taraflarına iletildiğini belirten tabipler, “14 Ocak 2021 tarihinden bu yana 11 hafta geçmiştir ve iki doz aşı olanlar toplumun yüzde 10’una dahi ulaşmamıştır. İki doz aşı olanların 8 milyona ulaşmayan sayısı ile bilimsel olarak Türkiye’de bağışıklama sağlanabilmesi için 6 ayda 120 milyon doz aşı gerekliliğinin yanından bile geçilememektedir ve halen bir aşı programı açıklanamamıştır” ifadelerini kullandı.

’28 GÜN ÇARKLAR DURDURULMALI’

“TTB olarak iktidarı bir kere daha uyarıyoruz: Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz! Her gün yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz son durumda acil adımlar atılmalıdır” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada atılması gereken adımlar şöyle sıralandı:

-Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır.
-Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri, ve toplum dahil edilmelidir.
-Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır.
-Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.

‘ETKİLİ AŞILAMA PROGRAMI UYGULANMALI’

-Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır.
-Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır.
-Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır. Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir.
-Kapatılmış olan Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi yapılarımızın ne kadar gerekli olduğu şimdi bir kez daha anlaşılmıştır. Artık sağlıkta birilerini zengin edecek değil toplumun ihtiyaçlarına yönelik adımlar atılmalı; aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır. Küresel sorunda çözümün de küresel olduğu kabul edilmelidir. Kimseyi geride ve yalnız bırakmayan uluslararası koordinasyon acilen kurulmalıdır.

BİLİM İNSANLARINA ÇAĞRIMIZDIR: Verilerin kamuoyu ile paylaşılmadığı, bağımsız bilimsel çalışmaların engellendiği şartlarda sınırlı sayıda da olsa eldeki mevcut verileri ile ülkenin, bölgelerin, risk gruplarının özgün durumlarının gösterilmesi gerekir. Bilim insanları yayın üretme konusunda Bakanlığın çizdiği çerçevenin dışına çıkmalıdır; TTB bilimsel sorumluluğu almaya hazırdır.

TOPLUMA ÇAĞRIMIZDIR: Sosyal haklarımızın korunması; temel gıda, su, ısınma, barınma, temizlik ihtiyaçlarınızın karşılanması salgınla mücadelede iktidarın görevidir. Temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğinizi sağlayacak alanlar ve düzenlemeler organize etmek yine iktidarın sorumluluğundadır. Ekonomik çıkarlar için sağlığımızı hiçe atarak çalıştırıldığımız işyeri ortamlarına gitmemeyi talep etmek en doğal sağlık hakkı talebimizdir. Hareketliliği azaltıp bulaşı önlememiz için ekonomik destek, zamanında aşılanma, şeffaf bilgi edinme yurttaşlık haklarımızdır. Haklarımızla ruhsal, fiziksel, biyolojik bütünlüğümüz yani sağlığımız için çalışmak görevi sağlığımızı korumak olan ilgili bakanlıkların ve iktidarın tartışılmaz sorumluluğudur. Hak taleplerimizi yükseltmenin, yaşam hakkımızı daha güçlü savunmanın en gerekli olduğu zamanlardayız. Toplumun yaşam hakkının dahi elinden alındığı bu dönemde, tüm demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere, toplum temsilcilerine bu talebi birlikte yükseltelim çağrısında bulunuyoruz. (DUVAR)