YAZARLAR

Tuhaf bir umut senfonisi

Umut, bireylerin dünyasında da toplumların tarihinde de en çok konuşulan kavramlardan biridir. Sembolist ressam George Frederic Watts’ın, Hope / Umut adlı tablosu, umudu yalnızca bahar çiçekleri taşıyan güzel kadınlarla gösteren resim anlayışını yıkmadı; aynı zamanda umudun edilgen haliyle, değiştirici gücü arasındaki farkların tartışılmasını sağladı.

umuttan büyük başka mekan var mıdır
ricayla veya şükürle sığındığımız
yalvarmak ve tamahla, emel ve temenniyle
bağlanıp koptuğumuz?
umuttan daha sönük
ve o durgun deliliğiyle daha yakıcı ne var
yeis ile intizarı
çiçeklenmeyle yoksunluğu birbirine çarpan
bizi koşturarak, bekleterek dağlayan?

***

George Frederic Watts’ın, Hope / Umut (1885), adını verdiği tablosu, biçim özellikleri ve içeriğindeki mesajlarla sanat, politika ve din çevrelerinde en çok tartışılan eserlerden birdir. Ruhban sınıfı, sanat çevreleri ve eleştirmenler yerden yere vurdu eseri. Halk onu her defasında yeniden yükseltti. Eser, poster ve kart postal olarak en çok basılanlardan biri oldu.

George Frederic Watts, Hope / Umut (1885) ilk sergilenen versiyonu. 

***

Avrupa resmi, o güne dek daha çok, aşkı, aşk acısını gözleri bağlı figürler ve simgeler üzerinden okumaya alışmıştı. Watts bu görgü alışkanlığını da tersine çevirmişti.

“Hani umut, hangisi?”

Bunu soranlara, bir tek teli kalmış o lir mi söylüyordu umut ilkesini? ‘Dünya’ dediğimiz küreyi düşündüren bir yuvarlağın üstüne kıvrılmış, elbiseleri ıslakmış duygusuyla insanın içini ezen, gözleri bağlı bu kadın mı temsil ediyor umudu? Göğün bir kıvrımında belli belirsiz parlayan o yıldız mı?

Watts, Umut’un 1886'nın sonlarında ikinci versiyonunu üretti. Tabloyu, başka 8 eseriyle birlikte o dönemdeki adı South Kensington Müzesi'ne (şimdi Victoria ve Albert Müzesi) bağışladı. Bu versiyonda kompozisyon aynı olsa da, merkezi figür küreye göre daha küçüktür ve renkler daha koyu ve daha az gösterişlidir, bu da tabloya ilk halinden daha kasvetli bir görünüm veriyor.

***

Evet!..

Umut oralarda...

Kendimizdeki umutlara bakalım.

Belirsizlikler içinde, delirmiş sessizliklerde kabarıp sönen; deprem ile zemheri ayazları sel ya da açlık arasında dağılıp toplanan; işsizlikle sömürü iğrençliği arasında dönenip duran değil mi umut?

Çoğunluğun umutları, umutlarımızın çoğu bu tabloya benzemiyor mu?

***

Umut'un matbaa baskılarının bile eriştiği her yerde, “kurtarıcı gücüne” dair inançları beslediği anlatılıyor. 5 Haziran 1967 Pazartesi, İsrail ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 Gün Savaşı denen çatışmalarda İsrail’in üstün gelmesinden sonra Mısır hükümetinin askerlerine Umut’un kopyalarını verdiğine dair bir söylenti yayıldı. (Bilgi olarak doğrulayamıyoruz) Fakat, 1974'te Ürdün eseri posta pulu olarak bastı.

Kürtler başta olmak üzere, halk çocuklarını kaçırıp gözaltında, asit dolu kuyularda kaybeden Beyaz Toros'lardan arta kalanlar mı umut; tarikatlara, onların istismar, tecavüz ve işkencelerine, ölüm evlerine göz kırparak semirmiş olanlar mı; AKP hükümetinin bir döneminde halk kaynaklarının özelleştirilmesi dahil, emekten her türlü değeri çalmanın mimarlarından olanlar mı umut; insanları türküleri ve danslarıyla Sivas’ta Madımak Oteli’nde yakanlara sempatik bir sessizlikle yaklaşıp o oyları temiz ve kutsal sayanlar mı?

Bunlar mı umut?

***

Bunları yanına almadan, seçimi kazansa bile ülkeyi yönetemeyeceğinden korkan; ortada yönetilecek “normal” bir burjuva devleti bile kalmadığını bilen, anlayan bu çağın sosyal demokratları mı?

Halkın küçümsenmeyecek kesimi için umutsuz umudun eziciliği bunlarda mı toplanıyor?

***

Evet!  

Bugün Türkiye’deki ezilen sınıflar ve halklar için umut, evet, biraz böyledir.

Kendi umudunu yaratamayanlar; yaratabildiği umudu büyütemeyenler; ellerindeki o son kibrit çöpünü birleştirip yeni ve daha büyük ateşler yaratmayı bilemeyen Kibritçi Kız’lar; birleşmenin kıymetinden çok, uzaklaşmanın bahanelerine kıymet biçip duranlar için umut hangi şarkıyı söyleyecekti ki?

***

Tablonun 3. Versiyonunda kadının etrafında göksel bir ışık halesi görülüyor. Sanat tarihçileri buna “Gökkuşaklı” versiyon adını verdi.

Ucu kıvrak bir hançer
Dalmış da gırtlağa
Çıkarken parçalıyor
Yüzdeki istekleri

Bu mudur umutsuzluğun umudunda dolanan imge? Şaire bu sözlerin anlamanı kırk boğumdan geçirerek düşündüren midir?

***

Watts, toplumsal adaletsizliğe bir çok eseriyle dikkat çekmeye çalışan ressam olarak anılıyor. Örneğin, sanat eleştirmeni P. T. Forsyth, Watts'ın 1885’te yaptığı Mammon adlı tablosuna dikkat çekiyor: “Bu tablo, inancın doğru yaşanmadığı toplumlarda üreyen sahte tanrıları, sahte peygamberleri anlamak ve onları takip edenleri / edecekleri bekleyen tehlikeleri görmek için büyük bir olanaktır” diyor.

Lir kasnağında kalan o tek telin hangi sesi, hangi notayı, hangi tonu vereceğini bilmiyor gözleri bağlı kadın. Ancak yine de muazzam bir sabırla, gideyazmış bir umutla deniyor, dinliyor... Parmağının hangi takatiyle, hangi hüneriyle, o tek telin neresine değse, hangi zaman ve nefes aralığında neresinden titretse bir melodiye yaklaşabilecek?

***

Umut bu mu?

Evet!

İşçi ve emekçi sınıfların ezici çoğunluğunun sermayeden yana, hükümet taraftarı “sendikalara” bağlandığı; din inancının, hurafelere boyanarak farklı yaşam tarzlarını tehdit ettiği, parçaladığı Türkiye’nin politik umut bakımından uğraşıp yeniden kurması gerekenler bu denli yakıcı, zalimdir...

***

Umut’un yağlı boya son halini almadan önceki eskizlerinden biri.

Watts, 1885’te Hope’un ilk versiyonunu yapmış. Bu, özel bir koleksiyonda handiyse yitip gittiği için ressam farklı versiyonlarını yapmış. Çünkü bir sanatçı olarak umut kavramının hem bireylerin yaşamında hem de toplumlar üzerinde çok etkili olduğunu düşünüyor. Ve eserinin geniş kitlelerce anlaşılmasını istiyor.

Ressam Watts’ın Biyografisi’nin yazarı  Wilfred Blunt, Watts’ın bir arkadaşına yazdığı mektupta şunları söylediğini kaydediyor: "Belirsizlik, çekişme, çatışma, sarsılmış inançlar ve bunların yerine hiçbir şey yerleştirilmemiş, insanın gözleri oyuluyor gibi, başka bir şey görmüyorum."

Ressam 2023 yılından, bizim ülkemizden mi söz ediyor?

***

Bir küre üzerine kıvrılmış ve yalnızca bir teli kalmış liri çalan gözleri bağlı yalnız kadın figürü, neredeyse boş arka plandaki tek bir yıldızla bu tablo, büyük politik hareketlerin ilham kaynağı sayılıyor:

Yunan ve Roma mitolojilerin karması bir figür olan Hope, Watts’ın eserine ortaya çıkıncaya dek, elinde bahar dalları bir kadın olarak görüldü.  Thomas Lawrence’ın, 1811’de yaptığı, “ope olarak Georgiana Maria Leicester” tablosu bu örneklerden biridir.

***

Karaşın lider Martin Luther King Jr.’ın 1959’da yaptığı, “Shattered Dreams / Yıkılmış Hayaller’den” yola çıkarak ve “I Have A Dream / Bir Hayalim Var" diye başlayan konuşmasının (meydan vaazının) ilham kaynağı sayılıyor Hope.

ABD’de seçim kazanan başka bir karaşın lider Barack Obama’nın, 2004’te Demokratik Ulusal Kongre’nin açılış konuşmasının teması da Watts’ın tablosundan ilham alıyor ve "Umudun Cüreti" başlığını taşıyordu.

***

HDP’nin o olağanüstü politik basiretle yaptığı davetle Emek ve Özgürlük platformunda buluşan sosyalist parti ve gruplar bugünün Türkiye’sinde tam bu tabloyu, umudun bu halini değiştirmek istiyor.

Evet!..

“Bu politik Go ya da satranç tahtasında faşistlerin, İŞİD dahil din terörizmini destekleyenlerin de olduğunu görüyoruz” diyor Emek ve Özgürlük bileşenleri...

***

Evet!..

“Ülkenin dirliğini, umutsuzluklar silsilesine tahvil etmiş olanları devirmek için, bu oyun tahtasında dolambaçlar kurmak zorunda olabiliriz. Ancak dünyadaki hiçbir değişim, hiçbir devrimci yükseliş bunları görmeden, kendi lehine çevirmeden olmamıştır. Büyük oyunu görmeden yapılan her hamle, bizi yenilgi sularında oyalanmaya mahkûm eder.

"Görüyoruz!” diyor Emek ve Özgürlük gücü...

***

Watts 1904’te öldü. Ancak ölümünden kısa bir süre önce, bütün telleri yerli yerinde bir lirle muhabbet eden üç kadını resmetti ve esere “Faith, Hope and Charity / İnanç, Umut ve Sevgi” adını verdi. Tablo, Dublin Hugh Lane Gallery'dedir.

O tek teli kalmış liri, gökteki tek yıldızı küçümsemeden; kendi umutlarını edilgenlik batağından çıkarmak için mücadele edenler, başka umutlarla, inançlarla buluşabilir.

George Frederic Watts da tablosunun versiyonlarından birinde bunu yaptı: Lirin bütün tellerini yerine yerleştirdi ve tablosuna, “Faith, Hope and Charity / İnanç, Umut ve Sevgi” adını verdi.

Şimdi soru şu:

Biz o tek telli lirden, sönüklüğüyle bizi yakan umuttan, bu müzikli muhabbete gidebilecek miyiz?


Tevfik Taş Kimdir?

Şair, yazar ve gazetecidir. Halkın Kurtuluşu, Özgürlük, Demokrasi gazetelerinde başladığı gazeteciliği 1980’den sonra Yeni Ülke, Haberde ve Yorumda Gerçek, Evrensel Kültür dergisi, Evrensel gazetesi, Keşif Ve Coğrafya Dergisi Atlas gibi yayın organlarında yazar ve gazeteci olarak sürdürdü. Eskatalogya (Şiir); Bakmak-Görmek (Kavramlar ve kategoriler üzerine deneme); Günün Kapıları (Şiir); Görünüş ve Gerçek (Fotoğraf, resim, heykel, afiş ve bunların politikayla bağıntıları üzerine inceleme); Irak Yakın Acı (şiir); Deprem 7.2 - Irkçılık 77.2 (2011 yılında Van’da meydana gelen depremden sonra, Kürt halkına karşı basın ve yayın organlarında yapılan ırkçılık üzerine inceleme); İstanbul'un Gizemleri; Anadolu'nun Gizemleri; 50 Simgeyle Anadolu’nun Tarihi gibi kitaplarının yanı sıra çocuklara dünya resim tarihinden tablolar anlattığı 12 çocuk kitabı var.