Tülay Hatimoğulları: Çözüm sürecinin olması gerekiyor

AK Parti'yle bir görüşmeleri olmadığını söyleyen Tülay Hatimoğulları "Çözüm sürecinin olması gerekiyor. Her fırsatta demokratik zeminde bir sürecin başlamasını talep ettik. Hâlâ talep ediyoruz" dedi.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, TELE1 Televizyonu'nda Murat Taylan'ın sunduğu "Gündem Özel Liderler" programına katıldı

Seçim sürecinin yoğun geçtiğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, "Son günlere de girmiş oldu. Çok hareketli ve heyecanlı ilerliyor. Uzun zamandır sahadayız. Gittiğimiz bütün yerlerde 2023’ü aşan moral ve motivasyon gördük. Bu umut verici. Katıldığımız bütün programlarımız kitlesel, kalabalık ve coşkuluydu. Özellikle bölge ziyaretlerimizde kayyuma karşı duyulan öfkeyi fark ettik. Halkın iradesinin gasp edilmesine çok ciddi bir tepki. Bunun bir bakıma yerel seçimlerde hesap sorma isteği var kitlelerde" diye konuştu.

Ekonomik krizin etkisinin Mayıs 2023'teki milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimine göre daha çok hissedildiğini belirten Hatimoğulları, "Ekonomik krizin sokaktaki yansımasını 2023’te hissediyorduk ama bu seçimde çok daha fazlasını hissettik. Emeklilerin ücretlerinde enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında büyük bir erime yaşandı. Evet bir yerel seçimdeyiz ama aynı zamanda mevcut olan iktidarın merkezi politikaların yerele yansımasını hissettik" dedi.

Ucuz gıda için uzun kuyruklar oluştuğu hatırlatan Hatimoğulları, "Gerek genel seçmenlerin sorunlarına baktığımız zaman, DEM Parti’ye hiç oy vermemiş kesimlerle de görüştüğümüz zaman şunu çok net gördük: Ekonomik kriz, açlık, yoksulluk, ücretlerin erimesi… Türkiye’de bu kadar yağ, et için kuyruğa girmiş insanlar oluşmamıştı hiçbir zaman" ifadelerini kullandı.

'NEWROZ’DA VERİLEN MESAJ, BİR BARIŞ MESAJIYDI'

"DEM Parti seçmeni çok motive" diyen Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:

"Newroz kutlamaları çok kalabalık geçti bu sene. İstanbul, Diyarbakır, Van mitingleri de geçmiş senelerle kıyaslandığında oldukça kalabalık ve coşkuluydu. Mitinglerde bizlere bu coşkuyu yaşatan halklarımıza teşekkür ediyoruz. Bu Newroz’da verilen mesaj, bir barış mesajıydı. Bir diyalog ve müzakere süreci mesajıydı. Bu bakımdan da DEM Parti kitlesi oldukça motive. Barış konusundaki ısrarının bu seçimlerde de bir gösterge olmasını istiyor elbette ve tavrını bu şekilde ortaya koyuyor. DEM Parti’nin alacağı oy kesinlikle bir barış talebi. Türkiye’de uzun yıllara dayalı yaşanan bir sorun var ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünde çok temel bir engeldir Kürt meselesi. Bu sorunun barış yoluyla çözüleceğine dair talepler çok yükseldi bu dönem. Özellikle bu Newroz’da kitlenin en temel mesajlarından biri buydu."

'KAYYUMLARDAN İNANIN AKP SEÇMENİ BİLE BIKMIŞ DURUMDA'

Kazandıkları belediyeler kayyım atandığını hatırlatan Hatimoğulları, "DEM Parti seçmeni, bilinçli ve politik bir seçmen. Partisine bağlı bir seçmen. Bizim partimiz de seçmene, seçmen gözüyle bakan bir parti değil. Bu yüzden partiye yüksek bir bağlılık var. Sahada çok dolaştık. Kayyumlardan inanın AKP seçmeni bile bıkmış durumda. AKP’nin kayyum rejimi çok ciddi bir yıpranmış hal almış durumda. Kayyum erken dönemde bütün yurttaşların iradesini gasp etti. Hem seçenin hem de seçilenin iradesini gasp etmektir" dedi.

Kayyımlarla ilgili yolsuzluk soruşturmaları ve iddialarına değinen Tülay Hatimoğulları, "Kayyumda hizmet yapılmadığı gibi mevcut olanın da içini boşaltmış. Bunlar DEM Parti’nin iddiası değil. Sayıştay’ın raporlarını incelediğinizde kayyumların yolsuzluğunu görüyorsunuz. Borçsuz olarak yönettiğimiz belediyelerin kasasını eritmişler ve hiçbir hizmet yok. Belediyeleri aynı zamanda çok yüksek oranda borçlandırmışlar" şeklinde konuştu.

AK Parti'yle bir görüşmelerinin olmadığını ve yeni bir çözüm süreci olacağı iddialarının DEM Parti seçmeninden oy alabilmek için kasıtlı olarak yayıldığını söyleyen Hatimoğulları, şöyle devam etti: 

'AKP, ÇÖZÜM SÜRECİ OLACAK İMAJIYLA SEÇMENİ KONSOLİDE ETMEYE ÇALIŞIYOR'

"AKP ile siyasi anlamda hiçbir görüşmemiz olmadı. Ancak AKP, bölgede hatta İstanbul, Adana, Mersin, İzmir gibi yerlerde şu propagandayı çok ciddi bir şekilde yapıyorlar: ‘1 Nisan sonrası bir şeyler olacak’. Böyle bir imaj yaratmaya çalışıyorlar. Bunlar doğru şeyler değildir. Bu söylentiyi yayarken, Kürt seçmeni kendine doğru konsolide etmeyi hedefliyor.

Kürt seçmen çok politik bir seçmen. DEM Parti’nin tabanı bunları fark edebiliyor. Bir yandan hayal satmaya çalışırken, diğer yandan Hakan Fidan olmak başta olmak üzere hükümet nezdinde birçok temsilci ABD ve Irak arasında mekik dokudular. Buradan bir savaş ve çatışma süreci tetikleniyor. Bunu savaş zirvesi diye tabir ediyorum. Bu tür zirveleri yapıp bir de ‘1 Nisan sonrası bir şeyler olacak’ diyeceksiniz."

'KÜRT SORUNUNUN BARIŞÇIL VE DEMOKRATİK YÖNTEMLERLE ÇÖZÜLMESİ İÇİN ÇABA VERİYORUZ'

"Çözüm sürecinin olması gerekiyor. En çok isteyen parti DEM Parti. Bir her fırsatta bir çözüm süreci, demokratik zeminde bir sürecin başlamasını hep talep ettik. Hâlâ talep ediyoruz. Seçimden sonra da talep edeceğiz. 'Bu işi Erdoğan çözer' meselesine indirgememek gerekiyor. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için çaba veren bir partiyiz. Geçmiş dönemlerde de söyledik şimdi de söylüyoruz."

'SEÇİM MALZEMESİ YAPILMAYACAK KADAR ÖNEMLİ BİR MESELE'

"Türkiye tarihinin son 40 yılında ayyuka çıkmış ve bu kadar bilinen bir meselenin çözümü, bir yerel seçime sıkıştırılacak bir sorun değildir. Seçim malzemesi yapılmayacak kadar önemli bir meseledir. Çünkü çok acı çekiliyor. Kürt halkı acı çekiyor, batıda bizler acı çekiyoruz. Sonuçta bunu çok az konuşabiliyoruz ama güvenlik politikalarına, özel savaşa ayrılan bütçeyi düşündüğümüz zaman, bir Türk işçinin, bir Arap ve farklı halklara mensup işçilerin boğazından kısılıyor. Biz bugün barışı talep ederken sadece Kürt halkı için talep etmiyoruz. Barış, Türkiye’yi rahatlatacak bir şeydir. Türkiye’deki işçiyi, emekçiyi rahatlatacak, demokratikleşmenin önünü açacak bir şeydir.

Kürt sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesi talebini yıllardır ifade ediyoruz. Bunun muhatabı çok net. Bunun muhatabı devlettir. Dünya tarihine baktığımız zaman, çatışmalı süreçlerin hep tarafların yan yana gelerek çözüldüğünü gördük. Üçüncü göz olmuştur. Muhatap devlettir. İcra makamı olarak elbette hükümettir. Şimdi bu hükümet var yarın başkası olur. Ez cümle söyleyeceğim şudur: '1 Nisan’dan sonra bir şeyler değişecek' gibi kendi yüzünü yumuşatmaya çalışan bir iktidar var. Bu sorunun çözümü için çabamız devam edecek. Ama seçim malzemesi haline getirilmesi kabul edilemez."

(HABER MERKEZİ)