Tülay Hatimoğulları'ndan CHP'ye 'öncülük' çağrısı: Sürecin parçası olmalı

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "CHP de daha ciddi bir plan ve programla bu sürece öncülük etmeli. Bu sürecin bir parçası olmalıdır" dedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı Abdullah Öcalan çağrısının ardından başlayan ve İmralı Heyeti'nin Öcalan ile yaptığı görüşmelerle devam eden sürece dair açıklamalarda bulundu.

'NE YAPMAK İSTEDİKLERİNE DAİR BİZDE BİR BİLGİ YOK'

Mezopotamya Ajansı'ndan Selman Güzelyüz  ve Ömer Güngör'ün sorularını yanıtlayan Hatimoğulları, süreci şu sözlerle özetledi: "1 Ekim'de Meclis’teki selamlaşma ile başlayan gelişmelerden bugüne kadar değerlendirdiğimizde, özetle süreci şöyle görüyoruz; Evet, Bahçeli’nin atmış olduğu adım önemli bir adımdır. Bugüne kadar bu adımın arkasında durduğunu her fırsatta ifade etti. Biz DEM Parti olarak bunu önemli ve kıymetli buluyoruz. Ancak öte yandan başta Erdoğan olmak üzere hükümetten ve bu ülkeyi yöneten iktidardan doğru henüz somut bir açıklama yapılmamıştır. Ne yapmak istediklerine dair bizde bir bilgi yoktur. Kürt sorununun çözümüyle ilgili kafalarından veya akıllarından geçen bir plan var mıdır? Bu plan nedir? Buna dair bizim ve kamuoyunun bir bilgisi yok."

'BİR YANDAN BARIŞ DİYECEKSİNİZ, BİR YANDAN KAYYIM ATAYACAKSINIZ'

Bu süreçte yapılan kayyım atamalarına da değinen Hatimoğulları, "1 Ekim’den bu yana çok sayıda kayyım atamaları gerçekleşti. En son Akdeniz Belediyesi eşbaşkanlarımız ve meclis üyelerimiz tutuklandı. Ardından belediyeye kayyım atandı. Bir yandan siz barış diyeceksiniz, öte yandan tutuklamalar, gözaltılar, kayyım atamaları yapacaksınız. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bunları normal olarak kabul etmiyoruz ve etmeyiz de" dedi.

'HEM SOPA HEM HAVUÇ GÖSTERİYORLAR'

"Hem sopa hem havuç gösteriyorlar" diyen Hatimoğulları şöyle devam etti: "DEM Parti'ye ve Kürt siyasetine ‘Bizim kadife eldivenimizin içinde demir yumruk var’ mesajı verilmeye çalışılıyor. Bu barış sürecinin gelişmesine aykırı bir yaklaşımdır. Bunun tersine dönmesi gerekiyor. Önümüzdeki süreçte barışın inşa edilmesine ilişkin bir yol alınacaksa, gerçekten olması gereken en önemli noktalardan biri, kayyım atamasından vazgeçilmesidir. Kayyım atanmış bütün belediyelerimizde, belediye eşbaşkanlarımızın görevlerine hızla iade edilmesi gerekir. Aynı zamanda gözaltılar, tutuklamalar, hapishanelerdeki hasta tutsaklar ve cezaevi koşullarıyla ilgili çok ciddi iyileştirmeler yapılmalıdır. İnfazını tamamlamış birçok tutsak bırakılmıyor. Bu demokratik değildir, insani değildir. Anayasa çiğnenmektedir. Yine bununla ilgili çok hızlı iyileştirmelerin yapılması gerekiyor. Bu adımlar atıldığında, ben inanıyorum ki barışa giden yolun taşları daha sağlıklı ve ciddi bir biçimde döşenmiş olur."

'BARIŞIN EN BÜYÜK KAZANANI MUHALEFET OLUR'

CHP'nin rolüne ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi: "Bu süreç demokratik bir zeminde ilerlerse ve ülkemizde barış inşa edilirse, emin olalım ki bunun en büyük kazananı muhalefet olacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Muhalefet de kazanacaktır, Türkiye toplumunun tamamı da kazanacaktır. Muhalefet, Türkiye toplumunun kazanımını kendi kazanımı olarak da görmelidir. CHP de daha ciddi bir plan ve programla bu sürece öncülük etmeli. Bu sürecin bir parçası olmalıdır. Bu süreç Türkiye’nin demokratikleşmesi ve dönüşmesi bakımından büyük katkı sağlayacaktır."

 

 

 

(MEZOPOTAMYA AJANSI)