Tuncer Bakırhan'dan Bakan Tunç'a yanıt: Artık kayyım dönemi kapandı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kayyım açıklamasına tepki gösteren DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Artık kayyım dönemi kapandı" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Partisinin grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, 1 Mayıs’ta bütün ezilenlerin sesi olmak için alanlarda olacaklarını belirterek “Kürt halkının direnişi ile 1 Mayıs’ın devrimci ruhu kardeştir” dedi. 

Adalet Bakanı Yılmaz  Tunç'un 'kayyım' açıklamasına da tepki gösteren Bakırhan, "Artık kayyım dönemi kapandı" dedi.

'CUMHURBAŞKANI ‘KÜRTLER HARİÇ’ DEDİ' 

MA'nın aktardığına göre, Bakırhan’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:

“31 Mart seçimlerinden hemen sonra yapmış olduğumuz ilk konuşmamızda herkesi halkın iradesine saygı göstermeye davet etmiştik. Bu çağrımızı Van’da da yinelemiştik. Halkı karşısına alan halkın iradesini yok saydığı için bu seçimleri kaybedenler; yine geçmişteki tehdit ve kirli kumpaslarla dolu dillerini konuşmaya devam ediyorlar. Bizzat Cumhurbaşkanının kendisi ‘sandıklardan çıkan sonuçlara saygı göstereceğiz’ demişti. Ama aradan geçen zamana bakılırsa 'Kürtler hariç' demek istedi sanırım. Çünkü kirli kumpaslar, algı operasyonları bizim yerel yönetimler üzerinden devam etmeye çalışıyor.

'PSİKOLOJİK HARP BELGESİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'

Tabii bu saldırılar yeni değil. Geleneğinden geldiğimiz partilerin tamamı birçok defa benzer saldırılarla karşı karşıya kaldı. Daha geçen günlerde bir katı atık emekçisinin deposundan milli güvenlik kuruluna ait bir belge ortaya çıktı. Bu belgede 90’lı yıllarda Kürtlere karşı uygulanılan kirli politikaların nasıl tezgahlandığını ve nasıl hayata geçirildiğini Türkiye kamuoyu olarak şahitlik ettik. Kürt halkına dönük psikolojik harp dairesinin yürütmüş olduğu planlar, aslında o belgenin kendisinde vardı. Halklarımız biraz hafızalarını yoklarsa on binlerce faili meçhul cinayetin nasıl yapıldığını anlatıyordu o belge. Bugün Kürt illerinde hemen hemen ziyaret ettiğimiz bütün ailelerimizin başköşeye fotoğraflarını koydukları insanlarımızın failleri bu belgelerde saklıdır. Bu belgelerdeki planlarla katledildiler. Evet, biz bunları unutmadık, unutmayacağız. Bu çöpten çıkan belgenin de takipçisi olacağız.

'KİRLİ TEZGANI DEMOKRATİK YARGI İLE YARGILAYACAĞIZ'

İnsan kırımında, katliamlarda zamanaşımının olmadığını belirtmek istiyorum. Bir gün DEM gelir, devran dönerse biz bu Milli Güvenlik Kurulundaki kirli tezgâhı, Kürtlere ve muhaliflere dönük katliamcı yok eden anlayışı demokratik bir yargı karşısında yargılayacağımızı belirtmek istiyorum. Evet, dün böyleydi ama bugün çok mu farklı? Söz konusu DEM Parti olunca, söz konusu Kürtler, muhalifler olunca maalesef bu durum değişmiyor. Aynı şekilde devam ediyor. Bugün de aynı karanlık çevreler yine oyunlarında ısrar ediyorlar. Adalet desen yok işte Kobanê davası 7-8 yıldır devam ediyor. Bir tweet atıldığı için eş başkanlarımız dahil olmak üzere yüzün üzerinde arkadaşımız yargılanıyor, onlarcası cezaevinde. Özgürlükler yerle bir edilmiş, hukuk can çekişiyor. 

'TAHİR ELÇİ KATLİAMININ ORTAYA ÇIKMASI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ'

En son işte Tahir Elçi davasını hep birlikte gördük. Güpegündüz Diyarbakır’ın caddesinde işlenen bir cinayetin failleri ortada yok. Tutuklananlar da savcı bey tarafından beraat ettirilmek isteniyor. Karıncayı, kuşu dahi kameralarla, Mobese'lerle gören Amed’in her karışını kontrol edenler Tahir Elçi’nin katillerini bulamadılar ya da bulmak istemiyorlar. Bu yetmiyor yargılananları da beraat ettirmek istiyorlar. Bu kararın da takipçisi olacağız. Tahir Elçi’nin katillerinin ortaya çıkması için hep birlikte çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tüm bu olanlara karşı kılını kıpırdatmayanlar kalkmış bizi tehdit ediyorlar. Bunların hesabını vermeleri gerekirken sabah akşam DEM Parti. DEM Parti’nin kazandığı yerel yönetimler. İnsan biraz geriye dönüp bakar bu tehditlere bu kırımlara bu algı operasyonlarına Kürtler emekçiler, Türkiye halkları ne zaman taviz verdiler ne zaman eyvallah ettiler ki şimdi parmak sallamanızdan korkarak barış ve demokrasi mücadelemizden vazgeçeceğimizi mi bekliyorsunuz. Ne tehditleriniz ne algı operasyonlarınız bizi bu haklı mücadelemizden asla vazgeçiremeyecektir.

'KAYYIM DÖNEMİ KAPANDI'

Birileri adaleti sağlamakla görevli olmaları gerekirken, kayyımlarla bizi tehdit ediyor. Teyakkuzdalarmış. Vallahi sen teyakkuzdaysan bizim halkımız çoktan teyakkuzda. Artık o dönemler kapandı. Halkın iradesine, halkın iradesi olarak gördükleri belediyelere kayyım atayacağınızı düşünüyorsanız yanılırsınız. Bu halk size aslında Van’da çok büyük bir ders verdi. Evet, biz de teyakkuzdayız. Bu sefer irademizi asla gasp ettirmeyeceğimizi bir kez daha sizin huzurunuzda belirtmek istiyorum. Anamızın ak sütü kadar helal, hakkımız ve emeğimizle kazandığımız yerel yönetimlerimizi ne pahasına olursa olsun koruyacağız. 

'KAYYIMLAR BELEDİYELERİ TALAN ETMİŞ'

Değerli arkadaşlar; hiçbir dönem belediyelerin üzerine büyük pankartlarla bu kadar büyük borç tablosu çıkarılmamıştı. Belediyelerde yolsuzluk diz boyu. Belediyeler borç batağına batırılmış en küçük belediyenin dahi yüz milyonun üzerinde borçları var. Kimi ilçelerimiz büyükşehirle yarışacak borçlara sahip. Kayyımlar talan etmiş yok etmiş büyük usulsüzlükler yapmışlar ama bunların tekine bir soruşturma açılmamış. Bizim için teyakkuzda olanlar 8 yıldır yerel yönetimleri borç batağına batıran usulsüzlükleri ve yolsuzlukları aleni bir şekilde ortada olan yönetimler hakkında tek bir soruşturma açmamış. Ama söz konusu biz olunca semboller ve değerler üzerinden bizi tehdit etmeye çalışıyorlar. Bakın son kez burada söylüyorum. Biz geleneğinden geldiğimiz partilerin bu konuda tavrı çok nettir. Sadece Türkiye halklarının değil, hiçbir halkın dünyada yaşayan hiçbir halkın sembolleri ve değerleriyle sorunumuz yok, olmaz. Şimdi de yoktur. Basit algı operasyonlarıyla sembollere karşı olduğumuzu kamuoyuna lanse ederek kirli oyunlarını hayata geçirmeye çalışıyorlar.

'DEM PARTİ’YE GEÇİNCE Mİ ALACAĞININ FARKINA VARDIN?'

Bu yetmiyormuş gibi Ağrı’da il vergi dairesi, üst düzey bürokrasiyi geçtik İller Bankası'ndan Ağrı belediyemize giden 7 milyon liraya bloke koymuş. Neymiş il vergi dairesinin Ağrı belediyesinden alacağı varmış. 8 yıldır 10 yıldır uyuyorsun da belediye DEM Partiye geçince mi alacağının farkına varıyorsun?

Ağrı Belediyesi talan edilmiş, soyulmuş soğana çevrilmiş. İşçilerin, emekçilerin ücretini dahi ödeyemeyecek bir noktaya getirilmiş. Ağrı’daki yolsuzlukları bilmeyen yok. Hem bürokrasi suskun hem de vergi dairelerindeki beyefendiler şimdi borçlarını tahsil etmeleri akıllarına gelmiş. Bu tarafgir tutumları da unutmayacağız. Dolayısıyla çağrımız belediyeler arasında bir ayrımcılığın uygulanmamasıdır. Bizim olmayan belediyelerde il vergi daireleri ne yapıyorsa Ağrı İl Vergi Dairesini de onu yapmaya davet ediyoruz.

SAYIŞTAY VE MÜLKİYE MÜFETİŞLERİNE ÇAĞRI

Bizim alnımız ak, kapımız açık. Zaten biz açmasak da 24 saat belediyelerimizde Sayıştay ve Mülkiye müfettişleri kamp kuruyorlar. Emin olun içtiğimiz suyun fiyatına sayısına dahil bakıyorlar. Bizi diğer belediyelerle kimse karıştırmasın. Sizin huzurunuzda çağrı yapıyorum; Sayıştay ve mülkiye müfettişlerini halklarımızın kazandığı belediyelerimize ben davet ediyorum. Buyursunlar gelsinler; araştırsınlar, soruştursunlar. Keşke bunu yapsalar. Bizden önceki kayyımcu anlayışın hem AKP’li belediyelerin o belediyeleri nasıl soyduğunu görsünler.

Bu ülkenin tarihinde ne zaman yoksulluk sefalet ve ölüm varsa bilin ki iktidarlar barış ve demokrasiden uzaklaştıkları içindir. 1930’larda 70’lerde, 90’larda bunları yaşadık. Ülkemizde haksızlıklar, hukuksuzlukların konuşulduğu dönemlere muhtemelen sizler de içinizde bulunan arkadaşlar da şahitlik etmiştir. Evet, bu kötü ve karanlık günlerin olduğu günler demokrasiden uzaklaştığımız Kürt sorununu yok saydığınız, şiddetle çözmek istediğiniz dönemlerdi. Şimdi de aynı tablonun içindeyiz. İnsanlar açlıkla mücadele ediyor. Emekliler akşama kadar feryat figan ediyorlar. 10 bin lirayla nasıl geçinilir sorusunu soruyorlar. Geçinemiyoruz diye ayaktalar, sokaktalar. Ama buna çare bulması gerekenler parmak sallıyorlar. Bunu çözmesi gerekenler algı operasyonları yapmaya çalışıyorlar. 

'SAVAŞTAN, İHALE ALANLAR KAZANIYOR'

Tekrar ediyoruz; Türkiye’nin yaşadığı temel sorunlar savaşla giderilmez. Barış siyasetini izleyin demokrasi ve özgürlükleri arttıralım o zaman Türkiye’nin nasıl gelişeceğini büyüyeceğini hep birlikte göreceğiz. Bu iktidar anlayışıyla biz emekçiler kadınlar gençler kaybediyoruz. Peki, biz kaybediyorsak kim kazanıyor. Milyarlarca lira vergi desteği alanlar kazanıyor. Hem milyarlar kazanıyorlar hem de vergi desteği alıyorlar. Normalde demokratik bir ülkede tam tersi olmaz mı? Ismarlama ihale alan 3-5 müteahhit kazanıyor. 

'ÜÇ AYDA 425 İŞÇİ KATLEDİLDİ'

Son üç ayda 425’ten fazla işçi katledilmiştir. Evet, hayatını kaybetmiştir demiyorum. Gerekli olan güvenlik önlemleri ve güvenli çalışma ortamı sağlanmadığı için. Her gün kadınlar katlediliyor. Çocuk istismarına her yıl binlerce çocuk maruz kalıyor. Tüm bunların yanı sıra insanlar artık çöplerden yiyecek toplamaya başladı. 10 binlerce genç evini terk etti büyük bir çürüme ile karşı karşıyayız. Buna son vermenin adıdır DEM Parti. Buna son vermenin mücadelesini veriyor DEM Parti. Biz bu büyük çürümeye son verme yolunda ortak adil ve eşit yaşam inadımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Barış ve demokrasi mücadelesinden tek bir geri adım atmayacağız. Her evi her sofrayı etkileyen bu ekonomik krize karşı acil alınması gereken önlemler, atılması gereken adımlar var.

MECLİS’E 10 MADDELİK ÇAĞRI

Bu kriz döneminde de DEM Parti’nin tek parolası krize karşı emekçileri ve halklarımızı korumak olacaktır. Halkı ve emekçileri korumak için meclisin irade göstermesi için acil yerine getirilmesi gereken hususlara ilişkin 10 çağrı yapmak istiyoruz huzurlarınızda.

- Asgari ücreti her ay sendikaların belirlemiş olduğu yoksulluk sınırının yarısına eşitleyelim. Asgari ücreti 3 ayda bir güncelleyelim.

- En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çıkaralım, kademeli emeklilik sistemi ile birlikte sosyal adaleti sağlayalım.

- Esnaflara ucuz kredi imkanı sağlayıp sigorta primlerinden kolaylık sağlayalım ki istihdama katkı sunulsun.

- Küçük esnafın 100 bin liraya kalan borçlarını silelim. Milyar dolar kazananlara vergi muafiyeti sağlayanlar ve borçlarını silenler esnafın 100 bin liraya kadar olan borçlarını gayet rahat silebilir.

- Vergi adaleti için çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacak düzenlemeler yapalım. Allah aşkına yani küçük bir işletmenin sahibi olan insanlar dahi bunu bilmez mi? Ya çok kazanandan çok alınır. Biz bile devlet yardımı almadığımız zaman zengin esnafımızdan daha fazla partiye bağış yapmasını isterdik. Şimdi tam tersi oluyor. Çok kazanana vergi muafiyeti, az kazananın çorbasındaki KDV’yi bile arttırıyorlar. Evet, bunu değiştirelim. Vergi muafiyet ve istisnalara artık son verelim.

- Çiftçilerin temel giderler kalemlerinden olan mazot gübre elektrik gibi girdilerin ucuza teminini sağlayarak üretimi teşvik edelim. Ailem Kars’ta yaşıyor Çiftçi girdiler pahalı olduğu için üretim yapmadığı için dönem samanı bile İran'dan ithal etmek durumunda kalıyoruz. Çiftçiye destek sağlamadığın zaman dışarından ithal bir ekonomik anlayışa mahkum kalıyorsun. Yine küçük çiftçilerin 10 bine kadar olan borçlarını gelin silelim.

- Bireysel borçlanma sorununu ortadan kaldırmak için hane geliri 50 bin liranın altında olan vatandaşların ihtiyaç ve bireysel borçlarının borç faizlerini silip borç faizlerini yeniden yapılandıralım. 

- Engellilerin KPSS kapsamında hemen 20 bin kişinin işe alımını gerçekleştirelim. Kamuda engelli istihdam kotasını yüzde 6'ya yükseltelim.

- Gençlere temel gelir desteği sağlayalım. Öğrencilerin burslarını insani şartlarda eğitim görebilecekleri bir seviyeye yükseltelim. Geçim sıkıntısı çekmeyecekleri olanakları gençlerimize yaratalım.

- Barınamayan öğrenciler için bir atılım başlatarak öğrencilerin barınma sorununu tarihe gömelim.

Şimdi size soruyorum bu 10 maddenin hangisi meclisten geçmez? Çok mu zor bunlar. İşte bu 10 maddeyi dahi geçirseler emekliler, emekçiler, öğrenciler, gençler, çiftçiler, küçük esnaf nefes alacak. Ama maalesef bunu bile yapmayanlar emekçilerin, gençlerin, köylülerin dostu olduğunu söylüyorlar. Biz bu saydığımız 10 maddenin tamamını milletvekili arkadaşlarımızla birlikte genel kurulda da sahada da her yerde dile getirerek meclisin adım atması için de kararlılıkla mücadele edeceğiz.

'TAKSİM’DE OLACAĞIZ'

Yarın bir Mayıs. Yüzlerce yıllık emeğimizle çabamızla 1 Mayıs’ı hem devletlere hem sermayeye kabul ettirdik. İşçilerin bayramıdır. İşçilerin, emekçilerin bayramını bu vesileyle kutluyorum. Biz 8 Mart ruhunu nasıl Newroz coşkusuyla birleştirdiysek, Newroz’un gücünü de sahaya çıkan milyonların gücünü 31 Mart’ta başarıya dönüştürdüysek, şimdi 31 Mart’taki elde ettiğimiz başarıyı 1 Mayıs alanlarına taşıyarak, işçinin emekçinin gücünü göstereceğiz. Bu kadar sömürü ve baskının olduğu açlık ve sömürünün kol gezdiği bir dönemde 1 Mayıs bizler için 31 Mart’ta aldığımız değişim mesajını zafere ulaştırmanın dönüm noktası olacaktır. 1 Mayıs’ta bir kez daha milyonlarla bir araya gelerek mücadelemizin gücünü gösterme zamanıdır. DEM Parti olarak bizler her zaman emeğin ve özgürlüğün ülkesini kurmak için uğraşıyoruz. DEM Parti emekçilerin partisidir, mültecilerin partisidir, kimliği yok sayılanların partisidir, DEM Parti maden ocaklarında karın tokluğuna çalışanların, tekstil atölyelerinde hayata tutulmaya çalışanların sesi, sözüdür. DEM Parti Kürdün Türkün Arabın, Ermenin burada adını sayamadığım bütün hakların ve inançların partisidir, güvencesidir. DEM Parti haksız ve hukuksuz yere içeride olan tutsakların haykırışıdır. DEM Parti işçi sınıfı ile Kürt halkının hak arama mücadelelerini birleştirdiği bir mevzidir. DEM Parti 1 Mayıs’tır 8 Mart’tır, Newroz’dur. Bizim için Newroz da 1 Mayıs’ta aynı mücadeledir. Kürt halkının direnişi ile 1 Mayıs’ın devrimci ruhu kardeştir. Emeği sömürülen ve katledilen işçilerin emekçilerin kadınların gençlerin bütün ezilenlerin sesi ve umudu olmak için DEM Parti Eş Başkanları olarak biz de Van ve İstanbul’da alanlarda olacağız. Yarın ben de İstanbul’daki emekçilerle işçilerle dayanışmak için omuz omuza vermek için Taksim’de olacağım. Bu vesile ile tüm işçileri emekçileri kamu emekçilerini kadınları gençleri partimize gönül vermiş bütün halkımızı halklarımızı 1 Mayıs’ta Taksim’de işçilerle emekçilerle dayanışmaya çağırıyorum.

HİLVAN SEÇİMLERİ

Biliyorsunuz Hilvan’da belediyeyi kazandık. Orada çeşitli oyunlarla birlikte Hilvan belediyesi seçimi iptal ettirdiler. 2 Haziran’da tekrar seçim yenilecek. Buradan onurlu Hilvan halkına seslenmek istiyorum. Hilvan halkı gerçekten onurlu bir halktır. Hak arama mücadelesini verildiği ilk topraklardandır. Hilvan halkını 7’den 70’e bu haksız ve hukuksuzluğa karşı DEM Parti çalışmalarına katılmaya ve DEM Parti'nin tekrar belediyeyi alması için çalışmaya çağırıyorum. Biz de Hilvan’da olacağız. Merkezimizle, milletvekillerimizle, demokratik kitle örgütleriyle, aydınlarla birlikte bu haksızlığı ve hukuksuzluğu büyük bir farkla Hilvan’da kapatarak, tekrar Hilvan belediyesini alarak halkın evi haline getireceğiz diyoruz.

'AMEDSPOR’UN ŞAMPİYONLUĞUNU KUTLUYORUZ'

Amedspor'umuz emin olun sadece bizim değil, Türkiye emekçilerinin, halklarının, gençlerinin, Türkiye’de sanırım son verilere göre taraftarı en fazla olan üçüncü büyük takımmış Amedspor. Yani demek ki köklü takımlara rağmen bu kadar çok taraftarı var, seveni var. Şampiyonluğunu kutluyoruz, hayırlı olsun. İnşallah önümüzdeki yıl da yine bu salonlarda birinci lige çıkmasını hep birlikte kutlarız. Batman Petrolspor’a da başarılar diliyoruz, kutluyoruz. Onlar da çok üstün bir başarı ortaya koydular. tabi Vanspor da daha bitmedi. Vanspor’un da eleme grubundan çıkarak Van’a yakışır bir sonuçla bir üst lige yükseleceğini bekliyoruz. Bu temennilerle hepinizin 1 Mayıs’ı kutlu olsun. Hepimize başarılar." 

(HABER MERKEZİ)