Turan Özdemir’in kızı: Film galasında Turan Özdemir adına okunan mektup uydurma

Turan Özdemir’in kızı Ezgi Özdemir, "İsmetse Olur" filminin galasında babasının film ekibine yazdığı iddiasıyla okunan mektubun, uydurma bir mektup olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 2018'de vefat eden oyuncu Turan Özdemir'in ölümünden önce rol aldığı "İsmetse Olur" filmi geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Filmin galasında Özdemir'in ölmeden önce film için yazdığı ileri sürülen bir mektup okundu. Özdemir'in kızı avukat Ezgi Özdemir, mektubun asparagas olduğunu belirterek bir basın açıklaması yaptı. 

Filmin galasında okunan ve babası tarafından ölmeden önce yazıldığı söylenen mektubun yalan olduğunu söyleyen Ezgi Özdemir, filmin yönetmeni ile yapımcısı hakkında 'evrakta sahtecilik' gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını ve tazminat davası açacaklarını belirtti. 

'MEKTUP TAMAMEN FİLMİN REKLAMINI YAPMAK AMACIYLA UYDURULMUŞ'

Mektubun babasının sanatçı kimliğine zarar verdiğini söyleyen Ezgi Özdemir, "Haberlerde 2016'da çekilen ve babamın da rol aldığı filmin yayınlandığını gördük. Filmin galasında da babamın yıllar önce yazdığı söylenen bir mektubun ortaya çıktığı söylendi. Bu mektup kesinlikle, babamın el yazısıyla yazılmış veya babamın imzasını taşıyan bir mektup değildir. Tamamen filmin reklamını yapmak amacıyla uydurulmuş, bir mektup. Sanki babam kalp hastasıymış ve ölümünü hissetmiş gibi 'Artık hiç enerjim kalmadı. Siz bu mektubu okurken ben çok uzaklarda olacağım' gibi ifadeleri içeren bu mektup, detaylı bir şekilde incelendiğinde aslında uyduruk olduğu anlaşılıyor. Abim, yapım şirketini aradı ancak herhangi bir yetkiliye ulaşamadık. Yönetmeni aradık, sosyal medyadan durumu aktarmaya çalıştık, bir geri dönüş olmadı. Tek istediğimiz; bu mektubun babam tarafından yazılmadığını, ailesinden de özür dilediklerini bildirmeleriydi" diye konuştu.

Ezgi Özdemir

'MEKTUP KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NİTELİĞİNDE'

Evrakta sahtecilik oluşturacak nitelikte bir mektup yayınlandığını söyleyen Özdemir, "Bu durumun suç oluşturduğunu anlatmaya çalıştık. Mektubun babamın sanatçı kişiliğini, ailesinin manevi değerlerini zedeleyecek nitelikte olduğunu, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu ve tazminat doğuracağı yönünde bilgi verdik. Kendisine ulaşmaya çalışsak da bize dönüş yapmayan filmin yönetmeni, sosyal medya platformunda katıldığı bir programda bu yalanı sürdürmeye devam edip, abim ile beni suçladı. Dava açabileceğimizi de söyledi. Konuşmalarında sanki bir mektup uydurulması ve okunması normalmiş gibi bir tavır da sergiledi" ifadelerini kullandı.

'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'

Özdemir, şöyle konuştu: "Babamın yazdığı ileri sürülen mektupta, kalp sorunu yaşadığını yazdığı bir bölüm de var. Ancak babam 2016 yılında herhangi bir problem yaşamadı. Sadece 2017 yılında anjiyo oldu. Kalp krizi dahi geçirmedi. Babam kalp krizi nedeniyle vefat etmedi. Ölüm raporunda menenjit nedeniyle öldüğü yazıyor. Bu mektup içeriğinde sanki kalp krizinden ölmüş, ölümünü hissetmiş gibi bir hava yaratılmış. Babam hayata son derece bağlı, mesleğine aşık ve esprili bir kişilikti. Mektupta 'Eski enerjim de kalmadı. Kalbim artık yeter demeye başladı. Kendimi hasta hissediyorum' gibi ifadeler var. Babamızın bu şekilde anılmasını kesinlikle istemiyoruz. Babamın son çıkmış filmi olabilir ama babamın zaten son çektiği film de değil. Bu film 2016 yılında çekildi ancak 2017 yılında çekilmiş film ve dizilerinin olduğunu görürsünüz. Yapım şirketi ve yönetmenin aleyhinde suç duyurusunda bulunacağız. Manevi tazminat davası açacağız. Yönetmen bu konudaki açıklamasında bu mektubun babama ait olmadığını nereden bildiğimizi soruyor. Kendi el yazısı olmadığını söylediğimiz için de gözlerinin görmediğini ve bu nedenle başkasına yazdırmış olabileceğini ileri sürüyor ancak babamın gözleri çok net bir şekilde görüyordu. Film çekmiş bir insanın gözlerinin görmediğini ima edilmesi yönetmenin açıklamalarını gittikçe saçmalaştırıyor."

Filmin galasında okunan mektupta şu ifadeler yer alıyor:

"Canım mesai arkadaşlarım, benim büyük ailem. Hani çoğu Türk filmlerinde başrol oyuncusu bir mektup bırakır ve evi terk eder ya. Siz de bu mektubu okurken ben çok uzaklarda olacağım. Aranızda olmayı gerçekten çok isterdim. 'İsmetse Olur'da kısmet olmadı maalesef. Bu dünyada çok kötülük gördüm, çok fazla kötü gördüm. Zulüm edenler, her zaman nefretle anıldı. Bir tiyatrocuya yapacağınız en büyük iyilik, onu unutmamaktır. Kendimce düzgün bir hayat sürdüm ama eski enerjim de kalmadı. Kalbim artık yeter demeye başladı. Kendimi hasta hissediyorum. Farz edin ki aranızda değilim ama ben her yerdeyim. Hepinizden tek bir isteğim var. Sakın beni unutmayın." (DHA)