Türenç’ten ‘sansür yasası’na tepki: Medyanın yüzde 95’i elinizde, yüzde 5’ten korkmayın

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, 'sansür yasası'na tepki göstererek, "Medyanın yüzde 95’i elinizde, o yüzde 5’ten korkmayın. Bırakın basın, anayasa güvencesi altında kalsın" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, CHP Grup Toplantısı’nda; "sosyal medya yasası" olarak bilinen Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifine tepki gösterdi.

Türenç, “Baskının, korkutmanın daha da büyüyeceğini beklemek, bugünkü Türkiye’de kehanet değil. Bu yasa ile demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temelleri güçlendirilecekmiş. Biz de diyoruz ki bu yasayla halkın haber alma hakkı gasp edilecek. Gazetecilerden korkmayın. Gazetecileri 3 yıla kadar hapisle sınamayın, yeniden. Zaten medyanın yüzde 95’i elinizde, o yüzde 5’ten korkmayın. Kontrole almayın yüzde 5’i, bu yasaymış gibi çabalarla. Bırakın basın, anayasal güvencesi altında kalsın. Gelin yanlıştan dönelim” dedi.

Kürsüye siyah maske ile çıkan Türenç, “Bu aslında bir protesto maskesidir” dedi.

Türenç, şunları söyledi:

“Bu çok önemli sorunun farkına varmamız gerekiyor. ‘Yeni İnternet ve Sosyal Medya Yasası’ diye sunulan, yaygın deyişiyle ‘sansür yasasının’, yani ‘susturma yasasının’ doğum sancıları arasındayız.

HEPİNİZİN SESİ BU YASANIN İÇİNDE BOĞULACAK: AKP ve MHP’nin hazırladığı yeni yasa taslağının iptalinin şart olduğunu sizlere söylemek için geldim. Yalan ve yanıltıcı haberin önlenmesinin hedeflendiği bu çalışmayla aslında halkın sesi kesilecek. ‘Basın yasası’ deniliyor, ancak hepinizin sesi bu yasanın içinde boğulacak. Halkın gerçeğe ulaşması engellenecek, bu yasayla. En büyük endişemiz ve korkumuz masummuş gibi sunulan yasa tasarısı ile iktidara karşı eleştirel haber yayınında yasaklamalar, gözaltılar, tutuklamalarla karşı karşıya kalacağız. Sadece gazeteciler değil; biz alışığız Silivri’de yatmaya; ama sizlerin de üstünde bu kılıç sallanacak.

SON DERECE MUĞLAK BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ: Biliyoruz ki muhalefetin karşı önergeleri komisyonlarda kabul edilmedi. Komisyonlarda gelişmeleri izleyen basın örgütlerinin ikazlarına da hiç yer verilmedi. Eğer bu şekliyle sansür yasası Meclis’ten çıkarılırsa; dün akşam öğrendik, Cumhurbaşkanının maaşının 141 bin liraya yükseltileceğini acaba yazabilecek miyiz?

Aynı haberin içine sizlerin 4 bin 253 liralık asgari ücretini de acaba ekleyebilecek miyiz? Bunlar suç mu sayılacak. bilmiyoruz. Bilmiyoruz, neyin suç olduğunu. Son derece muğlak bir durumla karşı karşıyayız. Doğa katliamını, kadın ölümlerini; bunların artışını acaba gazeteciler yazdığı zaman, 3 yıla kadar tutsak olacaklar mı, bilmiyoruz.

BUNDAN SONRA BİZİ NEYİN BEKLEDİĞİNİ BİLMİYORUZ: Baskının, korkutmanın daha da büyüyeceğini beklemek bugünkü Türkiye’de, bu koşullarda  kehanet değil. Zaten on yıllardır basın, dayanılmaz bir baskı altında. Çok sayıda gazeteci tutuklandı, 12 bin gazeteci işsiz kaldı. Çok sayıda evin direği yıkıldı. Can verdi hepsi bu uğurda. Bundan sonra bizi neyin beklediğini, bilmiyoruz. Hapis, alıştık. Bu yasa ile demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temelleri güçlendirilecekmiş. Biz de diyoruz ki bu yasayla halkın haber alma hakkı gasp edilecek. Sizin gerçeğe ulaşma hakkınız, anayasal hakkınız gasp edilecek.

ACELE, ÖZENSİZ HAZIRLANMIŞ YASADAN BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLMELİDİR: Seçim öncesi gerçeğe ulaşamayacaksınız. Basın yasası; gazeteciler tarafından, basın kurumları tarafından hazırlanır, hazırlanmalıdır. Saray elemanlarının hazırladığı bu yasayla, el çabukluğuyla demokrasiler yaşatılamaz. Yayın yasaklama kararları siyasi atanmışlara emanet edilemez. Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz? Basın İlan Kurumu, artık siyasi yayın yasağı getirecek. Basın kartları gazetecilerin aidiyet kimliğidir. Bu kartımız elimizden alınacak, keyfi verilecek, kim verecek emin değiliz. Acele, özensiz hazırlanmış yasadan bir an önce vazgeçilmelidir. Kamuoyunda, yetkin basın kurumlarından, hukukçulardan oluşan kurumlarda bu konunun tartışılması gerekmektedir. Kafa karıştıran, yoruma açık, iyi niyet içermeyen -bugüne kadar çok örneği var-, baskıcı, korkutucu, özgürlükleri kısıtlayan, haberi yasaklatan çabalardan vazgeçilmesini istiyoruz.

GAZETECİLERDEN KORKMAYIN: Ve diyoruz ki gazetecilerden korkmayın. Gazetecileri 3 yıla kadar hapisle sınamayın, yeniden. Zaten medyanın yüzde 95’i elinizde, o yüzde 5’ten korkmayın. Kontrole almayın yüzde 5’i, bu yasaymış gibi çabalarla. Bırakın basın, anayasal güvencesi altında kalsın. Gelin yanlıştan dönelim. Yapılacaksa seçimden sonra hep beraber oturup öncelikle basın kurumlarının desteği alınarak yeni yasa hazırlansın, düzenleme yapılsın ve eğitici kanallarla halkı, internet dünyasını eğitelim. Dünyada bu böyle yapılmakta.

Yasama, yürütme, yargıdan sonraki dördüncü gücün üzerindeki, yani basının üzerindeki eller çekilsin. Eleştirel habere ceza vermekten vazgeçilsin. Tam aksine bu vahim düzenlemelerin özgür düşünceye indirilen darbe olduğunu lütfen unutmayın. Bu korku ikliminin, oto sansürü büyüteceğini yani kendi kendinizi sansürleyeceğinizi unutmayın. Özgür olamayacaksınız. Ama şunu da söylemek istiyorum: Korkunun ecele faydası yok. Tarihin sayfaları içinde basını cendereye sokanların akıbetini hepiniz gayet iyi biliyorsunuz. Bu yüce çatı altında sizlerden tüm basın adına bu gerçeği hatırlatmayı bir görev biliyorum. Ve biliyoruz ki ‘bizim yolumuz yoldur, yolumuza devam’ diyorsanız; peki, Bu da geçer ya hu.”

GAZETECİLER SİYAH MASKE TAKTI 

Medya Dayanışma Grubu içindeki basın meslek örgütlerinin temsilcileri ve parlamento muhabirleri, CHP Grup Toplantısı’nı; “sosyal medya düzenlemesine” karşı siyah maske takarak takip etti.

Türkiye Gazeteciler Sendikası, sosyal medya hesabında; “Meclis gruplarında siyah maskelerimizle eylemdeyiz. Anayasaya aykırı bu tasarının geri çekilmesini istiyoruz. Susturma, korkutma, hapsetme yasasına hayır. Sansür Yasasına Hayır” paylaşımı yaptı. (HABER MERKEZİ)